Sanırım başlamanın bana en zor geldiği anlardan birindeyim. İlk kelimeyi yazmanın bile beni günlerce kıvrandırdığı bir an. şimdi böyle yazınca her şey sanki kolaymış gibi geliyor yada okuyunca. Ama buraya gelmek o kadar uzun zamanımı aldı ki. Kendimi tekrar yazarken bulmak, birbirine girmiş düşüncelerimi yazarak çözmek. üstüne gecelerce düşünüp kıvrandım. Belki bunun bana zor gelmesinin sebebini asla açıklayamam. Kendime kurduğum baskıların altında yatanları açıklayamam ama ucundan bile olsa değinmek istedim sadece. Birkaç saçmalık gibi ama bana yılların yükü gibi. Bilemiyorum. Her uzun aramdan sonra söylemeyi asla atlayamadığım şey ise nerden başlayacağımı bilemediğim oluyor. Çünkü o kadar biriktiriyorum ki adımımı atacağım ilk yol hangisi olsun bilmiyorum. Birçok seçenek arasında kaybolurum. Ama bu sefer kafam bir tık daha net gibi. Bilemedim. Sanırım.
Son aylarım nasıl geçti diye sorulursa roller, yalanlar dolanlar derim. O kadar çok kendim olmaktan çıktım ki artık kendime şaşırıyorum. Eskiden mutsuzsam bunu belli ederdim. İçime atmak gibi bir huyum yoktu. Belki de ilgiyi beklerdim. Bilmiyorum. Ama artık asla öyle değilim. Hatta o kadar farklıyım ki artık kendim bile kötü olup olmadığımı anlayamıyorum. Kendimi kendime bile o kadar kapattım ki içimde dönen fırtınaların ben bile farkında değilim. Sanki o yanımı bir yere kapatıp yerini unutmuş gibiyim. Bu işime geldi mi? Hayır. O kadar yapmacık yalan birine dönüştüm ki ne ben eskisi gibi kendimi seviyorum ne çevrem benimle olmayı eskisi gibi seviyor. Son zamanlarda en çok duyduğum şeyi soracak olursanız ki sormazsınız pozitif yanımı kaybettiğim. Eskisi gibi çevremin neşelisi olmadığım. Ortamların herkesi güldüren kişisi olmadığım. Canımı en çok sıkan durum bu sanırım. Ben olmayı en sevdiğim kişiyi kaybettim. Ve bunun yükü şu an omuzlarıma öyle binmiş durumda ki ne yapacağımı asla bilmiyorum. Kendime gelemiyorum. O kişiye geri nasıl kavuşacağım bilmiyorum. Olduğum halimi kabul edip yoluma bakmak istemiyorum ama istediğim kişiye ulaşamıyorum. İçimde koca bir boşluk oluştu ve bunu nasıl dolduracağım bilmiyorum. Aldığım nefesler o boşluğa doluyor ve bana her seferinde varlığını hissettiriyor. Anlayamıyorum. Madem beni böyle bıraktın arkanda hiçbir iz bırakma. Seni bulamayacaksan kendini aratma. Olduğum kişiyi yeni benliği sevmeme izin ver. Yoksa ben devam edemeyeceğim. Yaşım 20. Yarısına gelmiş sayılırım. Kendimi çoktan bulmuş ve hayatımı düzene koymuş olmak gerekirdi. Bense gittikçe daha çok kayboluyorum. Endişelerim artıyor. Gecelerim düşüncelerimin arasında sabah oluyor. Kurtulamıyorum. Gittikçe kötüleşiyorum. Kendime yalvarıyorum toparlanmak için. Neden bir bedende iki ayrı kişiyi böyle savaştırıyorum anlamıyorum. Birleşip tek olmak ve hayatımı güzelce yaşamak istiyorum. Çatışan tüm düşüncelerim beni başka yollara çekiyor. Kendime verdiğim zararın yanında çevremi de etkiliyorum. Bir yanımın verdiği karar diğer günüme uymuyorum ve bunun sonucu ettiğim hareketler çevremi etkiliyor. Kimseyi üzmek, hayatına acı bir iz bırakan kişi olmak istemiyorum. Kendimden bilirim birinde acı bırakmanın yaralarını. Bende bırakılan acıları. Bir başkasına böyle şeyler yapmak istemiyorum. Hayatına girdiğim kişiye mutluluk getirmek istiyorum. Ama bunu başaramıyorum. Yaptığım hareketler birbirine uymuyor. Dün hissettiğim bugünüme uymuyor. Ne bok yiyeceğimi bilmiyorum. Birbiriyle çatışan yanlarımı nasıl barıştıracağım anlayamıyorum. Kendimden nefret ediyorum ama bir yanımla kendimi seviyorum. Kendimi tekmelemek, duvardan duvara vurmak ama bir yandan da sevmek sarılmak istiyorum. Olmak istemediğim insanı yok etmek ve özlediğim yanıma kavuşmak istiyorum.
Kendime bazen ağır geliyorum. Taşımaktan yorulduğum bir an olur ve her şeyden vazgeçerim diye çok korkuyorum.