B.A.L. ESKİ MASUM B.A.L. DEĞİLDİ. TAM BİR YIL ÖNCESİNDE ÇİRKİN GERÇEKLER ORTAYA ÇIKTI VE O GÜNDEN SONRA HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMADI...
1 YIL ÖNCE KASIM 2019
Tenefüs zili çalar çalmaz her zaman olduğu gibi Darıca Hayvanat Bahçesi, yani 11/B sınıfı, habitatlarına uygun gürültüler çıkarmaya başladı. Kahkaha sesleri, daha zil çalmadan başlayan dedikodu fısıldaşmaları ve insana ait olmayan her türlü gürültü sınıfta birbirine karışmaya başladı.
Her tenefüs anırmaya başlayan hayvanlar yani 11/B sınıfı öğrencileri sağ olsun her zaman çözmeye çalıştığım testi yüz defa okurdum.
Eda yanıma geldi ve "Ya bak şu tirreğe. Çıkıp bir hava alsana a*k. En azından bir kere işemeye git." dedi. Hemen arkasından gelen Yıldız destek çıktı "Esagene yaaa. Adam işemeyi unuttu." Gülüşmeye başladılar.
Kafamı testimden kaldırarak "Yürüyün la şerrolar sizi!" diye hafif şakayla karışık sitem ettim.
Bunlar benim billurbaş kankalarım. İkisinin de dersleri iyi, yetenekli, arkadaş çevreleri geniştir. Eda dizi film meraklısıdır k-pop falan dinler. Yıldız daha çok metal sever. Ben ise müzik konusunda kulağına ne güzel gelirse dinleyen tayfadanım. Ikisi de benim billur çorbamın içindeki en büyük billurdur. Bu hayvanat bahçesinde insanlığını koruyabilen sayılı canlılardan. Seviyorum pe******leri.
Ders zili çalmıştı. Kimsenin s*k*nde olmazdı bu genelde. Bağırışmaya devamke.
Branşı coğrafya olan Mehmet hoca sınıfa geldi ve her zamanki konuşmasını yaptı: "Öğrenci çalışmıyor ki! Seneye sınav var hala oyun peşinde öğrenci. Biz böylelerini çok gördük. Sokakta boş boş geziyorlar şimdi. Istediğin kadar da söylen öğrenci dinlemez ki.."
"Başkan nerede?" diye devam etti. Başkan yok ki.
Sınıfın tiki tayfasından Ceren kendini başkan ilan etmiş bir şekilde "Sınıf tam hocam" diye ciyakladı.
Mehmet hoca hiç vakit kaybetmeden derse başladı: "Bugün Türkiye'de tarım ve hayvancılık konusunu işleyeceğiz."
Herkesi içine alan nasihat konuşması hep zoruma giderdi. Ulan herkesi niye katıyorsun ben çalışıyorum. Bıktım bu adamdan. Yıllardır bekar olmaktan sağ kolunu güçlendirdi zaten.
"Kitabim nerde a**k tepesi atmasın gene bunun" diye geçirdim içimden.
Düdüklü tencere gibi adam Mehmet hocanın sınıf hakimiyeti sayesinde hayvanat bahçesi çok şükür uykuya geçmişti. Bu gürültücü tayfa böyleydi zaten, ya gürültü yapar ya da uyurdu.
"Fındık en çok Ordu ve Giresun illerinde görülür" Mehmet hocanın bu cümlesine karşılık Berat atladı "Hocam hocam!"
Mehmet hoca 'yine başlıyoruz' dercesine göz devirerek Berat'a söz hakkı verdi.
Berat, "Hocam nasıl ya! Giresun fındığı daha iyi oluyor. Biz her sene tonlarca topluyoruz hocam. Giresun fındığının işi başka." dedi heyecanla.
Sınıfın gürültücü tayfasından Emin klasikleşmiş şakasını yaptı, "Hocam Berat dışarda kalmış galiba havlıyor, fındık gibi bir şeyler diyor, yazık alalım içeri."
Tüm sınıf sanki bu espri ilk kez yapılmış gibi anırarak güldü.
Berat sanki Emin'e gerçekten vurabilecekmiş gibi diklendi ve yumruğunu sıktı, "Lan bak Emin!"
Mehmet hoca "SUSUN BIRAKIRIM DERSTEN!" diye haykırdı ve sınıf aniden hazırola geçti. "Sen de otur Berat. Evet, nerede kalmıştık? Ayçiçeği Marmara Böl..." diyerek anlatmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.A.L | Billur Serisi 1. Kitap
ChickLitHayat kısa, anılar uzun... Kovandan ayrılanların anısına...