23. Bölüm

1.3K 113 36
                                    

Elif de ilkokuldan mezun olmuştu. Çalışkan ve zekiydi, o zamanlar sağlık meslek liseleri çok değerli olduğundan, köyün okulunda sadece Elif kazanmıştı. Fakat kazandığı haberini alınca içini bir sıkıntı kapladı. Okul başka bir ilçedeydi, babası asla yollamaz diye düşündü. Mevlüde teyzesi ile telefon rehberlerinden güç bela okulun numarasını buldular. Mevlüde, Elif'in velisi olarak konuşup gidip gelmek zor olduğundan, her gün otobüs olmadığı için ulaşımın imkansız olduğundan kaydını merkezdeki Sağlık meslek lisesine aldırabileceğini sorup ricada bulundu. Müdür ise mazereti geçerli bulup okullar başladığında naklini oraya aldırabileceğini söyledi.

Bu konuşma ardından Elif çok mutlu oldu ve en azından buraya yollarlar diyerek bir işini kendi hallettiği için rahatlık duydu. Eve doğru gelirken parkın orada Ali dedesini görünce, koşarak yanına gidip heyecanını sevincini paylaşmak istedi. Okul kazandığını söylediğinde takdir edeceğini düşünmüştü. Fakat iki cümle o umudu kırıp, sevincine gölge düşürmeye yetti. "Hiç sevinme, zaten okuyamayacaksın.Benim vasiyetimdir, kız çocukları okumaz okumayacak." (Vefat ettiği için hakkında kötü bir şey yazılmamasını rica ediyorum. O hesabını Allah'a vermiştir)

Dede denildiği zaman akla, bu durumda torununun başarısını tebrik edip başını okşayıp sevinen ihtiyar bir adam geliyordu halbuki. Büyük bir hayal kırıklığına uğrayarak ve üzülerek eve gitti. Hevesi kursağında kalmıştı. İçinde yara açmıştı bu cümle ve ne zaman okumak aklına gelse, konusu açılsa kanayacaktı içten içe o yara.

Adile bu sırada evde değildi. Eve vardığında Elif ona durumu ağlayarak anlatmış ve kızına böyle muamele ettikleri için kadın sinirlenmiş hemen ertesi günü Necla ile aynı okula yazdırmıştı. Kasım ne de olsa eve pek gelmezdi, haftada bir para bırakır giderdi. Bu aklına gelince gizlice kızını okula gönderebileceğini düşündü. Görmedikçe rahatça gidip gelebilirdi Elif.

Bir Eylül ayı okullar açıldığında, Necla o zamanlar liseler üç senelik olduğundan son sınıfa geçmiş, İkizler dördüncü sınıfa geçmişti. Elif'de formasını giyerek dokuzuncu sınıfa başlayabildi nihayetinde.

Tabi unuttukları bir şey vardı. Bir kaç gün boyunca onun sabahları forma ile evden çıktığını gören Hemsiye hemen Kasım'ı arayıp doldurdu. Başlarında babaları olmadığından tüm hayatlarına başkaları müdahele ediyordu, bu fırsatı ise onların eline bizzat Kasım veriyordu.

Elif'in liseye başladığını duyduğunda sinir küpüne dönmüş ve evi arayıp Adile'ye bir sürü küfürler etmişti. Aradığında eve gelip onu öldüreceğini söylemişti birde. Adile ise telefonu kapattıktan sonra bi anda bu cümle aklına gelmiş ve başörtüsünü takıp gitmeye karar vermişti, kalıp dayak yemeyi bekleyemezdi.Tam evden kaçacakken bahçe kapısında arabanın sesini duymuş Kasım'ın geldiğini anladığında ise korkuya kapılmıştı.

Hemen acele ile arka odadaki kapının arkasına saklandı. Evleri uzun koridorlu sağ tarafta sıra ile üç oda,kapı girişinin sol tarafında ise salon ve mutfak duruyordu. Banyo ve lavabo ise koridorun iki ucunda karşılıklı duruyordu. İkizler orta odada okul eşyalarını çantalarına koyuyordu. Tam o sırada Kasım bağırarak eve girdi, kapıyı birden açtığında korkup birbirlerine sarıldı çocuklar. "Nerede o o... çocuğu ananız" diye bağırdı. Korku ile sesleri titreyerek "bi bilmiyoruz evde değil" dediler. Kapıyı çarpıp diğer odaları gezmeye başladı. İkizler ağlayarak gözlerini kapatmış inşaAllah babaları annelerini bulmadan kaçıp kendini kurtarır diye dua ediyorlardı. Kasım orta odadan sonra mutfağa girdi, Adile ise arka odaya geçeceğini düşündüğünde hemen banyoya geçip orada saklandı.

Tahmin ettiği gibi ardından Adile'nin çıktığı odaya baktı. Kadın derin bir nefes aldı. Tam gidecekken banyoya bakmadığını farketti ve lambayı açıp Adile'yi orda bulduğunda bağırarak "Sen nasıl benden habersiz iş yaparsın,şerefsizzz, adi karı, defol git evimden, kızlarını o... mu edeceksin" gibi kötü sözler söyleyerek kadını ağır küfürler savurarak şiddetle dövdü. Kaçmaya çalışırken saçlarından tutup başını fayansa kaç defa vurduğunu sayamadı. İkizler sadece odada pat küt dayak sesleri ve babalarının küfürleri eşliğinde annelerinin can havliyle attığı çığlıkları duyuyor ama odadan çıkamayıp orda çaresizce kulaklarını tıkayıp ağlıyordu.

ANNEMİN HİKAYESİ 🥀 (Gerçek Yaşanmış)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin