(2) -Umrumda olmayan cool çocuk-

791 51 121
                                    

Multi: Asel'in umrunda olmayan cool çocuk.

Vazgeçtim ! Okul mükemmel falan değildi ! Yarım saattir aramama rağmen bir müdürün odasını bulamamıştım ve artık birine sorma kararı almıştım.

Bu yüzden de yanımdan geçmek üzere olan çocuğun kolundan tutup yüzüme bakmasını sağladım.

Hiç o filmlerdeki çekingen kız gibi davranamazdım.

"Baksan müdürün odası nerde ?"

"Bunu soracak başka birini bulsan iyi olur çünkü vaktimi sana yardım etmekle harcayamam."

"Sadece basit bir soru sordum ve sende bunu en fazla üç cümleyle bile cevaplayabilirsin. Tabii bunu bile yapamayacak kadar beyinsiz ve acizsen bunu bilemem !"

"Bana beyinsiz diyene bak. Bana soracağına arkana baksaydın müdür odasını bulabilirdin aptal kız."

"Baksana ne bu badboy havaları ? Fazla mı film izletiyorlar sana ?"

Bu dediğine kaşlarını çattı ve kolunu geri çekip ellerimin arasından kurtardı.

"Bence asıl çok film izleyen sensin." dedi ve sertçe son bir defa gözlerime bakıp arkasını dönerek gitti.

Böyle yaparak cool olduğunu falan mı düşünüyordu ?

Eğer öyleyse doğru düşünüyor !

...

O aptal cool çocuk gittikten sonra bende onun gibi arkamı dönmüş ve müdürün odasına doğru adımlamıştım. Tabii ben onun gibi cool olmak yerine az daha düşerek rezil olacaktım orası ayrı mesele.

Müdürle nerdeyse yarım saat konuşmuştuk ve şuan anca beni yeni sınıfıma getirmişti.

Kapıyı tıklattı ve içeride ki ders anlatan öğretmenden izin alıp sınıfa girdi. Ben ise hala mal mal durmuş sınıfın dışından, hafif kapalı kapının ardından müdürü dinlemeye başlamıştım.

"Evet arkadaşlar dönem ortasında olmamıza rağmen özel nedenlerden dolayı aramıza yeni bir arkadaşımız katıldı." dedi ve bana eliyle gel işareti yapıp yanına gitmemi bekledi. Yanına varınca takrar konuşmaya başlamıştı.

"Arkadaşlar bu yeni arkadaşımız Asel Kara. Bundan sonra sizinle beraber bu sınıfta okuyacak. Hocam bundan sonrası ile siz ilgilenirsiniz. İyi dersler." demiş ve beni mal gibi bırakıp gitmişti.

Otuzlarında olduğunu tahmin ettiğim sarışın ve tatlı kadın hoca bana döndü ve konuşmaya başladı. "Hoşgeldin Aselciğim. Ben matematik öğretmenin Hazal Yıdlız. Bir de sen bir kısaca tanıt kendini ve duvar tarafında ki en arka sıraya geç."

"Ben Asel. Asel Kara. Buraya Bilgin kolejinden geliyorum. Bu kadar. Sizin sormak istediğiniz birşey varsa cevaplayabilirim." dedim ve sınıfta kısa bir göz gezdirdim. Ama gözüme ise tek takılan kolidorda soru sorduğum umrumda olmayan cool çocuk olmuştu.

Pencere tarafında en arkadaki sırada oturmuş ve arkasına yaslanmış dikkatle beni inceliyordu.

O sırada ise dikkatimi dağıtan şey orta sıralardan bir kızın sorduğu soru olmuştu.

"İsminin anlamı ne ?"

"İsmim arapça kökenli ve Türkçesi hoş demek. Aynı zamanda da arapçada bal demek. Yani anlayacağın iki anlamı da benim gibi mükemmel." dedim ve küçük bir kahkaha attım.

Egodan nefret ederdim ve bazen böyle sahte ego kasmaları falan yapardım ama sonra kendimi tutamaz ve gülerdim.

Karşımda ki kız da beni anlamış olacak ki o ve sınıftaki bir kaç kişi daha gülmüştü.

"Peki isminin anlamı bal ya ? Seni yiyebiliyomuyuz ?"

"Benden çok suratına yumruğumu yersin ! Neyse hocam ben yerime geçeyim." dedim ve sırama geçerken bana soru soran çocuğa öldürücü bakışlar atmayı ihmal etmedim.

İşin ucunda çocuklar olmasaydı söylemek yerine yüzüne yumruğumu atmak vardı ama eğer bunu yaparsam çocuklarla daha da uzaklaştıracaklardı bizi.

Yani elim kolum bağlıydı.

...

Öğlen arası olduğunda sınıftan birine kantinin yerini sormuş ve kısa bir kaybolma seansından sonra kantini bulmuştum.

Kantin sırasına baktığımda önümde sadece bir kaç kişinin olduğunu görmüştüm. Önümdekiler alacaklarını alıp gittikten sonra sıra bana geldiğinde geriye doğru itilmiş ve yeri boylamıştım.

Kafamı kaldırıp baktığımda ise bunun bizim sınıftan biri olmadığını fark etmiştim. Gerçi bizim sınıftan da olsa yine de dayağımı yiyecekti it.

O kim di ki beni itip yere düşürecek üstüne birde sıramı kapacaktı.

"Bana baksana sen ! Sen ne yaptığını sanıyosun aptal !" diye bağırdım ayağa kalkarken.

O ise yavaşça bana döndü ve yine yavaşça ayaklarımdan başlayarak beni süzmüş daha sonra ise yüzüme bakmıştı.

"Anlayamadım ?"

"Beyinsiz olduğun için normal yani."

"Ne saçmalıyosun kızım sen ?" dedi kaşlarını çatıp bana bir adım yaklaşırken.

"Sıramı kapıp üstüne de beni iterek yere düşürdün. Bunu yapma hakkını kim verdi ?"

"Asıl senin bana hesap sorma hakkını sana kim verdi ?"

"Kimsenin vermesine gerek yok. Burda ben haklı olduğum için kendim de kendime bu hakkı verebilirim gerizekalı !"

"Bana bak kızım alırım seni ayağımın altına ha."

"Lan sen kim oluyosunda beni ayağının altına alıyosun it !" diye bağırdım ve aramızdaki mesafeyi kapatıp yumruk olan sağ elimi hızlıca yanağına geçirdim.

Benim yaptığımla ise bütün kentinden hayret nidaları yükselmişti.

Tam tekrar bir yumruk daha atıcaktım ki birisi beni belimden yakalayıp arkasına aldı ve bana saldırmak üzere olan çocuğu omuzlarında geri savurup "Belanı benden bulmadan önce git buradan Batur." dedi ve bana döndü.

"Sen de aptal kız rahat dur. İlk günden kavga çıkarıp etrafındakilerin nefretini kazanma." dedi ve durup tekrar devam etti. "Yürü gel benimle." deyip kolumdan tuttu ve beni şuan dört erkeğin oturduğu köşedeki bir masaya getirip sandalyeyi çekti ve omuzlarımdan bastırarak zorla sandalyeye oturttu.

"Selim bir tost ve bir ayran kap gel koçum."

"Eğer onlar banaysa iki tost bir ayran al Selim." dedim ve ellerimi masanın üzerini koyup tırnaklarımın kenarıyla oynamaya başladım.

"Duydun. İki tost bir ayran." dedi ve o da yanıma oturdu.

"Bu arada düzgünce bir tanışamadık. Ben Berkay. Berkay Çınar. Ve sen sormadan cevaplayayım. Evet okulun sahibi babam oluyo."

Vay be !

Demek umrumda olmayan cool çocuğun ismi Berkay'dı.

İsmi de kendi gibi cooldu.

Bu dünya da cool olmayan bir tek bendim galiba !

***

Bölüm hakkındaki düşenceleriniz ???

<BELA>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin