01 | yaralı asker ve hemşire

6.2K 459 551
                                    

yaralı asker ve hemşire

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

yaralı asker ve hemşire

. . .

Kanepenin rahatsız olması hakkında halam ile konuşmam gerektiğini bir defa daha hatırlattım kendime. Kim bilir, kaç yıldır buradaydı ve Gryffindor'un yaramaz öğrencileri göz önüne alındığında çoktan eski kategorisine girecek hale gelmişti.

Koltuğun yaylarının baskısını hissetmemek için sırtımı biraz daha yukarı aldım. Bu sefer başımın altındaki yastık yerinden oynadı. Simetri hastalığım sağ olsun, hemen yastığı düzgün hale getirmek için hamle yapmıştım fakat bu sefer de göbeğimin üstüne koyduğum okuma kitabı kayarak yere doğru düştü.

Üfledim seslice. Gerçekten bu kanepeleri halama bir an önce söylemeliydim. Tekrar yastığımı düzeltmek için bu sefer dirseklerimden destek alıp gövdemi kaldırmıştım ki başımda bekleyen kişiyi gördüm.

Çocuk gülerek, başımı kaldırdığım yastığı düzeltti ve yanlarına vurup kabarttı. "İşte oldu." dedi, gülümserken.

James'in ela gözleri gözlerimle buluştuğunda yutkunmamak için zor tuttum kendimi. Yıllardır aynı takımın oyuncuları olduğumuz için simetri hastalığımı en iyi James bilirdi çünkü takımdakilerin düzeni konusunda inatçı biriydim. Kabul sinir bozucuydu bu fakat asimetrik olan her şey beni rahatsız ediyordu.

James'in kabarttığı yastığa yaslandığımda James eğilip yere düşmüş olan kitabımı kaldırdı. Bana uzatmak yerine, kaldığım sayfaya bakıp kapağı çevirdi.

"Sanırım bir muggle yazarı." dedi kitaba bakmaya devam ederken.

"Evet." dedim kitabı bana vermesi için elimi uzatarak. "Sophia'dan aldım." Sophia, bizimle aynı dönem olan ve aynı zamanda yatakhanemi paylaştığım kızlardan biriydi. Tahmin edeceğiniz üzere, muggle-doğumdu.

James bir süre daha inceledi kitabı. Daha sonra burnundan aşağı kaymış olan gözlüklerini geri itip, tekrar bana baktı. Gülümsediği için gözlerinin kenarındaki derin olmayan çizgileri ve yanaklarındaki gamzeleri görebiliyordum. "Muggle edebiyatından hiçbir şey anlamıyorum." dedi kitabı ellerime uzatırken.

"Ben de Sophia'nın okuduğu kadar biliyorum." dedim onun aksine gülümsemeden. Gergin hissettiğimde gülümseyememe gibi bir sorunum vardı.

James, artık bir alışkanlık olduğunu bildiğim şekilde omuzlarını geriye doğru gerdi ve sarsak adımlarla kanepenin, ayaklarımı uzattığım kısmına yöneldi. Benden izin istemeden oturacağını bildiğim için ayaklarımı kendime doğru topladım ve James de, daha önce defalarca yaptığı gibi kendini kanepeye bıraktı.

"Yarın ki maça hazır mısın?" diye sordu James. Bir dirseğini kanepenin koluna yaslamıştı ve yumruk yaptığını eline başını yaslamıştı. Yan bakışlarla bana bakıyordu.

aşkı harcamanın 80 yolu ‧ james potterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin