13

261 28 15
                                    

Jeno ve Donghyuck'un sevgili olmasının ardından iki haftayı aşkın bir süre geçmişti. İkili sık sık buluşuyorlar, buluşamadıkları sürede de mesajlaşıyorlardı.

Onlar bu durumdan çok hoşnut olsalar da onların bu sevgilerini dışarıdan gören arkadaşları dalga geçmeyi ihmal etmiyorlardı. Sonuçta komik bir durumdu ve arkadaşlar dalga geçmek için vardı.

Bu süre içinde Mark'ın duyguları git gide daha da büyümeye başlamıştı. Ne yapacağını bilemiyordu. Çünkü Jaemin ona karşı hep arkadaşça davranıyordu. Mark, Jaemin'in ondan hoşlanıyor olmasına hayallerinde bile ihtimal veremiyordu.

Renjun son zamanlarda aşırı enerjik ve mutluydu. Her zaman olduğundan kat be kat daha mutlu görünüyordu dese yalan olmazdı. Bunun nedenini sorduklarında genelde geçiştiriyordu.

Jaemin ise bu aralar aşırı dalgındı. Sürekli bir şeyler yapmayı, birine söylediği şeyleri yani neredeyse her şeyi unutuyordu. Arkadaşları bu durumu dedesinin vefat etmesine bağlamışlardı. Çünkü yaklaşık bir hafta önce dedesi vefat etmiş ve Jaemin 2-3 günlük bir izin almıştı.

Grubun geri kalanı dedesini her ne kadar tanımasa da ölümü onları da üzmüştü. Tabii onları en çok üzen şey Jaemin'in son zamanlardaki durumuydu. Bu kadar dalgın olmasına hiç kimse alışık değildi. Bir an önce bu durumu atlatmasını beklemelerinden başka çareleri yoktu.

Yine hastanede çalıştıkları günlerden biriydi. Herkes kendi servisindeki hastalara bakıyor, tedavilerini yapıyorlardı. Jaemin ve Mark da birlikte bir hastaya bakıyorlardı.

Hastayla ilgilenmeleri bittikten sonra yeni gelen hastanın da kendilerinin olduğunu öğrendiler. Bu yüzden o odaya doğru ilerledi ikilimiz.

Hastanın odasına girdiklerinde Jaemin şok olmuş gibi birkaç saniye içerideki kıza baktı. Mark ne olduğunu anlayamadığından hafifçe Jaemin'i dürttü.

"İyi misin? Jaemin? Bir şey mi oldu?"

Jaemin onun dürtüşüyle kendine gelerek başını iki yana salladı. Mark'ın ona seslendiği gibi kısık bir tonla cevap verdi.

"Hayır hayır bir şey olmadı. İyiyim gayet."

Mark anladığını göstermek adına başını hafifçe salladı. Hastanın yanına gidip dosyasıyla ilgilenmeye başladığında Jaemin de her hastaya yaptığı gibi hastayı muayene etmeye başladı.

Jaemin muayenesini bitirdikten sonra kalkacakken boynuna konulmuş bir elin onu kendine doğru çekmesiyle yataktaki hastanın kulağına eğilmişti.

"Senden hâlâ çok hoşlanıyorum Jaemin-ah."

Jaemin'in vücudunda tüylerini ürperten bir soğuk hava dalgası dolaştı. Kendini toparlayarak kendi boynunda duran kızın elini oradan çekti ve eğildiği yerden kalktı. Kalkmasan önce bir şeyler söylemeyi ihmal etmemişti tabii ki.

"Ama ben senden değil başka birinden hoşlanıyorum."

Kızın düşen suratını gören Jaemin mutlu olarak Mark'ın yanına ilerlemişti.

Bu sırada dosyayla ilgilenen Mark da olan biteni görmüş fakat neler konuştuklarını duyamamıştı. Jaemin'e bunu sormayı çok fazla istemişti ama ne diyeceğini bir türlü toparlayamamıştı.

Neyse ki odadan çıktıklarında Mark'ın soru sormasına izin bile vermeden Jaemin derin bir nefes alıp konuşmaya başlamıştı.

"Bunu normalde romantik bir şekilde söylemek isterdim ama bugün eski sevgilimi gördüğümde daha fazla vakit kaybetmemem gerektiğini fark ettim."

Mark şaşkın bir şekilde ona bakındı.

"İçerideki kız senin eski sevgilin mi yani? Ne demek istiyorsun, ne için geç olabilir?"

"Evet öyle. Başka birinden hoşlanabilirsin mesela. Ben o zaman yıkılırım."

Jaemin Mark'ın ellerini tuttu.

"Mark, romantik şeylerde iyi değilim. Aşka da inanmazdım. İlk görüşte aşka hiç inanmazdım. Ama seni ilk gördüğüm anda sanki hissettim, senin benim için doğru kişi olduğunu. Bu odun çocuğun sevgilisi olmak ister misin?"

Mark ona gülümsedi. Yaklaşarak dudaklarını birleştirerek yanıtını vermiş oldu.

view//markminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin