" Bak, geldim çünkü terapistim daha fazla sosyal hayata girmem gerektiğini söylüyor. Burada çalacağın hakkında konuştuğunu duydum ve bir taşla iki kuş vurabileceğimi düşündüm. Geçen haftaki tuhaf davranışımdan dolayı özür dilemek ve tüm bu sosyal hayat olayını denemek istedim. Ama bar kalabalık oluyor. Yapamam. Bu çok fazla."
Terapist? Kalabalık?
" Sosyal kaygın var. Sadece ben değil, genel olarak insanlar değil mi? "
" Keşke sosyal kaygı kadar kolay olsaydı, ama bundan çok daha karmaşık. Dediğim gibi, nedeni sen değilsin. Kişisel meselelere girmeden açıklamak zor. Seni, senden tiksindiğime inandırdığım için üzgünüm. Kesinlikle tiksinmiyorum. Hem de hiç. Ben..." Gözleriyle park alanını taradıktan sonra bakışlarını yeniden bana çevirdi. " O gün elini sıkmak istedim. Ben sadece... yapamadım. "
Birbirimize yabancıydık, bu yüzden bana hiçbir şey borçlu değildi, ama doğru anladıysam, hatası olmayan bir şey için özür dilemeye çalışmıştı. Bir şeyleri varsayan ve eylemlerine dayanarak onu yargılayan bendim.Böyle gitmesine izin veremezdim.
" Yoongi, Dr. Ford'u gördün mü? 306'daki hastayı kontrol etmesi gerekiyordu ama hala gelmedi."
Bilgisayarımdan doktorun programını kontrol ederken Pauline bana gülümsedi. Bu bölümde bana karşı nazik davranan ve ihtiyaçlarımı anlayan birkaç kişiden biriydi. Stephen'in aksine gerektiğinde bana yardım ediyordu.
" Ameliyata girmiş. Acil sezaryen. Çok uzun süreceğini sanmıyorum. Çıktığında onu bilgilendiririm."
" Teşekkürler. Anneyi bu kata mı yatıracağız yoksa doğum katına mı gidecek ?"
Hemen hastanın dosyasını açarak bilgilerini kontrol ettim. " Gözlemek için bir odaya ihtiyacı olacak. Yüksek riskli hasta. Hemofilisi var. Büyük ihtimalle daha büyük bir hastanede kontrollü bir şekilde doğum yapacaktı ama bebeğin başka planları varmış. "
" Vay canına. Hemofili. Oldukça nadir gördüğümüz bir şey. Hangi odayı hazırlamamı istersin? "
" Ah 302'nin şu anda iki yatağı da boş. En azından biraz mahremiyeti olur. "
" Tamamdır. "
Bütün bir hafta boyunca Pauline'nin gölgesi gibi dolaşmıştım ve bazen cesaretimi yeterince toplayabildiğimde ufak görevleri yerine getirmeye çalışmıştım. Zordu ama elimden geleni yapıyordum. Hasta sabırsız bir erkek olmadığı sürece denemeye hazır olduğumda Pauline izin veriyor, başaramadığımı fark ettiğinde kimseye belli etmeden araya girip benim için işi tamamlıyordu. Bana Erin'i anımsatıyordu. Cesaretlendiren ama patronluk taslamayan, baskı uygulamadan destek olan biriydi. Julia da bir zamanlar böyleydi, ama sanırım herkesin sınırları vardı. İnsanlar değişiyordu ve ben de sinir bozucu biri sayılırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Touch Me - Yoonmin
FanfictionDokunma, insan etkileşiminin temel bir parçasıdır. Bu basit zevk, ölçülemez korkuya neden olduğunda ne olur? Min Yoongi hayatı boyunca dokunma ve dokunulma fobisiyle mücadele etmiş, "normal" in ulaşılamaz olduğuna inanmaya başlamıştı. Tam gelişme ka...