Bölüm 1➿

300 68 188
                                    


"Heyyoo yep yeni bir kitap yazmaya karar verdim ve yaziyorum işte hjhvjhv kesinlikle kasılmadan yazacağım bir eser olsun istiyorum aklımdan ne gerçerse onu yaziyor ve dile getiriyorum.

Yazım yanlışlarım olabilir ne de olsa ayaklı TDK değilim.! Ara sıra yabancı kelime ve cümleler kullansam da amacım ingilizce katliamı değil kesinlikle hkhhjhg eğlenebileceğimiz kimi zaman da daha çok eğlenebileceğimjz bir kitap olmasını dilerim.

Bölümleri 1000 kelimden az 1500 kelimden fazla yazmak istemiyorum ve yazmayacağım da hjhhjh sıkılıyor insan be.!

Çatlak bir yazar ve karmaşık bir düşünce sistemiyle harikalar yaratmak istiyor.

Bence imkansız diye bir şey yoktur ;) hadii ne duruyorsun sen de katıl bize..

Başlama tarihi (güncellendi tabi) :⏳💦

Bazen de yıldızlar bakar. İnsanlar kayar hayatımızdan.

Keyifli okumalar ❤️

"Pardon bakar mısınız?"

Duyduğum sesle arkama döndüm kumral uzun saçlı, yeşil gözlü, üzerinde pembe-beyaz elbise olan kadın: Barbie bebeklere benziyordu adeta. Hal ve hareketlerine bakılacak olursa ya aslan olmalıydı ya da yengeç.

Elini kaldırmış gözlerimle onu bulmamı bekliyordu "Hemen geliyorum." Dedim ve kalemi- defteri kapıp masaya ilerledim.

"Hoşgeldiniz ne alırdınız hanımefendi?" söyleyeceklerini not almaya hazır bir şekilde beklerken cafeye giren bir çift dikkatimi çekti gayet uyumluydular. Ben çift hakkında biraz daha analiz yapacakken kadının konuşmasıyla ona döndüm ve söylediklerini not aldım. Rus salatasıyla su istemişti. Bunca dadika bu muydu be! dedim işte ya aslandır ya da yengeç!

...

Bugün cafe çok yoğundu ve yorgunluktan ölmek üzereydim. Kazasız belasız atlattığım tek gün diyebilirim fakat -günde çok üzerime geldi be yorgunluktan öldürdü öldürecek beni.-

...
Önlüğümü çıkarıp astıktan sonra çantamı alıp "İyi akşamlar Ali amca" diyince bana el sallamakla yetindi.
Ali amca bizim evde çalışan Meltem teyzenin bir akrabasıydı. Meltem teyze beni çocuğu gibi görür durmadan nasihatlar verirdi. Evden ayrıldığımda da çok üzülüp ağlamıştı. O bana ne kadar değer veriyorsa bende aynı şekilde ona değer verip saygı duyarım. Fakat evden ayrıldığım için pek fazla görüşemiyoruz. Sadece onunla değil annem ve babamla çok sık görüştüğüm söylenemez. Annem ve babam çok başarılı iki avukattı. Oldukça varlıklılardır. Asla çok görüpte azanlardan, az görüpte kuduranlardan değildim. Ben neysem oydum. Onlar hakkın da aynılarını söylebilir miyim bilmiyorum.

Akşamın ıssızlığın da kaybolmuş soğuk ve cansız bedenlerin birbirine kitlendiği bir mabedin önünde yakılmış mumların ışığında yavaş yavaş hareket eden ruhların soğukluğuyla eve doğru ilerliyordum. Bazen akşamın köhne sokakları insana ilham veren cinsten oluyordu. -Aman tanrım! Neler düşünüyordum ben böyle arada mantıklı ve güzel düşünebiliyormuşum!

Binanın kapısına vardığımda anahtarları çantamda çıkartıp yuvasına yerleştirmeye çalışırken soğuktan adeta morarmış parmaklarımı hissetmiyordum kapıyı açıp merdivenleri saya saya üçüncü kata çıktım merdivenleri saya saya çıkan bir ben miyim diye düşünmüyor değilim ah gerçi anca benim gibi bir işsiz yapar bunu.

Evin kapısına ulaştığımda 39 diyince bir merdiveni eksik saydığımı anladım. 40 olmalıydı ya bu. Merdivenlerin koluna tutunup aşağıya baktım acaba hangi zavallıyı saymadım diye düşünürken arkadan bir ses "Geldin mi ruh hastası." Diyince birden irkildim.

Çakma AşktrologHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin