balyumruk ve çikolatalar
. . .
Boy aynasında beş dakikadır kendimi süzüp duruyordum. Kızlar çoktan yatakhaneden çıkmıştı ve yalnızdım. Herkes bugün Potter ile birlikte olacağımı biliyordu ama yine hepsi bana laf dokunduramadıkları için erkenden yatakhaneden çıkmışlardı.
Şey evet, bana ince ince laflar atmalarına hayatta izin vermezdim. Hiç sevmezdim böyle şeyleri. Onlar da sevmediğim şeyleri yapmamayı öğrenmişti şu yedi yılda.
Daha önce bir buluşmaya gitmediğim için kıyafetlerimin yeterli olup olmadığına emindim. Sonbaharın sonuydu ve haliyle soğuk bir hava hükmediyordu Hogwarts arazisine. Bu nedenle kalın giyinmeyi tercih etmiştim.
Siyah, kolları aşağı indikçe bollaşan hoş bir kazağın altına kot pantolon giymiştim. Etek de giyebilirdim fakat dışarısı etekle duramayacağım kadar soğuktu. Üstüme de kalın cüppelerimden birini alıp, Gryffindor atkımı takmıştım. Saçlarımı Marlene balıksırtı dediği modelle örmüştü. Derli toplu görünmekten hoşlanıyordum, haliyle yeterli gelmişti. Bilmiyorum, James daha hoş görünmemi ister miydi ki? Lily kadar süslü değildim, bunu herkes bilirdi.
Bir defa daha kendimi süzdükten sonra aynaya arkamı döndüm. Siyah eldivenlerimi de giydim ve çantamı omzuma taktım. Acabalar ile geçirecek vaktim yoktu, üstelik James ortak salonda beni bekliyor olmalıydı.
Daha sonra yatakhaneden çıkıp merdivenlerden ortak salona indim. Hafif bir kalabalık vardı ancak çoğu alt dönemlerdendi. Üst sınıflar şimdiden çıkmış olmalıydı.
Gözlerim, tablolardan biriyle derin bir sohbete dalmış görünen James'e takıldı. Elleri cebinde, gülüşlerle dolu bir sohbet yapıyordu duvardaki adamla.
Onun yanına ilerledim ve "Günaydın!" dedim.
"Günaydın Mau." dedi James beni görmesiyle. Bana dönmesiyle beraber kıyafetlerini görebildim.
Sirius'un olduğuna kalıbımı basabileceğim bir siyah, boğazlı kazağın altına, koyu renk kot pantolon giymişti. Aynı zamanda Gryffindor atkısını boynunun iki yanından aşağı doğru salmıştı.
Neredeyse aynı kıyafetleri giydiğimizi fark etmek beni gülümsetmeye yetmişti.
"Hazırsan gidelim, Miss." dedi James rahat bir havada.
Onun bu haline kaşlarımı kaldırarak baktım. O ise eliyle önden ilerlememi işaret ediyordu. Bozuntuya vermedim ve önden ilerlemeye başladım. Doğrusu, bu hali hoşuma gitmiyor değildi.
James'in tablodaki adama daha sonra konuşmalarına devam etmek üzere bir şeyler gevelediğini duyduktan sonra hızlı adımlarla yanıma geldi. Onun benim aksime gülümsemeyi bir yük olarak görmemesine özeniyordum aslında. Her an neşeli ve her an enerjikti korkutucu bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşkı harcamanın 80 yolu ‧ james potter
FanficJames Potter takıntılarının ve saplantılarının arasında yeni bir yol çizmeye çalışıyordu ve bu yol Maureen McGonagall'ın kalbinden geçecekti.