GİTTİ! KAPIDAN ÇIKTI VE GİTTİ! TEK BAŞINA!NELER OLUYOR BÖYLEEE???!!! KESİN O PİSLİĞİN İŞİ BU! HEMEN ZİL ÇALSIN LÜTFEN!
Endişeli bekleyişlerimize son verecek olan cennetten gelen zil sesi en sonunda çalmıştı.
Hemen müdürün odasına gitmeliyiz. Eda'nın yanına koşarak gittim. "Hadi Eda kaldır go***nü müdürün odasına gidiyoruz yetiş beni" dedim ve hızlıca gelip gelmediğine bakmadan müdürün kapısının önüne geldim.
Eda da birkaç saniye sonra nefes nefese yanıma geldi. "Hemşo hala içerdeler mi? Bir şey duyuyor musun???" dedi beni sarsarak.
"Böyle kapının a***nı si***m ben bir ç*k duyamıyorum ki!" dedim korkunun vermiş olduğu titreklikle.
Beraber çıkmalarını beklemeye başladık. Sanki Lozan Antlaşması yeniden imzalanıyor amk! Neden bu kadar süredir içerideler!!! Yoksa müdür de... Hayır hayır ne diyorum ben ya?! İyice paranoyak oldum artık. Gözlerimiz kapıda kalbimiz ve tüm düşüncelerimiz kapının ardında beklemeye başladık.
SONUNDA KAPI AÇILIYOR GALİBA! FLASH GİBİ BİR ŞEY GEÇTİ KAPIDAN!!.Yıldız öyle bir hışımla çıktı ki kapıdan ışık hızı yanında bok yemiş. Fiziğe yeni bir terim getirebilirdi bu kapıdan ayrılışı.
Anın verdiği mallığı üstümüzden atıp peşinden koşmaya başladik. Hay a*k keli ya. Ciğerim çıktı bu nasıl bir koşmadır. Koridorun sonunda tirreği yakaladık.
Eda kolundan tuttu ve çekti. "Kanka ne ol.... "diyemeden Yıldız Eda'nın boynuna atıldı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.
O an ona bir şey sormamaya sadece acısını paylaşmaya karar verdik. Bunu o an kalbimizle karar verdik. Kelimeler değil kalplerimiz çalıştı.
'Her zaman her şeyde yanındayız'
Bazı şeyler kelimelerle ifade edilmese de hissedilir. Bu cümle de öyle bir anın ürünüydü. Kimse duymadı ama herkes hissetti.
Ben de ikisine sarıldım. O an bir bütün olmuştuk. Sadece biz ve dünyadaki diğer her şey.
Biraz toparlandıktan sonra hepimizin ağzından tek bir kelime çıktı.
"Kaçalım"
Kaçmaya karar verdik. Matematik dersi vardı bugün. Bunu kaldıramayacağımıza karar verdik. Hem de artık bu müsvedde hakkında bir şeyler yapmalıydık. Bu adam fazla ileri gitmişti!
☆○☆
Bana geldik. Biraz toparlandıktan sonra odamda bir meclis kurduk. Daha Yıldız olanları anlatmamıştı bile. Eda'nın planını da restore edip uygulamaya koymalıydık artık. Bu adam gidecekti ve işte o kadardı.
Arı kovanına bir çomak sokarsan tüm arılar başına üşüşür. Bizim kovanımıza çomak sokmayı çok ağır ödeyecek.
Söze atıldım: "Yıldız kanka senin önce bize müdürün odasında yaşananları anlatman lâzım. Sonrasında da ne yapabiliriz diye düşünmeliyiz."
Yıldız daha da soldu, sarardı ağlamaktan kuruyan gözlerinden ufak ufak yaşlar akarak "Müdürün odasına gittim ve Emre hoca ile çok ateşli bir şekilde konuşuyorlardı."
...............FLASHBACK (MÜDÜRÜN ODASI) (YILDIZ'S POV)
Müdür sürekli bunun nasıl bir rezalet olduğundan dem vuruyor ve adeta dalgona kahvesi gibi köpürüyordu. Emre hoca da bunu kimin yaptığını bulacağını ve böyle pis bir iftirayı atanı bulunca ona ne yapacağını söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.A.L | Billur Serisi 1. Kitap
ChickLitHayat kısa, anılar uzun... Kovandan ayrılanların anısına...