Multimedya:
İlyas Yalçıntaş,
Olur Olur.
Selem :) Yeni bölüm sizlerle keyifli okumalar. Yorum ve oylarınızı bekliyoruz..
Bölüm Dört: "ŞANS."1 HAFTA SONRA.
Hafif meltemle esen rüzgârla ve gözlerimi okşayan güneş ışınlarıyla uyandım. Bugün günlerden Cumartesi'di ve tatil günüydü Vefa geç uyanıyor bende onu bu tatil gününde sıkmak istemiyordum. Saate baktığım da 9.50 olduğunu gördüm ve uyku sersemi ile uyandım. Yatağımdan kalktım ve ayılmaya çalıştım. Halının üzerinde duran enerji içeceklerine göz atıp güldüm. Akşam kızlar gelmiş kız kıza takılmıştık. Bana iyi geliyorlardı, biraz olsun eski Feray olabiliyordum.
Yorganın altında biraz daha oyalanıp çıktım ve tekerlekli sandalyeme oturdum. Pijamalarımı çıkartmak için dolabımın karşısına geçtim ve bir gri eşofman takımı çıkardım. Zar zor giydim ve pijamalarımı dolabıma koyup odamdan çıktım. Lavaboya gittim ve rutin işlerimi hallettim. Bugün hava çok güzeldi hem tatİl günüydü bu yüzden kahvaltıyı balkona hazırlamak istedim. Patates kızarttım, yumurta haşladım, salata, domates, çay derken mutfakta işlerimi bitirip hepsini yavaş yavaş balkona taşıdım. Kızlara gruptan günaydın mesajı atıp eve davet ettim.
Masa hemen hemen hazır olduğunda Vefa uyandı ve o da bana yardım etti. O çay bardaklarını taşırken bende çaydanlığı aldım ve kahvaltı masası hazır oldu. Halam evde yoktu sabah erken çıkmış olmalıydı ki zaten beni ilgilendirmiyordu. Masada ki yerimizi alırken ilk önce Burçak ve ardından Liya geldi. Onların atışması ve sohbetlerle gülüşerek kahvaltımızı yaptık.
Kahvaltı bittiğinde sofrayı toplamak için Burçak ve Liya işe girişmiş benim yardım etmemi istememişlerdi her zamanki gibi kitap okumaya geri döndüm, bir yandan Vefa'nın ödevlerine yardım ediyordum. "462 doğal sayının basamak değerlerinin toplamını soruyor bebeğim." Kalemin tersi ile başını kaşıdı ve çatık kaşlarla soruya yeniden baktı.
"Allah Allah ne büyük doğal sayıymış." Tepkisine güldüm ve saçlarını okşadım. Yanağını sevdim ve çözmesi için ona zaman tanıdım. Matematiğim idare ederdi ama çok iyi de değildim kesinlikle. Sözelim çok kuvvetliydi. 3. Sınıf matematik konuları basitti bu yüzden kolaylıkla yardımcı oluyordum. Türkçe ve hayat bilgisi ödevleri bitmiş sadece matematik ödevi kalmıştı.
Kendi kendine soruyu çözmeye çalıştı ama yapamadı bana aşağıdan bakışlar attı. "Abla yapamadım ben." Gülümsedim ve roman kitabımı kucağıma koydum. Nasıl çözmesi gerektiğini anlattım. Beni dinledi ve bir sonraki sorunun da bu soruya benzediği için onun yapmasını istedim ve bu kez doğru yaptı. Sevinçle bana baktı ve yanağından öptüm.
Ödevleri bittiğinde biz kızlarla kahve içerken Vefa ise çizgi film izliyordu. "Ee daha konuşmadınız mı?" Burçak'ın sorusuna başımı olumsuz anlamda salladım ve kahvemi içmeye devam ettim. "Biraz garip ama sanırım bende söylediklerine inanmaya başladım." Liya'ya kaşlarımı kaldırıp bakarken Burçak'ta onu onayladı. "Kesinlikle hiçbir adam bu şekilde konuşmaz Feray ve bence onula konuşmak sana iyi gelecek bence. Belki sana hayat verir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA TEK BİZ İKİMİZ.
Teen Fiction"Adın gibi ay ışığında geleceğim sana." Demişti o gece. Hâyâllerimde, rüyalarımda canlandırdığım adam. Mesafelerce âşık olduğum adam. Umudumu bitirdiğim, hâyâllerimin beni terk ettiği zamanda birden bire girdi hayatıma. Yaşama olan inancım tükendiği...