GeçmişKariya gezegeni,evrenin enerjisini barındıran bir güç haznesiydi.
Geçmiş yüzyıllarda Kariya Gezegeni'nin korunabilmesi için Evren Mahkemesi toplanmış ve bir muhafiz seçilmesine karar verilmişti fakat ne kadar seçim yapılırsa yapılsın gezegene yaklaşmaya başlayan her canlı hücrelerine ayrılıp kara deliğe sürükleniyordu.
İnsanlar için bu olası bir durumken diğer canlılar için fazlasıyla anormaldi.
Evren Mahkemesi tamamen bu duruma odaklanmış hayretlerle bu durumun nasıl gerçekleşebildiğini sorguluyorlardı.
Aylar sonra canlılar sıkça parşömen parçaları bulduklarını söyleyerek mahkemeye ulaşmaya çalışıyordu.
Mahkeme artık bu şikayetleri ciddiye almaya başladığında askerlerine bütün parşömenlerin toplanmasını emretti.
Bütün parşömenler toplanıp mahkemeye sunulduğunda,bu kağıt parçalarının yapboz parçaları gibi birleştiğini fark ettiler.
Bütün parçalar şehir meydanında bir araya getirildiğinde tamamlanan resimle beraber bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya,şimşekler çakmaya başladı.
Gökyüzü siyaha boyanmış,resmin çevresinde alevden bir halka oluşmuştu.
Yağmur damlaları alevlere değmeden havda yok oluyor parşömenler yanma belirtisi göstermiyordu.
"Bu da ne?"
"Ne oluyor?"
Halk fısıldayarak olanları izlerken dikkat çeken tek şey resimdeki kızıl saçlı kadındı.
Bütün canlılar hayretle olanları izliyor kimi varlıklar ise 'bir insan mı?' diyerek fısıldaşıyor sesindeki hayret ve aşağılamayı bariz belli ediyordu.
Saniyeler sonra üzerinde bulundukları zemin sallanmaya başladığında çığlıklar yeri göğü inletiyordu.
Aniden parşömenlerdeki resim yerini yazılara bıraktığında herkes içten içe delirip delirmediklerini sorguluyordu.
"RESİM YAZIYA DÖNÜŞTÜ!"
"Evrenin kalbi,gücün yöneticisi...Onu gördüğünüz zaman içinizdeki kibri bir yana bırakın,var olmanız onun elinde."
"Bir insan mı?"
"Bu nasıl olabilir?"
Zemin kırılırcasına sesler çıkarıyor,fırtına canlıların içindeki korkuyu harmanlıyordu.
Ani duyulan patlama sesiyle çığlıklar havaya karışıp kaosu tüm evrene duyurdu.
Parşömen parçaları ayrılıp fırtınaya ayak uydurarak havada süzüldüğünde yerde açılan yarıktan alevler yükselmeye başladı.
Parşömenler alevlere kavuşmak istiyorcasına yarığa sürüklendiğinde korku ve hayretle olanları izleyen varlıklar gözlerini kocaman açmış sessizce ne olduğunu kavramaya çalışıyorlardı.
Tüm parşömenler yarığa girdiğinde şiddetli sarsılmayla canlılar yerle bir olmuşlardı.
Kimisi taşlara kimisi direklere tutundu.
Yarık kapanıp alevler kaybolduğunda saliseler içinde gezegene tekrar yeşil hakim olmuş,hiçbir şey olmamış gibi sular dalgalanıyordu.
Halk korkuyla ne yapacaklarını soruyor,mahkeme üyeleri halkı sakinleştirmeye çalışıyordu.
Tüm gün boyunca yönetim,halkı evlerine toplamak için uğraştı.
Karakterleri vahşilik dolu kibir yuvası bazı insanlar ise içten içe kana bulama isteklerini düşünüyor ve sinsi planlar kuruyorlardı.
Haftalar boyunca ne yapılması gerekildiği tartışıldı.
Yöneticiler arasında fikir ayrılıkları nedeniyle anlaşmazlıklar gerçekleşti.
Tüm bu tartışmalar sonucu ise alınan karar kızıl saçlı kadının yok edilmesiydi.
Onun yıkımı getirdiğini düşünen canlılar bu karardan oldukça hoşnuttu.
Fakat kimsenin bilmediği birşey vardı,kızıl saçlı kadın koruyucuydu.
Canlıları yıkımı amaçlayan kibirli varlıklardan korumak için vardı.
Yıkımı içinde taşımasına rağmen koruyucu olacak kadar dirençli olan kadını içindeki kibri bile yok edemeyen bencil varlıklar mı yok edecekti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCARLET STAR
Fantasy"Kendinden başka hiçbir canlının varlığına katlanamayan bencil insanlar geldiğinde,koşman gerekiyor.En çok koşmaya ihtiyacın olduğu an duracağını düşünecekler.Duracağını ve kirli zihniyetlerinde ki yok etme arzusunu düşünecekler.Unutma sen evrenin k...