Zero 💢 mark + mina ✔

0.6

"Gel bakalım Mark." Tahtaya yazdığı soru ardından söylediği cümle ile Mark ayağa kalkıp masanın üzerindeki tahta kalemini aldı. Mina'nın sırasının yanından geçerken büyük bir hevesle fısıldadı Mina. "Yaparsın Mark, hadi!"

Mark gülerek tahtaya çıktığı anda Kang Seulgi gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Gözümün önünde flörtleşiyorsunuz Mark, çok ayıp çocuğum." Hocasının mırıldanışı ile başını eğerek güldü Mark. Ardından soruyu çözüp tahta kalemini masaya bıraktı.

"Bravo Mina, iyi iş çıkarmışsın kızım. Mark bu konuyu öğrenmişe benziyor." Mina kocaman gülümsedi. "Teşekkürler hocam." Seulgi kolundaki saate baktı. Son on dakika kaldığından tüm materyalleri toparlayıp kendi sınıfına döndü. "Var mı bir sıkıntınız? Konuşmak isteyen, derdini paylaşmak isteyen var mı?"

Bütün sınıf başını olumsuzca sallarken Kang Seulgi sesini kısarak karşısındaki bu sessiz sınıfa karşı konuştu. "Diğer öğrenciler benim sadece öğrencilerim ama, sizler benim çocuklarımsınız. Sınıf hocanız olarak, rehberlik sınıfıma gelip benimle abla-kardeş ilişkisi içerisindeymiş gibi konuşabilirsiniz. Bunlar aramızda kalsın."

Gözlerini kısarak sınıfa göz gezdirmenin ardından bakışlarını Mark'ın üzerinde durdurdu. "O zaman ben dertleşmek istediğim öğrencimi seçeyim. Mark Lee. Zil çaldığı gibi benimle rehberlik odasına gelmelisin. Sınav konusunu seninle konuşmalıyım."

Mark gözlerini büyüttü. "Ama bahsettiğiniz zil, çıkış zili hocam!" Seulgi omuz silkti. "Ne oldu oğlum? Bir planın mı var yoksa?" Mina gergince yutkundu. Mark gülümseyerek kafa salladı. "Çok önemli bir işim var hocam." Mark, hocasının kendisiyle uğraştığını bildiğinden rahatça konuşuyordu. Her şeyi apaçık bildiğine göre, elinde ikisini durdurmak için bir neden de olamazdı.

Seulgi kafa salladı. "Pekâlâ, önemli bir işse halletmelisin. Ama yarın ilk ders, ders hocandan izin alıp yanıma gel. Bazı ipuçları var elimde."