Medya ~ Lalice
~Keyifli okumalar~~Okuldan içeri adımımı attığımda bir kaç kişinin Yukhei'ni altına alıp dövdüğünü gördüm. Yukhei ona karşılık vermiyordu. Yüzü yara içindeydi. Erkek bağırarak bir şeyler söyledi.
"DEĞER VERDİKLERİNİ ELİNDEN ALICAM YUKHEİ!" dedi. Hemen onların yanına koştum. Yukhei'yin yanına çoktum. Yüzü kan içindeydi. Bana göz ucuyla baktı ve gözlerini kapattı. Kafası kollarımın arasına düşmüştü. Yukhei'nin kolunu omuzuma attım. Cidden çok ağırdı.. Aralarından bir çocuk konuşmaya başladı.
"Jeno, hedefi bulduk sanarım." dedi sırıtarak.
"Bulduk Haechan." gülümseyerek söylemişti. Onlar öyle konuşurken ben Yukhei'yi revire getirmiştim. Hemşire yaralarını sarıyordu. Çok kötü yaralar olduğunu söylemişti. Hemşirenin işi bitince odadan çıktı. Odada bir tek Yukhei ve ben kalmıştım. Onu buna neden yaptılar bilmiyordum. Yuhei yavaş yavaş kıpırdamaya başladı. Gözlerini açtı ve birleşik ellerimize baktı. Ne ara tutmuştum elini hatırlamıyorum bile. Elini çekti ve elimi ittirdi. Kafasını çevirdi, galiba bana hala kırgındı. Kısık sesiyle konuşmaya başladı..
"Gidermisin?" bana bakmıyordu bile.
"B-ben mi?" kafasını çevirdi ve kızgın gözlerle bana bakmaya başladı. Bi adım geriye gittim.
"Burda senden başka birisimi var?" üzülmüştüm..
"Peki, g-gideyim b-ben." gözlerim dolmuştu. Ağlamamak için dudağımı ısırdım. Kafamı aşağı eğdim ve revirden çıktım.
Sınıfa girdiğimde herkes bir şeylerle meşğuldu. Sırama oturdum, Yukhei'nin çantası yanımda duruyordu. Zil çaldığında Yukhei yavaş adımlarla yanıma geldi ve çantasını yanımdan alıp başka bir sıraya koydu. Sanarım benim yanımda oturmak istemiyor.. Yanıma bir anda sabahki çocuk gelip oturmuştu. Ona ne yapıyorsun dermişcesine bakıyordum. Bana sırıtıyordu, elini uzattı ve konuşmaya başladı.
"Merhaba ben Lee Jeno." bir ona birde eline bakıyordum. Hiçbir şey demedim ve önüme döndüm. Ders başlamıştı ikide bir gözüm Yukhei'ni kesiyordu. Ama bana bakmıyordu bile.. ve çok kötü başım ağrıyordu.
.
.
Zil çaldığına derin bir nefes almıştım. Başım hala ağrıyordu.. ve ben bugün okulda kalıp ders çalışacaktım. Kütüphanede kitap okurken başım çok kötü ağrımaya başladı. Elimle başımı tuttum. Çantamdan bir ağrıkesici çıkarttım ve ağzıma attım. Suyu ararken biri su uzatmıştı. Baktığımda ise bana gülümseyerek bakan o çocuk yani Jeno'ydu. Suyu itiraz etmeden elinden aldım ve başıma çektim. Jeno kolunu masaya koymuş, elinide çenesinin altına koymuş beni izliyordu.
"Yukhei'ni tanıyormusun?"
"Evet... T-tanıyorum, neden sordun?"
"Hiç öylesine." garip bir tipti. Garip sorular soruyordu. Başımın ağrısı geçmişti bile.
Son kitabımıdan çantama koyduktan sonra ayağa kalktım, gidiyordum ve o arkamca geliyordu. Biraz rahatsız olmuştum. İçimden Yukhei gelsin diye yalvarıyordum. Çantamın ucundan sımsıkı tutmuştum.
"Noluyor burda?" bu ses.. YUKHEİ arkasına saklandım. Sesi sinirli çıkmıştı. Jeno sinirbozucu sesiyle konuşmaya başladı.
"Hiç, arkadaşı evine bırakacaktım." dedi elini ön cebine sokarak. Yukhei benim yüzüme baktı, kafamı hayır anlamında salladım. Ona masum dolu gözlerle bakmaya başladım. Yukhei yüzünü Jeno'ya çevirerek konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴇsᴋɪ sᴇᴠɢɪʟɪᴍ ᴇɴ ʏᴀᴋıɴ ᴀʀᴋᴀᴅᴀşıᴍʟᴀ sᴇᴠɢɪʟɪ!
FanfictionNeden? Neden herşey böyle olmak zorunda?.. Lee Taeyong gözlerimin içine baka baka sevgilinle flörtleşiyorsun. Canım ne kadar yanıyor biliyor musun? Sen Lalice'e "seni seviyorum" derken benim gözümde hep eski hatıralarımız canlanıyor.. Peki sen ne ya...