DOKTOR

00.06

Medya :Aynı pozu vermişler aha ÖLÜYORUM.

.................................................................
ANDAÇ
--------------

"Nereye gidiyoruz?"

"Bilmem"

"Nasıl bilmem sen davet ettin Andaç"

"Aslında buraya fazla uzak olmayan bir yer var. Deniz kenarında sakin bir yer. Oraya gidebiliriz?"

"Ben hiç gitmedim sanırım oraya. Olur gidelim"

Dora konuşurken birden nefesimin kesildiğini hissettim. Kalbim gümbür gümbür atmaya başladı. Gözüm sadece Dora'nın arkasında bir yere sabitlenmişti.

"Siktir! Siktir! Siktir!"

"Ne? Beni dinlemiyor musun Andaç? Hey iyi misin"

Köpeğin havlaması ile Dora da en sonunda arkasını dönüp  baktığım yere bakmıştı.
Köpeğin üstümüze doğru koşmasıyla, Dora'yı kolundan tuttuğum gibi koşmaya başladım.

"Andaç durur musun? Küçücük köpek ne yapabilir? Hem çok sevimli."

"DURAMAYIZ! OLMAZ!"

"Neden?"

"SEN O KÖPEĞİN KİM OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUN? BENİ ISIRAN ALÇAK PUŞT KOKUŞMUŞ KÖPEK BU İŞTE!"

Bunları demem ile Dora kahkaha atmaya başlamıştı ama en azından benle beraber koşuyordu.
İleride kafeyi görünce yavaşlayıp arkama bakmayı akıl etmiştim. Köpek felan yoktu. Galiba yorulup bıraktı.

"E Dora köpek gitmiş!? İnsan bir söyler o kadar yol koştuk."

"Ne bakma bana öyle. Kolumdan tuttuğun gibi çekeledin konuşmama izin vermedin ki!"

Ne kolunu mu tutuyordum? Hemen gözlerim koluna kaydı SİKTİR gerçekten o kadar süre kolunu mu tutuyordum!
Yavaş yavaş sıcak basmaya başlamıştı. Yanaklarımın şimdiden kızardığını hissediyordum.
Ateşe dokunmuş gibi elimi çektim.

"Ee şey içeri girelim o zaman ehehehe"

Dora bana bakıp bir müddet güldükten sonra kafeye girmiştik.
İlk girdiğimiz zaman karşımıza bar gibi olan kısım daha sonra yan tarafta olan deniz manzaralı masalar çıkıyordu.
Cam kenarında bir masaya oturduk.

"Ee bir şeyler anlat bakalım. Çağırdın konuşmuyorsun."

"Sana bir anımı anlatayım. Bak şimdi ben yaklaşık 5-6 yaşlarındaymışım. Hayvanları çok severim. Beni bir koyun çiftliğine götürmüşler. Ben de inip koyunları sevmek istemişim. Sorma yavru bir kuzuyu severken annesi galiba yavrusunu kıskanmış. Bana gelip boynuz atmış ben de koyun boklarının üstüne düşmüşüm.
Hayır yani salak koyun! Ne yapayım ben senin yavrunu zaten o zamanlar kuzu benim boyundaymış. Nasıl bir şey yapayım?"

Niye bunu anlattığımı bilmiyorum ama gergin anlarımda gereksiz tüm şeyleri anlatırdım ve şuan yeterince gerginim.
Dora'dan yükselen kahkaha ile ona baka kalmıştım.  Arkadaş ne vardı bu kadar gülünecek?
Dora kendini durdurduğu zaman garson  yanımıza  gelip siparişlerimizi almıştı.

"Bir tane daha anlatsana lütfen"

"Tamam. Bak şimdi. Ben yine o zamanlar küçüğüm. Saklambaç oynuyoruz Emre ile bizim evde. Emre gözlerini yumdu saymaya başladı. Ben de bu arada nereye saklansam diye düşünüyorum. O ara odanın kenarında yerde annemin dürüp yatay şekilde yere koyduğu halıyı gördüm gidip kendimi içine sarmıştım.
Daha sonra içinde uyuya kalmışım ve annemler benim için endişelenip tam 2 saat mahallede beni aramışlardı. Daha sonra uyanıp halıdan çıktığım zaman bol dualı ama aynı zamanda da sövmeli dakikalar başlamıştı."

Dora bu sefer daha fazla gülmeye başlamıştı. Tam 3 dakikadır gülüyordu. Ama güzel gülüyordu insafsız.
Birden bakışları kapıda durdu.Kahkahası kesilmişti, morelinin bozulduğu çok belliydi. Ben de dönüp kapıya baktığım zaman kapıdaki kişi ile tüm huzurum kaçtı. Şahsen kapıdakinin çok iyi baktığı söylenemezdi.

.................................................................
Oy? yorum? Bir şeyler yapın artık lütfen.
💋🌵