(1) -Ayrı okullar-

906 54 92
                                    

Multi: Asel


"Belamısın kızım sen benim başıma ?"

"Ama babuş niye öyle diyosun ki ?"

"Neden acaba ? Kızım bu senin lisenin başından beri atıldığın kaçın okul ? Hı ? İlk başta özel okul istemedin tamam dedik devlet lisesine gönderdik oradan atıldın. En az 5 devlet lisesine gidip atıldın. En sonunda özel okula gönderdik oralardan da atıldın. Adamlar seni okuldan atmasın diye defalarca bağış yapmama rağmen artık adamları ne kadar bıktırdıysan yaptığım bağışları bile kabul etmeyip seni okuldan atıyolar. Yeter artık ! Çok yakın eğitimci bir arkadaşım var. Bundan sonra onun özel okullarından birine gidiceksin !"

Babamın dedikleri ile ayağa kalkıp tam itiraz edeceğim zaman son sözlerini de söyleyip odadan çıkmıştı.

"Hiç bir şekilde itiraz kabul etmiyorum !"

...

Haftanın ilk günü olan pazartesi yine benim için normal bir gündü. Yeni bir okula gitmeme rağmen. Çünkü buna artık alışmıştım.

Bir okulda en fazla durma rekorum 3 ay falandı. Neymiş efendim artık benimle başa çıkamıyolarmış da falan filan.

Benim gibi uslu bir öğrenciyle de başa çıkamıyorlarsa neden bu mesleği yapmaya devam ediyorlardı ki ?

Ahh tamam kabul !

Çok da uslu değilim.

Tamam tamam yalan söyledim !

Bi okulda ben ve arkadaşlarımdan beterini bulmazdınız.

Ben ve arkadaşlarım kim mi ?

Ben sayın Asel Kara. Okulda ki öğretmenlerin kabusu, öğrencilerin iyilik meleğiyim. Şimdiye kadar bir çok okuldan atıldım ama hala uslanmadım. Genelde okuldan atılma sebeplerim; okulda kargaşa çıkarma, öğrencilere bahis oynatma, öğretmenler küçük eşek şakaları, milletle kavga etmek gibi küçük sebeplerdi.

Arkadaşlarıma gelicek olursak. İlk olarak asabi yakışıklımdan başlayalım.

Uzay nam-ı diğer asabi yakışıklım. Kendisi ona taktığım lakaptan da anlaşıldığı gibi fazlasıyla asabi ve yakışıklı. Ayrıca insan üstü kıskançlıklarını unutmamak gerek ! Kendimi bildim bileli hayatımdaydı ve bundan sonra da onu hayatımdan  çıkarmaya hiç niyetim yoktu.

Bulut. Sessizdir. Yada siz onu öyle sanabilirsiniz. Etrafımızda tanımadığımız biri olursa konuşmazdı. Ama eğer biz bizeysek yandık. Çünkü biz bizeyken asla susmaz, çok ve boş konuşan birisi olurdu. İğrenç esprilerini de unutmamak gerek! Onunla da ilk okuldayken tanışmıstık ve daha sonra Uzay, Bulut ve ben ayrılmaz bir üçlü olmuştuk.

Bundan hiçbirimiz şikayetçi değildik !

Son olarakta Ecrin. Çekingen faremiz. Ne koşulda olursa olur hem mantığını dinleyerek hem de kalbini dinliyerek konuşurdu. O nasıl mı oluyor ? Bir olay üzerine karar verirken hem mantıklı bir konuşma yapar ama bu konuşmaya duygularını da katardı.

Ahh onu ortaokuldaki ilk yılımızda tanımıştık. Fazla çekingen olduğu için herkes onu eziklemeye çalışırdı ve o da bunlara sesini çıkaramazdı. Ama bir gün bizim canımıza tak etmişti ve onu eziklemeye çalışan herkesi bir güzel dövüp onu da o günden sonra yanımızdan ayırmamıştık.

Ve biz mükemmel bir ekiptik.

...

Sabah kahvaltımı yaptıktan sonra saate bakıp daha okul için erken olduğunu anladığım zaman yeni okul hakkında ki düşüncelerini öğrenmek için bizim çocukları aramaya karar verip toplu konferans yapmıştım.

"Evet millet yeni okulumuz hakkında ne düşünüyorsunuz ?" diye sorduğumda ilk cevap Uzay'dan gelmişti. "Özel Demiroğlu koleji bence diğe- "

"Ne Demiroğlu kolejinden bahsediyorsun Uzay ?" diye soran Bulut aslında benim soracağım soruyu sormuştu.

"Asıl sen ne saçmalıyorsun Bulut ?"

"Kanka biz Demiroğlu kolejine değil Tufan kolejine gideceğiz !"

"Asıl sen ne saçmalıyorsun ?" diye soran bu sefer Ecrin ve ben olmuştuk.

Allah aşkına bunlar ne saçmalıyorlardı. Biz özel Çınar kolejine gitmeyecekmiyd-

Bir dakika !

Lütfen düşündüğüm şey olmasın !

"Kandırıldık millet !" deyip telefonu kapattım ve hızla babamın çalışma odasına daldım.

Aslında normalde bu saatte şirkette olurdu ama bu gün işe biraz geç gideceğini söylemişti.

Bu da galiba benim şansımdı.

Kapıyı birden açmam ile babamda hızla kafasını ilgilendiği dosyadan kaldırmıştı.

"Beni kandırdın ! Ahh pardon ! Bizi kandırdınız ve hepimizi ayrı okullara yazdırdınız. Bunun nedenini sorabilirmiyim ?"

"Hayır !"

"Ne demek hayır baba ? Onlarsız hiçbir şey yapmayacağımı sende çok iki biliyorsun !"

"İşte bu yüzden. Birbirinizden ayrı okullarda olursanız akıllı durur ve bu sefer okuldan atılmazsınız."

"Cidden öyle mi olucağını düşünüyorsun baba ? Onlar olmazsa her zaman ki yaptıklarımın iki katını yaparım."

Bu dediğim ile koltuğundan kalkıp yanıma geldi ve omuzlarımı kavrayıp biraz eğilerek benimle aynı boya gelerek konuşmaya başladı.

"İşte bu imkansız. Bir şartım daha doğrusu bir şartımız var. Eğer hepiniz akıllı durursanız tekrar hepiniz aynı okulda olursunuz. Ama eğer ki yine okuldan atılacak bişey yaparsınız.." deyip durdu ve bir süre gözlerime bakıp konuşmaya tekrar devam etti. "Bu sefer ayrı okul değil, ayrı şehirlerde okursunuz. Şimdi güzel kızım Mehmet amcana söyle seni yeni okuluna bıraksın." dedi ve tekrar masasına geçip koltuğuna oturdu.

Ben ise "Bu yaptıklarına annem gelince ne diyecek acaba ?" diye sessizce fısıldamış ve odadan çıkmıştım.

...

Arabayı durduran Mehmet amcaya küçük bir teşekkür edip çantamı alıp arabadan inmiştim. Çocukları yoldayken aramış ve bu konu hakkında konuşmak için akşam her zaman ki toplandığımız kafede buluşmak için sözleşmiştik.

Okul kapısından girip okulu incelemeye başladım. Baya büyük bir bina vardı ve o binadan daha büyük bir harika bahçesi vardı. Ama bu benim umrumda bile değildi. Çünkü yanımda kardeş bildiğim canlarım yoktu.

Evet ilk defa onlardan ayrılmıştım ve bu cidden fazla garipti.

Umarım bir süre daha doğrusu çocuklara kavuşana kadar uslu bir kız olmayı başarırdım.

***

İlk bölümde geldiii !

Sizce ilk bölüm nasıl ?

<BELA>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin