𝟎𝟒: 𝐃𝐨 𝐲𝐨𝐮 𝐥𝐨𝐯𝐞 𝐡𝐞𝐫?

76 13 4
                                    

Yatağımda uzanmış Taeyong'u düşünüyordum. Onu sevdiğim halde o beni kullanmıştı. Canım çok yanıyor.. Yatağımdan kalktım ve dolabıma gidip siyah bir elbise giyindim. 

.

Sadece kendimden habersiz Seoul sokağında yürüyordum. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Öylece yürüyordum. Bir ses.. Kalın bir ses duydum..

"Güzelim?!" dedi kafamı kaldırdım. Hiç görmek istemeyeceğim birisiydi bu.. Yukhei.. Bana bakıyordu. Yüzünde endişe vardı. İlk defa onu öyle görüyordum. Benim için endişelenmiş gibiydi Yukhei..

"Napıyorsun burda?!" dedi. Arkamı döndüm. Tam gidiyordum ki, buz gibi parmaklarını bileğime sardı. Ona yüzümü döndüm. Öylece birbirimize bakıyorduk. Endişeli gözlerle bakıyorduk birbirimize..

"Bırak!"

"Beni sevsen keşke!.." dedi ve bileğimi bıraktı. Kafasını aşağı eğdi. O an bir şeye şahit oldum. 'Wong Yukhei ağlıyordu..' elimi kaldırdım ve bir parmağımla gözyaşını sildim. O sert adam gitmiş yerine duygusal birisi gelmişti sanki.. Kafasını kaldırdı ve sessiz çıkan sesiyle konuşmaya başladı.

"Ağladığımı hiç kimseye söyleme!" dedi. Kafamı 'tamam' anlamında salladım. Yukhei gözyaşını sildi ve gülümseyerek konuştu.

"Beni böyle görmeye alışık değilsin sanarım?!" 

"Hıhı!" dedim sadece.

"Ama her kötü birisinin zayıf noktası vardır, ve benim zayıf noktam sensin.." dedi tebessüm ederek. Bu söyledikleri beni çok şaşırtmıştı.

"Sen ağlasan, üzülsen ben dayanamıyor Soojin. Sanki.. sanki bir parçam kopuyor içimden.." bu söyledikleri çok üzücüydü. İki adım attı. Elimden tuttu ve kalbinin üstüne koydu.

"Bu kalp bir tek senin için atıyor Soojin!" yaklaştı.. Gözleri dudaklarımdaydı.

Beni öpmüştü ve ben ona karşı çıkamıyordum. Sanki onu Taeyong gibi hissediyordum. Benden ayrıldı. Yüzü gülüyordu aynı zamanda da gözleri de gülüyordu.

Arkadan bir gölge belirdi. Bize acı dolu gözlerle bakan bir Taeyong.. Yukhei'den ayrılıp onun yanına gittim. Taeyong yüzüme bile bakmıyordu. Kafasını çevirmiş duvara bakıyordu. Ben kekelleyerek konuşmaya başladım.

"T-taeyong?" yüzünü çevirdi ve bana sinirli gözlerle bakmaya başladı. Alkışlamaya ve alayla konuştu.

"Vay bee. Senin ne kadar aşağlık ve yüzsüz biri olduğunu öğrendim!" gözlerim dolmuştu.

"Ağlayacak mısın? Ağla hadi! NE DUYRUYORSUN AĞLA!" dedi bağırarak. Ağlamak için dudağımı ısırıyordum. Gözlerimi kapadım.. Derinden ısırdığım için ağzım kanıyordu. Alayla gülerek konuştu.

"Aptalsın!.. Bunca yıl nasıl seni sevdiğimi düşünürsün?"

"Gerçekten çok aptalsın, arkadaşınla sevgili olduğumu bile bile hala beni seviyorsun." dedi ve gitti. Yukhei sessiz adımlarıyla yanıma geldi.

"Gerçekten onu seviyormusun?" cevap vermedim. Öylece kafamı aşağı eğdim.

"ONU SEVİYORMUSUN?"  dedi bağırarak. Bu defa hıçkırarak ağlamaya başladım. Yukhei gitmişti.. ve ben Seoul sokağında hıçkırarak ağlıyordum. Gökyüzüne bakmaya başladım. Birbirinden ayrı iki yıldız vardı.. Biri ben, diğeri ise Taeyong'tu..

ᴇsᴋɪ sᴇᴠɢɪʟɪᴍ ᴇɴ ʏᴀᴋıɴ ᴀʀᴋᴀᴅᴀşıᴍʟᴀ sᴇᴠɢɪʟɪ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin