*Sebastian Stan'la aynı filmde oynuyorsunuz.
Kaldığın otelin yanında çok güzel bir göl vardı ve sen tesadüf eseri otelin arka bahçesinde gölün yanındaki güzel alana inen bir merdiven buldun.
O yeri bilen tek kişi olduğunu sanıyordun taki o geceye kadar...
Akşam uyku tutmadığı için odandan biraz hava almak için çıktın. Gizli (!) yerine getirmeyi planlıyordun.
Merdivenlerden indiğinde senin yerinde birisinin oturduğunu gördün.
O kişiye biraz daha yaklaştığında onun Seb olduğunu fark ettin."Merhaba acaba yanına oturabilir miyim?"
Seb arkasından gelen sesle kafasını çevirdi. Hafif bir tebessümle kafasını salladı
S "Tabi"
Yavaşça yanına oturdun.
Yaz akşamı olduğu için ılıktı ve hafif bir rüzgâr esiyordu.
Saçların rüzgarla birlikte arkaya doğru hareket ederken Seb büyük bir hayranlıkla seni izliyor ve içinden ne kadar güzel saçların olduğunu düşünüyordu.
"Eeeee hangi derdin yüzünden buraya geldin?"
S "Ne?"
"Yani biraz dertli duruyorsunda ondan dedim"
Seb aslında senden hoşlandığını birilerine anlatmak istiyordu. Ama setteki kimseye güvenmiyordu.
Biraz düşündükten sonra sana bunu dolaylı yoldan anlatmaya karar verdi.
Ama sen önce davrandın."Yapmak istediğin bir şey mi var?"
S "Aslında var ama cesaretimi toplamam gerekiyor"
"Ne olduğunu söylemek ister misin?"
S "Aslında söylemek istiyorum ama... bilemiyorum"
"Tamam ama anlatmak istersen bana güvenebilirsin"
S "Merak etme bir gün öğreneceksin"
"İYi öyle diyorsan"
Sessizce oturuyordunuz. Ama bu sessizlik rahatsız edici değildi aksine çok huzurluydu.
Kendini çok iyi hissediyordun. Rüzgâr yavaşça yüzünü ve saçlarını okşuyordu. Ama en güzeli burnunun Seb'in kokusuyla dolmasıydı.
Sen rüzgarın sesini dinlerken. Seb seninle konuşmak için cesaretini toplamaya çalışıyordu.
Bir süre sonra kendini toparlayıp konuşmaya başladı.
S "Sence yapmak istediğim şeyi şuan yapabilir miyim?"
"Istersen şu anda yapabileceğin bir şey mi?"
S "Evet"
"O zaman bence hemen yap. Çünkü bir daha fırsatın olmayabilir"
Seb kafasını çevirip gözlerine baktı.
S "Haklısın bir daha böyle güzel bir fırsat yakalamayabilirim"
Dediği anda seni yanağından tutup kendine çekti ve dudaklarına yapıştı.
Bu küçük bir öpücüktü. Hemen geri çekildi ve alnını alnına yasladı.
S "Seni gördüğümden beri bunu yapmak istiyorum"
"Keşke daha önce söyleseydin"
S "Yani bu bir evet demek mi?"
Cevap vermek yerine bu sefer onu sen öptün. Ama bu seferki daha uzun ve şehvetliydi.
Öpüşünüz gittikçe daha da derinleşiyordu. Elleriniz birinizinin bedeninde resmen dans ediyordu.
Nefes nefese ayrıldınız ama Seb ellerini çekmedi. Birden seni belinden tutup yere yatırdı ve üzerine geçip seni öpmeye başladı.
Seni inanılmaz derin öpüyordu ve sende aynı şekilde karşılık veriyordun.
Seb kafasını yavaşça geri çekip tişörtünü çıkardı ve kafasını boynuna gömdü.
Içinde bulunduğun durumdan inanılmaz zevk alıyordun. Resmen uzun zamanıdır sevdiğin adam seni deli gibi öpüp kokluyordu.
Yerde birbirinizi deli öperken yanınızdan gelen ışıkla irkilip hemen birbirinizden ayrıldınız.
Güvenlik görevlisi "Gençler acaba işinizi halka açık bir yerde değilde odanızda mı yapsanız?"
Nasıldı sizce?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sebastian Stan ile hayal et
Fanfic"Bana güvenmen için daha ne yapabilirim ki?" "Hiçbir şey yapamazsın. İnsanlara güvenmiyorum ve bu hep böyle kalıcak"