Bölüm 11➿

53 26 96
                                    

Her ne kadar bu aralar keyfim olmasa da sık sık bölüm yazar haldeyim. Off sanırım 12. Sınıf olmak böyle bir şeymiş. Yedi yirmi dört depresif,  düşünceli. Hele bir de ders özürlüsüyseniz. Allah rahmet etsin.

Her neyse uzun lafın kısası alırım bir 'fatiha'..

Dünya öyle sıradan bir gezegen değildir🌠

Keyifli Okumalar😘❤

Koltuklara sülük gibi yapışan Eren'e bakıp göz devirdim. Haysiyetsiz anca oturur, gereksiz videolar izler ve neye güldüğünü dahi bilmeden güler.

"Şşş kalk da bana bir bardak su getir."

"Git getir Feza. Özel uşağın değilim senin."

"Aa öyle mi ben de Melek'in senin hakkın da ne düşündüğünü soracaktım. Ama gerek yok ya." Demem ve Eren'in mutfağa uçması bir olmuştu.

"Vay be kıvırcık. Bir melek kadar olamadık."

Elinde bir bardak suyla dönen Eren, "Sen benim hiç batmayan güneşim, sen benim hiç sönmeyen yıldızım. Sensiz ben bir hiçim Feza. Anla la bunu."

Şapşaall şeyy. Ya yiyecem ben bunu dayanamiyorum.

"Ama Melek de mühim şimdi."

Vazgeçtim.

"Defol git. Melek imiş."

Yanıma sıvışıp olmayan yanaklarımı mıncırdı. "Oyş kıskanırmış yakışıklısını." Kahkalar eşliğin de Eren'i itiyordum.

"Tamam be konuşacaktım. Zaten bütün bu olanlar bir bardak su içindi ve olmayan yanaklarımı çekiştirip durma aciyo."

"Tamam tamam. Sen bizim işi unutma. Ben odama geçiyorum" ayağa kalkıp bana göz kırptı ve bir model edasıyla süzülüp gitti. Gideri var bu çocuğun da hep beyinden kaybediyor.

Ben de suyumu içip odama gittim. Eren salağı sandivicin içine ne koyduysa artık. Sabahtan beri 7 bardak su içer oldum. Üstümde ki giysilerden kurtulup çizgili picamalarımı giydim. Banyoya girip dişlerimi fırçaladıktan sonra zıbarma işlemine geçtim.

Odaya giren gün ışıyla gözlerimi ovuşturarak uyandım. Şükür bu gün ne Eren malı ne de klişe alarm beni uyandırmamıştı. Kendim uyanmıştım, kendim. Ev de ses seda olmayışından Eren'in işe gitmiş olduğunu anladım. Anlaşılan bu aralar baya yoğun olacaktı.

En iyisi kıvırcığa hiç bulaşmamak olacaktı. Zira çok çalıştığın da gergin ve asabi oluyordu. Ben de onunla kavga edemeyecek kadar üşengecim.

Yataktan kalkıp banyoya gittim. El, yüz, diş faslını bitirip mutfağa geçtim. Of ya yalnız olunca da canım bir şey çekmiyordu. Bu gün öğlene kadar izinliydim. En iyisi Nisa'ya gitmekti. Hem Istanbul'u da görmüş olurdum.

Odama geçip dolabı açtım. Kurtarıcım olan beyaz tişörtü ve yeşil, havuç kesim, kemerli, kumaş pantolunu alıp üzerimdekilerle değiştim. Aynanına karşısına geçip saçlarımı salık bıraktım. Rimel ve rujla da işimi bitirip beyaz spor ayakkabılarıma
yöneldim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çakma AşktrologHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin