Hafta sonu gelip çatmıştı. Cumartesi günü olduğundan -gerçi olmasa bile buradaydı ama- Donghyuck yine buradaydı. Dünkü görüşmenin detaylarını telefonda dinlemişti ancak bu tabii ki yetmemişti. Bütüün detayları tekrar anlatmasını istemek ve deyim yerindeyse fangirllük yapmak için gelmişti.
Yatağında karşılıklı bir şekilde oturmuş, dün olanları tekrar anlatıyordu.
Hyuck heyecanlı bir şekilde tekrar Jaemin ile asansörde karşılaşmalarını sorunca Mark ofladı.
"Hyuck beş yüz kere anlatmadım mı ben sana aynı şeyleri? Hiçbir şey konuşmadık, birbirimize bakmadık bile."
"Çocukla niye konuşma başlatmadın?"
"Başlatsam ne diyecektim? "Aa merhaba, ben seni ve yanındaki siyah saçlı çocuk olan ama arkadaşımın mükemmel stalk yetenekleri sayesinde adlarını öğrendiğim, penceremden arkadaşımla birlikte izlediğim ve ilgimi çeken çocuksun" mu deseydim?"
Donghyuck sinsi bir sırıtışla Mark'ın yüzüne bakarken Mark anlamamış bir şekilde kızgın bakışlarını gönderdi ona.
"Ne bakıyorsun öyle sinsi sinsi sırıtarak? Ne oldu yine? O küçük aklında hangi planlar dolanıyor?"
"Bu sefer bir plan dolanmıyor. Farkında mısın bilmiyorum ama daha demin o çocuğun ilgini çektiğini ben hiçbir şey söylemeden itiraf ettin."
Hyuck hâlâ aynı gülüşle bakmaya devam ederken Mark arkadaşının dediğinin doğru olduğunu fark ederek bir elini alnına vurdu ( 🤦🏻♂️)
Kesinlikle biricik(!) arkadaşı bu durumu ona hatırlatıp duracaktı. Ağzından böyle bir şeyin çıktığını bile hatırlamıyordu gerçi, yalanlayabilirdi. Ama yalanlasa bile birkaç dakikadır sessiz kalmasının nedenini soracak olan arkadaşı her türlü haklı çıkaracaktı kendini. En iyisi geçiştirmekti.
"Neyse ne işte. Sen daha fazla stalk yapıp ilişkilerinin var olup olmadığını öğrendin mi?"
Mark bu sorusuyla Hyuck'un dikkatini başka bir yere çekmeyi başarmıştı. Şimdi bildiği bütün bilgileri arkadaşına aktarmaya uğraşacaktı Hyuck.
"Sanırım ikisinin de ilişkisi yok. Çünkü profillerine baktığımda fotoğraflar hep tek başına oldukları ya da sevgilisi olan arkadaşlarıyla. Sıkı dur, gay olan arkadaşları var."
Arkadaşının söylediklerinin çoğusunu dinlemese bile bu söyledikleri ilgisini çekmişti.
"Kimmiş?"
"Bak şimdi, bu Jeno yani benim olan siyah afet aşkımın ve senin kahverengili Jaemin'in yakın arkadaş olduğunu düşünüyorum. Çok fazla ortak arkadaşları ve birlikte bir sürü fotoğrafları var. İşte bunların da birlikte takıldıkları Chenle ve Jisung diye iki tane hemşir var. Bunlar gay ve çıkıyorlar."
"Vay be, gizlemeden ilişkilerini yaşayabilmeleri çok güzel."
"Yani, bilmiyor olabilirsin ama son çıkan yasayla birlikte eşcinsellik yasal hâle geldi. O yüzden bunu yapabilmeleri normal."
"Haklısın. Bu ülkenin yasalarıyla pek ilgilenme fırsatım olmadı."
"Neyse neyse boş ver yasaları. Chenle ve Jisung da aynı hastanede. Chenle senden iki yaş, Jisung üç yaş küçük. Onlarla yakın olursan arkadaş ortamlarına girmen ve Jaemin - Jeno ikilisi ile ilgili bilgi alman kolaylaşır."
"Yuh Hyuck. Oturup bunları mı planladın? Sanki polisiz de mafyaların arasına girmeye çalışıyoruz gizli görev için."
"Ben annemlere söyledim çok polis olayım diye de senin boyun kısa dediler, koşamazsın dediler. Ben de bilgisayar mühendisi oldum işte."
Mark güldü.
"Sen bir salaksın harbi."
Donghyuck ona göz kırptı.
"Ama bu salak seni biricik aşkın ile birleştirmeyi amaçlıyor."
Mark kaşlarını çatarak onun omzuna vurdu.
"Ne vuruyorsun be sanki yalan söylüyoruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
view//markmin
FanfictionKanada'dan babasının işi nedeniyle taşınmak zorunda kalmıştır. Sitesinin önünde olan hastanedeki bir odada gördüğü çocuk dikkâtini çeker. For @user46370381 ♡