5

314 36 7
                                    

Mark oflayarak uyandı. Alarmı ötüp duruyordu. Zorla da olsa yerinden kalkıp alarmı kapattı. Bugün çok sevdiği arkadaşı(!) Hyuck'un zorlaması yüzünden karşıdaki hastaneye gidip iş başvurusunda bulunacaktı.

Ailesi iş başvurusunda bulunacağını duyduğunda sevinmiş, başvuracağı hastanenin karşıdaki hastane olduğunu duyunca daha da sevinmiş ve desteklemişlerdi. Tabii ki Mark oraya başvurmasının asıl sebebinin Hyuck ile birlikte penceresinden izledikleri iki çocuk olduğunu söylememişti. Söylese desteği bırakın evden çıkmasına izin vermezlerdi.

Odasından çıkıp elini yüzünü yıkamak için banyoya girdi. Elini yüzünü soğuk suyla yıkadıktan sonra odasına geri dönüp üzerine bir gömlek ve altına da kumaş pantolonunu giydikten sonra belgelerini alıp kapıya ilerledi. Saat daha erken olduğundan ailesi hâlâ uyuyordu.

Niye bir hastane görüşmesi sabahın köründe olurdu ki? Çok saçma sapan bir karar, diyerek hastaneye biraz söylendikten sonra anahtarlarını alıp evden çıktı.

Hastaneye gitmesi için sitenin ön tarafından çıkıp dışarıdan arka tarafa doğru ilerlemesi gerekliydi. Neden bahçeden bir kapı açmamışlardı ki sanki? İnsanları uğraştırmak buradakilerin hobisi falandı herhâlde.

Söylene söylene 5 dakikalık olan yolu kolayca bitirmişti. Hastanenin önünde durup koca binaya baktı. Gerçekten çok büyük bir yerdi burası.

Saatine baktığında görüşmeye daha 15 dakika olduğunu fark edip içeriye girdi. Burada bir yerleri bulması 15 dakika sürerdi kesin.

Kapıdan girdikten sonra karşısına çıkan danışma bölümüyle gülümsedi. Neyse ki danışmayı bulmak için uğraşmasına gerek kalmayacaktı.

Danışmaya ilerleyip iş başvurusu için nereye geçmesi gerektiğini sordu. Danışmadaki kadın çok tatlı ve nazik biri gibiydi. Yeri gülümseyerek kısaca tarif etti. Mark da teşekkür ederek kadının söylediği yönde ilerledi.

Karşısına çıkan asansörü gördüğünde doğru ilerlediğini fark ederek rahatladı. Asansöre bindi ve 6. kata çıktı. Burası yaklaşık 10 katlı gibi duruyordu dışarıdan, tahmininde yanılmamıştı. Burası tam 10 katlıydı.

Asansör hızla yukarıya doğru çıkarken 4. katta durdu. Kapı açıldığında içeriye evinin penceresinden izlediği ve sarışın sandıkları ancak açık kahverengi saçlara sahip olan çocuk yani Jaemin girdi.

Mark ne yapacağını bilemez bir şekilde çocuğa bakmaktan kaçınarak bakışlarını yere indirdi. Gerçekten şu an karşılaşmaları gerekli miydi? Jaemin tam da asansöre binecek zamanı bulmuştu cidden! Kendi içinde oflayarak Jaemin dışındaki her yerde gezdirdi gözlerini.

Asansörün tekrar duruşuyla kaçıncı katta olduğuna baktı, 6'ydı. Derin bir nefes vererek asansörden indi. Kadının tarifini hatırlamak için hafızasını zorladı.

Etrafına bakarak tarifi hatırladığında ilerledi. Gireceği yeri bulup önünde durdu.
Boğazını temizledikten sonra kapıyı tıklattı. İçeriden gelen "girebilirsiniz" sesini duyduktan sonra kapıyı açarak içeriye girdi.

Genç sayılamayacak ancak çok fazla yaşlı da denilemeyecek bir adam vardı masada oturan. Başhekim olduğunu oturduğu masanın önünde duran adlıktan öğrendi.

Yaklaşık yarım saat boyunca başhekim ile öz geçmişi hakkında konuştular. Eleman alma konusunda seçici davranıyor olmalıydılar.

Yarım saatin sonunda adam susup yanındaki bardaktan bir yudum su içti. Son kez öz geçmişe baktıktan sonra kafasını öne arkaya, olumlu anlamda salladı.

"Bay Lee, öz geçmişinizi gayet detaylı bir şekilde inceledim. Sizinle de bu konu hakkında ayrıntılı bir şekilde konuştuk. Açıkçası daha fazla konuşup uzatmak istemiyorum. Bu işe sizi uygun bulduk. Pazartesi günü gelip işe başlayabilirsiniz. Çalışma saatleri gibi bilgileri danışmaya sorun, nereden öğrenebileceğinizi size söyleyeceklerdir."

view//markminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin