< •ÖLÜLER DİYARINA HOŞGELDİNİZ°>

26 4 0
                                    

SOKAK " ÖLÜLER DİYARINA HOŞGELİNİZ "
"Ağlamayı değil cesareti öğrendik o sokakta "

Klasik bir gitar notası çalıyordu. Uykumu getiren ölü hissi veren bir notaydı.

O gitar sokaklarda ıssızlığı bırakıp kalıcı bir neşe bırakıyordu. Asık suratlı insanlara hafiften gülümseyen , kalıcı bir neşe ,çukur bırakıyordu sağ yanağındaki gamzede...

"Ölüm bize acıyı hediye etti.
Peki Sokak ne hediye etti o korkunç , karanlık caddelerde..."

Bir sonbahar mevsimi gelip geçiyordu ölüler diyarında siyah şapkalı bir amca asık suratlı bir şekilde , soğuk bakışlarla sokaktan geçiyordu.
Ölüler mezarına geri dönüyordu.

Her mutsuz köşk orda acı bir hissi emanet ediyordu. O sokak ölüm hissi verdi. Peki ya o mutsuz insanlar ?

Halı sahada siyah beyaz formalı sinirli bakışlarla topu kaleden kaleye atan çoçuklar...

Hiç mutluluk getirmeyen bir oyundu o oyun...

Korkunç hediyedi o karanlık bir oyun...

Siyah beyaz mutsuzlar köşkü olan sokaktan geçiyordum. Gotik tarzımla uyuşan sokaktan her adımda her korkumda kulağımda taktığım kulaklıktan gelen şarkılar eşlik ediyordu bana o kadar garip bir olayın içindeydim ki nerden çıkıp göç ettiğimi bile bilmiyordum.

İnsanlar bir kere bile olsa gülüp neşeyle kahkah atmadan nasıl durabiliyorlar. Çok farkılı bir duyguyudu bana göre ben bir dk bile gülmesem enerjisiz ölü bir ruha benzerdim. Siyahlar içinde bürünmüş sigara dumanın kötü kokusundan kalıcı bir izden geçiyordum.

Ama hiç korkmadım nedense daha çok cesaret veriyordu bu sokak...

Eve şarkıları dinleyerek devam ediyordum yoluma eve geldiğim zaman sanki daha çok mutlu oluyordum.

Bahçeden içeri geçtiğimde anneannem beni görünce gülümseyerek o sıcak eliyle soğuk yanağıma sıcak bir dokunuş yaparak " kuzum çok erken çıkmışsın işten geç içeri sana harika zeytinyağlı enginar yaptım hadi soğumadan geç sofraya " anneannemin klasik cümlesi beni çok düşünürdü.o kadar düşkünkü bana kıymaz o bana hemen içeri geçip anneannem 'in harika sağlıklı pratik zeytinyağlı enginar yemeğinin karşısına geçip baktım.

Anneannem sağlığımı düşünerek yapmıştı.sofraya geçer geçmez eteafa baktım.Annem ve babam yoktu evde anneannem bana bakarak " kuzum anne ve baban bugün eve biraz geç dönücekler işleri varmış işini bitirir bitirmez gelirler gecikmeden istersen sen bir git elini falan yıka geçip zeytinağlı enginarın ye tamam mı prensesim benim" hemen anneannem 'in sözünü dinleyerek elimi yıkmak için yukarı çıktım.

Yukarı çıktığımda ayna ve yüzümle karşılaştım. Buğulu gözlerime , gotik tarzında kıyafetime , başımdaki karakafa resimli olan bereme bakıyordum.Mal gibi gülmeye başladım anlamadan etiklenmeden elimi yıkayıp yumuşacık havlumla soğuk tenimi soğuk sudan ayırıp hemen aşağa mutfağa gidip zeytinağlı enginara yine aynı bakış atıp "denemekle hiçbir şey olmaz " enginarı ağzıma atığımda müthiş bir tadı vardı.

O kadar sevmiştim ki tadını enginarın nasıl bittiğini bile anlamadım.
Hemen yemeği bitirip odama doğru yol aldım.

Odama gittiğimde siyahlarla bürünmüş odama bakıyordum. Yatağıma uzanıp bugün Rüzgarla olan o komik anıyı düşündükçe gülüyordum.
Başımı tavana doğru dikip o anı düşünüp durdukça aptalsın sen ya kızım " o kadar sıklıyordum ki aylardır yüzüne bakmadığım telefonuma baktım.
10 Cevapsız arama Melisadan gelmişti. Acaba ne oldu ki Melisa ben aramıştı önemli bir şey olacağını düşünerek aradım.

SOKAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin