Sİyah güllerin kokusu vardı. Sanki yeni gömülen bir ölü vardı toprağın içinde mezarların kabrinde siyah güllerle dolanmış hayallerle bağlı bir ip vardı sanki her şey köprü kurmuştu.
Acılar , ölümler , çığlıklar yankılanıyordu.
Siyah renge bürünmüş acılar...
Her şey elinde kayıp gitmiş bir sancı vardı. Siyahın beyazına birleşmişti renkler...
Mezarların olduğu yolda korkum daha da artıyordu.
Boş bir dünya korku dolu mezarlarla doldu. "Hayallerimi umutlarımı çaldın" diye sesler geliyordu kulağıma beynimden vurulmuş hücrelerim ölmüştü. Zehir git gide dağılıyordu vücuduma , ciğerlerim sigara dumanıyla doluyordu. Simsiyah bir dünya 'yı beyaz göremiyordum.
Bu hayat benim içimde siyah küçük bir nokta bırakmıştı. Şu an zehir şişesinde olan panzehir 'i kafama dikip içmek isterdim.
Siyah güllerle dolmuş bir mezarda olmak isterdim.
***
Rüzgarla yaşadığım o anıyı beynimde canlandıra canlandıra eve doğru yürüyordum.O kadar mutluydum ki sanki yeniden dünya 'ya gelmiş bir bebek gibi hissediyordum. sanki kalbimi bir uçurtmanın ucuna bağlamış , bütün kalp kırıklarımı gökyüzünde uçurarak özgür bir kuşa eşlik ediyordum. Belki olmayacak şeyi hayal ettim. Ama olanları düşünemedim hayatın bakış açısına , güneşin ısısına, bir çoçuğun gülüşüne bile...
Biz yaşıyoruz ama asıl onlar yaşamıyor ,gülemiyor çok fazla takmıştım kafama bu konuları aklımdan çıkarmak için uğraşıyorum ama acıyı kalbimde bir ağrıyla hissediyorum.
Evin bahçesine geldiğimde mutluluk şarkılarımla kapıyı tıklatıp eşlik etmeye başladım. Anneannem bir yere kıvranmış güzellik uykusuna dalmıştı. Onu uyandırmamak için sessizce odama gittim. Annem ve babam halen gelmemişlerdi.
Odama gittiğimde telefonumu komidin üzerine koyup aynanın karşısında aptal aptal sırıtmaya başladım. Nedenin bilmiyorum ama çoçuk gibi sırıtıyordum. Yatağıma uzanıp sokakta geçirdiğim komik anıları canlandırıyordum beynimin en kalıcı tarafından , elime telefonumu alıp rap şarkıları açarak beynimi dinlendirmeye başladım.
O kadar güldüm ki dudağımdaki siyah rujum yastığımda iz bırakmıştı.Nasıl acılar yaşamda iz bıraktıysa o rujda öyle iz bırakmıştı.
Telefonum çaldığı sırada heycan basmıştı kalbime arayan" Rüzgar "
Rüzgar: Merhaba Gece
- merhaba !
Rüzgar : nasılsın ?
- iyiyim sen
Rüzgar : bende iyiyim işte
- sen iyi değilsin rüzgar lütfen söyle ne oldu
Rüzgar : Gece dışarı çıkmak ister misin ?
- isterim de ne oldu sana neden bu kadar durgunsun
Rüzgar : seni arka sokakta bekliyorum.
- Tmm hemen geliyorum.
Rüzgarın bu tavır konuşmaları beni üzmüştü. Hemen hazırlanıp aşağa yavaşça inip sessizce kapıyı açıp sokak doğru hedef alıp yürümeye başladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/202341300-288-k213836.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK
Teen FictionAdını bilmediğim bir sokaktan geçerken onu gördüm. Yine hep acı çekerken gittiği o yanlızlık köşesinde elinde yanmaya devam eden sigarasıyla , o bankta soğuk bakışlarla denizin durgunluğunu izliyordu. Sokakları adı gibi bilen ,18 yaşında bir gençti...