(4) -Güzel haber-

721 46 145
                                    

Multi: Asabi yakışıklı - Uzay

"Ne ? Ciddi misin sen ?"

"Gayet ciddiyim cadı. Haftaya bende senin okuldayım."

"Ama... Ama buna nasıl izin verdiler ?"

"Seninle aynı okulda olmazsam hiçbir şekilde hiçbir okula gitmeyeceğimi söylemiştim. Onlarda karar verene kadar beni hiçbir okula kaydettirmeyeceklerini söylediler. Yarın gelip kaydımı yaptırıcaz. Bilmiyorum onlar pazartesi diyo ama ben seni daha fazla tek bırakmak istemediğim için hemen yarın başlamayı düşünüyorum."

"Saçmalama Uzay. Sen en iyisi onların dediği gibi pazartesi başla. Biraz tatil yapmış olursun."

"Emin misin ?" diye sordu kararsızlıkla Uzay.

"Eminim Uzay." derken bir yandan da göz deviriyodum.

"Bana bak cadı göz devirme bana yoksa oyarım senin o maviş gözlerini."

"Bu ne arkadaş ? Müneccim boku falan mı yedin ?"

"Her öğün mutlaka bir porsiyon yerim. Olmazsa olmazımdır."

"Iyy iğrenç herif. Neyse kapatıyorum ben işim var."

"Yalancıyı dilenci siksin diyecem ama öyle bişey yaparsa ben sikerim o dilenciyi."

"Lan ! Sen iyice terbiyesizleştin. Kapatıyom ben. Baybaysu."

"Baybayateş."

Telefonu kapatıp yatağımın yanındaki komidinin üzerine koydum ve hemen yan tarafımda duran diz üstü bilgisayarımı aldım.

Son olarak telefonumun sessizde olup olmadığını kontrol ettim ve başlat tuşuna basıp defalarca izlediğim ama asla vazgeçemediğim diziyi izlemeye başladım.

Hangi dizi mi ?

Benim biricik şeytanım, cehennemli kekim Lucifer'di.

Ciddi anlamda diziyi defalarca izlemiştim ve hâlâ da izlemeye devam ediyordum.

...

"Ya yeter yeter deme bana şöyle."

"Kezbansın ama." diyen abimin üzerine tam atlayıp saçını, başını yolacağım zaman aşağıdan bizimkilerin sesi gelmişti.

"Sen nasıl böyle bişey yaparsın Hakan ?" diye annem, babama bağrıyordu.

"Ne yapsaydım ya Melek ? Artık kendilerine gelmeleri lazım."

"Sus Hakan. Sus. Şimdi milleti arayacağı! ve buraya çağırıcam ve bu konuyu tekrar konuşucaz. Kesin o kadar çok ısrar etmişsindir ki seslerini bile çıkaramamışlardır. Ya sadece 3 gün sensiz bir yere gittim. Şu yaptığına bak. Ya sen neden bensiz bişey yapamıyo-"

"Tamam. Tamam ararım ben onları." dedi babam ve kaçarcasına yanımızdan geçip çalışma odasında doğru gitti.

Aslında kaçarcasına değildi ! Bildiğimiz kaçmıştı.

"Hayırdır. Mevzu ne ?"

"Hiç sorma oğlum. Ayrı okul davası."

Annem sözünu bitirir bitirmez resmen üstüne atlamıştım.

Uyarmıştım ama ben babamı. Kendi kaşındı.

Annem de yurt dışından geldiğine göre eğlence başlasın.

...

Berkay'dan

"Lan hayırdır ? Bi düşüncelisin ?" diyen Selim'e baktım. Karşımda ki sandalyede rahat bir şekilde oturuyordu.

"Hiiç. Sadece şu yeni kızı düşünüyodum."

Bakışlarım bu sefer de "Aynen kız baya iyi abi yaa." diyen Yağız'a döndü.

"Olay o değil."

"Ne o zaman ?" dedi merakli bi şekilde Tuna.

"Bilmiyorum."

Bu sefer olaya başından beri sessiz kalan Akif konuşmaya başladı.

"Lan yoksa daha ilk günden aşık mı oldun kıza ?"

"He amına koyayım. Hatta ilerde 6 tane çocuk istiyorum ondan. Aşk değil ama sürekli gözlerine bakmak istiyorum."

"Bak o konuda haklısın. Kızın gözleri insanı içine çekiyo."

"Amına koyim Selim ilk defa haklı lan."

"Oğlum bizene kızın gözlerinden. Biz buraya eğlenmeye geldik. O zaman eğlenelim." diyen Onur'u hepmiz onaylar bir biç de mırıldandık ve başka şeylerden bahsetmeye başladık.

Aslında dışarıdan bakılınca kitaplardaki yada filmlerdeki badboy ergenlere benzerdik. Ama aslında onlarla hiçbir alakamız yoktu.

Ne demişti Asel bana bu konu hakkında ?

"Baksana ne bu badboy havaları ? Fazla mı film izletiyorlar sana ?"

Evet tam olarak böyle demişti.

Normalde kızlar bu durumdan ne kadar hoşnut olmasam da bana hayran hayran bakarlar ve anında yavşamaya başlarlardı.

Ama o öyle yapmak yerine tam tersini yapmış ve beni umursamayıp üstüne de hakaret etmişti.

Belki manyaklık ama nedense bu yaptığı çok hoşuma gitmişti.

Sonunda bana yavşamayan farklı bir kız !

...

Asel'den

"Tamam kanka ben otoparkta sizi bekliyorum." dedim ve telefonu kapatıp pantolonumun cebine koydum.

"Hayırdır ? Ne yapı yapıyorsun burda ?" arkamdan gelen sesle bir anda yerimde irkildim ve daha sonra arkama bakıp gelenin kim olduğuna baktım.

Bu kişi Berkay'dan başkası değildi.

"Hiç. Birini bekliyordum da."

"Kimi ?''

''Asabi yakışıklımı ?"

Bu dediğime kaşlarını çattı.

Ne diyon değişik ? Der gibi.

Çocuk hakli. O nerden bilsin benim asabi yakışıklımı.

"Asabi yakışıklın ?"

Tam sorusuna cevap vereceğim zaman Murat amcanın arabası otoparkın girişinde ki ilk park yerinde durmuştu ve içinden Sevim teyze, Murat amca ve asabi Yakışıklım çıkmıştı.

"Şey beklediğim kişi geldi de. Sonra görüşürüz." deyip onu arkamda bıraktım ve koşarak Uzay'ın kucağına atladım.

O da buna alışık olduğu için hızlıca belimden yakalayıp etrafımızda bir kaç tur döndü.

"Hadi çocukları sevinç gösterinizi sonra yapın. Şimdi halletmemiz gereken şeyler var." diyen Murat amca ile kollarımı Uzay'ın boynundan çekip onun yerine kolumu, koluna geçirdim ve onu otopark ve okulun birleştiği kapıya doğru yönlendirdim.

Murat amca ve Sevim teyze de peşimizden geliyordu.

İlerlerken Uzay kulağıma eğildi ve her zaman ki malum sorusunu sordu.

"Bana bak lan ? Yavşayan falan yok dimi ?"

***

İlk bölümler biraz durgun olacak ama madem çocukları yavaş yavaş aynı okula gelmeye başladı.

O zaman yavaş yavaş eğlence zamanı 😈

<BELA>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin