↕️ ŞAHISLAR GERÇEK HAYATTAN ALINMIŞTIR↕️
"Çakma Aşktrolog."
"O ne ya."
"Bilmiyorum şu an aklıma geldi." dediğimde güldü. "Gülme sana gülmek artık haram." dedim.
"Nedenmiş?"
"Çünkü önce bana yalan söyleyip benim gülümsememi elimden alıp gülemezsin...
Heyyoo artık karakterleri yavaş yavaştanımanız açısından fotoğraflarınıbırakiyorum. Bırakırken de kalbimi deyanına koyuyorum. Herbirine ayrı ayrıdüşmüşlüğüm var (hjgjjgjjchh)..
Fazla uzatmadan gideyim ben en iyisi..
Bölüm ithafı isteyenler buradabelirtebilirler☆
Bir bulut olsaydım ne güzel ağlardım sana🌠
KeyifliOkumalar😘❤
Yaklaşık 3 buçuk saattir cafe tıklım tıklım ve ben hala Mel kardeşlerin yanına gidemedim. Yorgunluktan ölüyorum, adeta gün boyunca...Neyse bugün bel altı benzetmeler yapmicam. Sonuçta medeniyetli insanlarız öyle değil mi?
Fakat neyse ki cafe yavaş yavaş boşalmaya başlamıştı. Son iki masa kaldığında ise Mel kardeşlerin yanına gittim. Öbür müşterilere de başkaları baksın canım. Bir tek garson ben miyim? Hoş en güzeli, en tatlısı, en zekisi benim. Hah.
"Selam. Çok bekletmedim dimi?" He he bekletmedin Feza. Yaklaşık 7 saattir oturuyorlar. Maşallah kendimi askere gitmişte nişanlısı tarafından beklenen şahsiyet olarak hissediyorum.
"Yok hiç önemli değil. Biz de Melih'le biraz dedikodu yaptık." Fazla kibar davrandı. Ben olsaydım çemkirirdim sanırım. Bekletilmeye gelemem. Ee Feza herkes senin gibi medeniyet yoksunu değil! Lan hiç iç sesin laf soktuğunu duyup şahit olmamıştım. Vay kerata içim de yılan büyütüyormuşum.
Melek'i şöyle bir süzdüm. Biliyorsun ki vazgeçilmez huylarımdandır. Kız rahat ve spor giyinmeyi seviyor gibiydi. Giydiği siyah kot şortu, gri üstü ve betimleyemediğim karışık desenler barındıran gömleğiyle gayet gooddu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Melek'ingiydikleri..
"Erkek adam dedikodu yapmaz lan. Yorum yapar." dedi ne kadar tatlı olduğunun farkında değilmişcesine takındığı gülümsemeyle Melih. Of of vicdansızın oğlii. Söylediklerin de ciddi değildi çünkü söylerken gülümsemiş elini ensesine götürmüştü.
Yalnız iç sesim Melih'e yürürken Bülent Serttaş'a dönüşüyordu. Korkuyorum bu iç sesten.
"Ben kahveleri getireyim de öyle oturayım en iyisi."
"Yalnız ben çay alayım." Diyen Melih'e unutmuş olduğum bir şeyi -ahanda hatırladım- bakışıyla bakıp "Tamamdır." Dedim.
Melek'e kahveyi nasıl içer diye sormayı unutmuştum ve şimdi de geri dönüp sormaya üşeniyordum. En iyisi onunkini de orta şekerli yapmaktı.
