günlerdir kendime karşı bir sorgulama süreci içindeyim. kırgınlığım ve öfkemden dolayı büründüğüm karakter gözümü boyamış. böyle olursam her şey mükemmel olurmuş gibi geliyordu. hiçbir şey mükemmel değil ve ben iğrenç biriyim. geldiğim bu noktadaki ben asla kendimle gurur duyacağım bir nokta değil. tiksindiğim ve laf attığım her şeyi karakterime bir bir eklemişim. olmayı asla istemediğim biri olmuşum. ve bunu fark etmek beni o kadar büyük bir boşlupa sürükledi ki. eski kendime nasıl döneceğim bilmiyorum. eskilere nasıl döneceğim bilmiyorum. sahip olmakla gurur duyduğum hiçbir özelliğim kalmamış. bomboş olmuşum ben. bu düştüğüm yerden nasıl kalkacağım bilmiyorum. ellerini tutmak istediğim kendim buralarda değil. uğruna çabalamak istediğim her şey bir bir silinmiş hayatımdan. üstünde yürüdüğüm yol sallanıyor sanki dik duramıyorum. bir bir su yüzüne çıkan gerçekleri görmek beni zorluyor. ben kendimle ne yapacağım bilmiyorum. dağılan hangi noktamı nerden toparlamaya başlayacağım bilmiyorum. kendi başıma hep yanlış yola sapıyorum ve elimden tutan doğru yola çekecek kimsem yok. yalnızım. mutsuzum. bolca kırgınım. biraz ağlak durumdayım. öfkem oralarda bir yerde. belki bir kaç duygu daha dilime varamayacak.
ne güzel demiş şükrü erbaş "nereye bakarsam bakayım sen uzaklaşıyorsun"
nereye bakarsam bakayım ben uzaklaşıyorum
bu bir garip mesele ama sen anlamasanda olur