Bölüm 3: Hoşlantı

414 38 6
                                    

Evet arkadaşlar. Eleine ve Barzan Mirza'nın hikâyesinin sonuna gelmekteyiz. Finale son bir kaç bölüm kaldı. Hal böyle olunca da üç arkadaştan en ketumu olan Aygün'ün hikâyesine yöneldik. Öncelikle size söylemek istediğim bir şey var canlarım. Aygün'ün hikâyesini okurken kafanızdaki tüm klişeleri ve belli başlı kalıpları atın. Çünkü Ketum Aygün bunlardan apayrı bir karakter olarak çıkacak karşımıza. Bu kadını şu ana kadar anaç ve sevecen birisi olarak gördük diğer iki hikâyede. Oysa onun iç dünyasına ve geçmişine indikçe bambaşka taraflarla karşılaşacak hatta şaşıracağız. Vazgeçişlerini göreceğiz, kendini kurtarmak adına nasıl kendinden ödünler verdiğini nelerden vazgeçtiğini öğreneceğiz birlikte. Hatta içeriden bencilliklerine şahit olacağız. Hepimizin yaşadığı o nefis ve vicdan muharebesini izleyeceğiz onda. Mğkemmellik abidesi olarak göstermiş olduğum Aygün'ün özünde nasıl kırık dökük yer yer hasarlı ve kusurlu olduğunu beraber okuyacağız. Umarım seversiniz ve umarım gerçek Aygün'den yana hayal kırıklığına uğramazsınız.


"Murat? Mehmet Bey nasıl biridir?" Yeni aldıkları bir inşaat işini Murat'ın önerisiyle almışlar ve onunla beraber işi yürütmeye başlamışlardı. Murat'ın mimari ekibi bir şahaneydi. Umut Karin'in yeni ayağa kaldırdığı şirketin inşaat ayağı düşünüldüğünde böyle büyük bir işin üstünden gelmeleri için mükemmel ortaklardı. Adamın mimari şirketi de böyle büyük çaplı bir iş için bir parça eksik kalırken beraber olmaları oldukça kârlı oluyordu. 

Daha önce SANCAROĞLU Grup ile beraber çalışırlarken bir parça onların gölgesinde kalan şirketleri böyle orta halli ve yeni bir şirket ile adını herkese duyurabilecekti. Her ne kadar Umut Karin bu durumdan hoşnut olmasa da kâr kârdı. Duygusal kararların iş dünyasında pek yeri yoktu. Hem Zeynep ile yanlış başlangıçları dışında Murat iyi biriydi.

"Mehmet mi? İyi tabi. Laf aramızda bizimkilerin arasındaki en düzgün eleman olur o herif. Bizim arkamızı az toplamamıştır. Neden sordun? Arkadaşımdan yana bir şikâyetin mi var?" Şikâyeti yoktu. Bilakis adamdan yana çok memnundu. Haddinden fazla... Başkalarının öğrenmesini istemeyecek kadar fazla hem de!

"Yok. Yok tabi ne şikâyeti! İşinde çok titiz ve çalışkan birisi. Merak ettim sadece." Murat birkaç dakika şüpheyle baksa da çok çabuk bir şekilde kendi işine döndü. 

Aygün onun kendi derdi boyunu aşkın haline içten içe sevindi bu sefer. Tanıdığı ve tanıdıkça âşık olduğu karısına kendini kabul ettirmek için o kadar çabalıyordu ki çevresindekilerin duygusal çalkantılarına ayıracak bir dakikası bile yoktu. Bugün bile randevularına yetişmek için sabahın köründe çalışmaya başlamıştı. 

Zeynep'e bu kadar değer vermesi Aygün'ü çok sevindiriyordu tabi; ama adamın gidecek daha çok yolu olduğu ve yiyecek kırk fırın ekmeği olduğu da bir gerçekti.

İşlerini bitirdiklerinde mesai saatine daha yarım saat vardı. Aygün Murat'ın, doğruca eşinin okuluna gideceğini bildiğinden daha fazla meşgul etmek istemeyerek kısa bir hoşça kal ile vedalaşıp son toparlamaları kendi yapmayı önerdi. Sonuç olarak Murat'ın yüzündeki minnet ifadesinden de çok memnun kaldı.

Boyasından çırasına kadar maliyet hesaplamalarını kendileri yapmışlardı; çünkü böyle büyük çaplı bir projeyi finansal açıdan yönetecek kadar yetkin bir ekip henüz iki şirketinde bünyesinde yoktu ve bunu zor yoldan öğrenmişlerdi. 

Bir hafta kadar önce bütçeyi tartışacakları toplantıdan hemen önce hesaplamalarda uyuşmazlık ve hatalar görmüşlerdi. Her şeyin en baştan ayarlanması gerektiğinden toplantıda ne yapacaklarını kara kara düşünmüşler ve işi aldıkları yabancı yatırımcı şirkete acil telefon edip mahcup olarak bazı anlaşmalarda karşı tarafların yeni talepleri yüzünden sonucun ertelendiği yalanını söyleyerek işin başına kendileri oturmuşlardı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SENDEN GİTTİĞİM GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin