Tanıtım

1.3K 60 85
                                    


"Evet. Başlasın eğlence." deyip ellerimi heyecanla birbirine sürttüm.

Böyle yapıncada aklıma sinekler gelmişti lan. Hani onlarda böyle ellerinimi, ayaklarınımı neyse işte onları birbirine sürtüyolardı ya. Dur bi dakika !

Ben kendime sinekmi demiş oldum ?

Neyse ne ? Güzel böcekler bence sinekler.

"Eminmisin ?" diye tekrar, tekrar ve tekrar sordu yanımdaki Ecrin. Tabii onun böyle demesi ile benim kadar bunu yapmak isteyen ve benim kadar heyecanlı olan biriciğim, asabi yakışıklım Uzay'dan cevap gecikmedi.

"Hadi ama kıvırcık. Sadece biraz eğleneceğiz o kadar." dedi ve sinsi bakışlarını bana çevirdi.

"Asabi yakışıklım haklı. Hem hadi müdür gelmeden yapalım şu işi. Ayrıca zaten zilin çalmasına da az kaldı. Biran önce yapalım da kurtulsun çaylaklar." diyerek ilerlemeye başladım. Benimle birlikte diğerlerinde anlaştığımız gibi kendi yerlerine geçmeye başlamıştı.

Bulut hemen okulun bahçeye giriş kapısında yerini alırken Ecrin'de okulun bina kapısının oralarda bi yerde durmuştu.

Asabi yakışıklımda benimle birlikte 3. Kata çıktı. "Hadi bol şans." dedi ve o da kolidorun başında bir şeylerle oyalanıyomuş gibi yapmaya başladı. Bende müdürün odasının kapısına gelince Uzay gibi bir şeylerle oyalanıyomuş gibi yaptım ve zilin çalmasını bekledim.

Yaklaşık 1-2 dakika sonra zil çalmış ve herkes içeri girmişti. Tabii biz rahattık çünkü dersimiz bedendi. Gerçi dersimiz beden olmasa da derse geç kalmayı umursamazdık orası ayrı bir konuydu.

Etrafı son bir kez kontrol edip Uzay'dan başka kimse olmadığına emin olunca yavaşca kapıyı açarak odaya girdim. Odaya girer girmez hızlı adımlarla müdürün büyük, dönen sandalyesine oturup etrafımda bir kaç tur döndüm ve masaya tutunarak sandalyeyi durdurdum.

Bunu yapmak cidden eğlenceliydi yahu !

Masaya göz atıp aradığımı bulunca hızla elimi atıp iyice önüme çektim mikrafonu. Tuşa basmadan önce telefonumdaki son hazırlığıda yapıp "Başlasın eğlence." diye mırıldanıp mikrafonun yanındaki küçük açma-kapa tuşna bastım.

"Ses deneme !" dediğim zaman kolidordan gelen kendi sesimi duymuştum. "Evet çaylaklar bende ve ekimibimden size bir iyilik daha." dedim ve telefonumdaki oynat tuşuna bastım.

Daha sonra ise okul kolidorunda yankılanan şarkı duyulmuştu.

Tenin, sinmiş yastığıma
Dün gece terk etmeden önce
İçinde bıraktığın acıyla
Kokunla uyudum bu gece

Pembe bir mezarlık gördüm rüyamda
Aşık cesetler şekerden tabutta
Gezinirken ciğerim doldu bir anda
Çürük çilek kokusuyla

Kalbi atan ölü bedenlerdi hepsi
Hepsinin başında ölüm perisi
Soluk birer pembe gül kokuyorlar
Karanlıkta

Affet bu gece ölmek istedim
Pembe bir mezarlık olmak istedim
Karanlığı elimle bölmek istedim
Seni çok özle-

Kapının hızla açılması ile gelenin Uzay olduğunu bildiğim için yerimden kalkıp telefonumu da alıp hızla odadan çıkmıştım.

Uzayla kolidorda koşup bahçeye bizimkilerin yanına çıktık ve birden dördümüzde birbirimize bakarak kahkaha atmaya başlamıştık.

Bir kere daha öğretmenlere ve müdüre bela olmuştuk !

Ama ne yapalım o gıcık öğretmenler de daha okula yeni yeni alışmış olan 9. sınıflara sürpriz sınav yapmasalardı bizde bu sınavı iptal etmek için bu kadar uğraşmazdık.

Bizim kahkalarımız daha durmadan bütün okul bahçeye çıkmaya başlamıştı.

O sırada ise bizim dikkatimizi çeken tek şey kaşları çatılmış ve bize, bizi öldürecekmiş gibi bakan müdür dikkatimizi çekmişti.

Bakalım bu sefer okuldan atılmamıza ailelerimiz ne diyecekti !

***

Mizah kategorisinde eğlenceli bir kitap yakında güzel ve eğlenceli bölümleri ile sizlerle olacak

<BELA>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin