1.BÖLÜM

596 77 7
                                    

      Yeni bir sabah günüydü. Camdan gelen güneşin ışığıyla gözlerimi açtım. Saate bakmak için telefonumu elime aldığımda hemen yatağımdan kalktım. Bugün arkadaşlarımla saat ikide buluşacaktık ve saat birdi. Benim hemen hazırlanmam gerekiyordu. İsmim Esna. Annemle beraber yaşıyoruz. Babamla da yaşıyoruz ama işlerinden dolayı sürekli yurt dışında. Yani babamla vakit geçiremiyoruz. Tam bir aileyiz diyemem.

       Telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim. En yakın arkadaşım Gözde'den gelmişti.

GÖNDEREN KUŞUM:

Bir saatten az kaldı. Bartu ile seni almaya geleceğiz. Hazırlandın mı?

GÖNDERİLEN KUŞUM:

Hazırlanıyorum. Yirmi  dakika sonra dışarıda sizi bekleyeceğim.

     Hemen oturduğum yerden kalktım ve banyoya doğru yöneldim. Kısa duştan sonra en sevdiğim siyah kapüşonumu, altına siyah pantolonumu giyindim. Saçlarımı açık bıraktım. Telefonumu mini çantamın içine attıktan sonra spor ayakkabılarımı giyinip dışarıya çıktım. Annem komşumuz Zeliha Teyzeye gitmişti. Arkadaşlarımla buluşmaya gittiğimden haberi vardı.

     En yakın erkek arkadaşım Bartu rahat ve tembel çocuktur. Bazen bizi iğrenç esprilerine maruz bırakıyor. Bartu'nun neyse ki ehliyeti vardı. Her yere onunla birlikte gidiyoruz. Şikayet etse de bizimle gelmek zorunda kalıyor. 

      Sonunda Bartu gelmişti. Arabanın ön koltuğuna oturdum. Bursa'nın en şirin kafelerinden birine gidiyorduk. Bartu bana bakıp önüne geri döndüğünde neden bana baktığını merak ettim. Bartu'ya bakarak:

"Bana niye öyle bakıp duruyorsun Bartucuğum."

Bartu gözünü yoldan ayırmadan bana karşılık verdi.

"Sabah kahvaltısı için gidiyoruz ama senin dayanamayıp kahvaltı yapıp yapmadığına bakıyordum."

Sanki yüzümden anlayabilecekti. Bu arada biz sabah kahvaltısını genelde saat bir veya iki gibi yaparız.

"Hayır. Yapmadım kahvaltı falan. Hem bugün benimle dalga geçmek için mi buluştuk?"

Keşke son cümleyi söylemeseydim.

"Dalga denizde olur Esnacım."

"Allah'ım sen şu çocuğa biraz beyin ver."

Gözde'de arkamdan duama cevap verdi.

"Amiin."

Gözde'nin sessizliği gerçekten hiç varlığını hissettirmiyor.

"Gözde'm sen burada mıydın?"

Gözlerini devirip cevap verdi.

"Tabii, bensiz olur mu?"

Kesin yine nette dolaşıyordu. Bartu arabayı kafenin karşısına park ettikten sonra hepimiz arabadan indik.

 Kafeye girdikten sonra camın kenarındaki masaya oturduk. Bir günümü arkadaşlarımla geçirmiştim. Arkadaşlarımda olmasa sıkıntıdan ölürdüm herhalde.

                                                                                  *****

      Eve girdiğimde Semra Sultan beni bekliyordu. Geç geleceğimi bilmiyordu. O yüzden bana kızgın gibiydi.

"Kızım, neden geciktin ve sen bana erken geleceğini söyledin. Bir şey oldu sandım.

Baya kızmış demek ki.

"Özür dilerim annecim. On beş tatili arkadaşlarımla eğlenerek geçirmek istedim. Vaktin nasıl geçtiğini bilemedim." 

Biraz yumuşamıştı sanki.

"Tamam. Bir daha böyle şeyde bana haber ver kızım. Kızgın olduğuma bakma sen, ana yüreği işte."

Kapının kenarındaki valizi yeni fark etmiştim. Anneme sormak için tekrar ona döndüm.

"Annecim, kapının kenarındaki valiz senin mi?"

Annem valize bakıp tekrar bana döndü.

"Ah, evet söylemeyi unuttum. Gel otur şöyle kızım."

İçimde bir şüphe oluşmuştu.

"Dinliyorum seni annecim."

"Kızım, bugün biliyorsun ki Zeliha teyzenlere gittim.Zeliha teyzenin annesi Ankara'da hastaneye yatırılmış. Bu yüzden Zeliha teyzeni yalnız bırakmamak için onunla beraber Ankara'ya gideceğim. Sen başının çaresine bakabilir misin?"

Zeliha teyzeyi çok severim. İyi kalplidir. Annesinin hastaneye yatırıldığına üzülmüştüm.

"Tabi ki başımın çaresine bakabilirim. On yedi yaşına gelmişim annecim. Gözdeyi çağırırım ikimiz kalırız evde.

Annem hala tedirgin olsa da biraz inanmış gibiydi.

"Peki kızım. Öyle yaparız artık."

Üç gün sonra okullar açılıyordu ama annem acaba ne zaman geri  dönecekti.

"Peki ne zaman döneceksin?"

"İki hafta sonra falan. Okul başladığı zaman evde kalamazsan Gözde'de kalırsın. Yarın sabah saat on gibi havaalanına gideceğim kızım."

"Tamam annem. Ben odama çıkıyorum uyuyacağım. İyi geceler anne."

"İyi geceler kızım."

Merdivenleri çıktıktan sonra odama girdim. Pijamalarımı giydikten sonra yatağıma yattım. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. En sevdiğim hobim uyumaktı. Yiyecek olarak en sevdiğim şey ise frambuazlı pastaydı.

Yarın Gözde gelirken inşallah frambuazlı pasta almayı unutmaz.

Müziğimi dinledikten sonra kulaklığımla telefonumu masamın üstüne bıraktım.

Ve uyumakta ısrarcı olan gözlerimi kapattım.


    

SAKAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin