•my picture teacher/JJK²•✔️

$8$

İyi okumalar

Te ra işten dönünce su ah ona mektubu gösterdi. Te ra mektubu alıp okudu. Ve şunları söyledi. ;

"Bence bir şans vermelisin!"

Su ah kararsızdı. Ama mektupta o kız ile zorla daha doğrusu onu unutması için evlendiğini hatırlayınca jungkook'a  cevap yazmak istiyordu. Te ra'ya dönüp konuştu;

"Tamam . Yazacağım!"

Te ra buna sevinmişti. Eğer jungkook ile su ah tekrardan beraber olurlarsa onunda jimin ile beraberliği %100 olurdu. Bu yüzden onun ile buluşmasını istiyordu.

Su ah yukarı, kendi odasına çıktı. Çalışma masasına oturup önünde duran A4 kağıdını ve kalemliğini alıp hazırladı. Ne yazacağını düşünüp düşünüp duruyordu. En sonunda bir şeyler yazmıştı.

Yazdığı mektubu bir zarfa koyup aşağı indi. Te ra koltukta uzanmış televizyon izliyordu. onu görünce ayaklanmıştı. Yanına gidip;

"Mektubu bana okutmayacak mısın?!"

Demişti. Su ah onu engellemişti.

"Hayır!! Zaten havadan , sudan falan filan bir şeyler yazdım. Merak edilecek bir şey yazmadım. "

Diyip kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında karşında bir adam görmesiyle irkilmişti. O adam jungkook'un menajeriydi. Su ah adama;

"Sanırım tam zamanında geldiniz . Buyrun yazdığım mektup."

Adam elindeki mektubu ondan alarak su ah'a tebessüm etmişti. Ardından gitmişti. Su ah kapıyı kapatıp içeriye girmişti. Te ra'ya ;

"Ben yatağıma gidiyorum . İyi geceler ."

Diyerek yukarıya çıkacaktı ki masanın üzerindeki jungkook'un gönderdiği lavanta çiçeğini gördü. O çiçeğe çok iyi bakıyordu. Her gün suyunu değiştirip onunla konuşurdu. En çokta çiçeğe karşı hep bunu söylerdi.;

"Kim size bakarsa ona beni hatırlatın.!"

Bu seferde aynısını söylemişti. Te ra en sonunda ona şunları söylemişti .;

"Neden hep o çiçeğe öyle diyorsun. "

Su ah bunu duyunca hemen cevap vermişti.

"Bilmem belki İleride anlarsınız !"

Te ra ona boş bir ifadeyle bakıyordu. Su ah  ona ve çiçeğe "iyi geceler " diyip odasına çıkmıştı.

***

Jungkook salonunda oturmuş menajerinin su ah'tan getireceği mektubu bekliyordu. Bunları düşünürken kapı çalmıştı. Hızlıca kapıya doğru koşup açtı. Karşısında elinde bir zarf ile duran menajeri vardı . Onu hemen içeriye aldı.

"Elindeki su ah 'ın verdiğimi.?!"

Demişti. Menajer kafasıyla onaylayınca jungkook hızlıca onun elinden mektubu çekti. Menajer ona su ah'ın ne kadar samimi , iyi kalpli bir kız olduğunu anlatıyordu. Jungkook bunu duyunca cevap olarak;" Evet öyledir benim küçüğüm!" Diyordu. Menajer ondan izin isteyip evden çıktı. O sırada jungkook'un eşi yu na yanına gelmişti.

"Biri mi geldi hayatım?"

Jungkook onun hayatım demesinden hiç hoşlanmıyordu. Ona bağırmaya başladı.

"Sana kaç kere dedim bir daha bana hayatım deme diye ha!"

Yu na ürkmüştü. Hiç bir şey demeyip beklemişti. Jungkook elindeki mektubu yüzüne doğru bir sağa bir sola sallayıp duruyordu . Yu na bunu görüp konuştu.

"E-elindeki ne?"

Jungkook yine bağırmıştı. Yu na 'dan öylesiye nefret ediyorduki onu her gün dövmek istiyordu. Ama yapamazdı. Adı çıkar diye çok korkuyordu. Sadece kızıyordu. Jungkook yu na ' ya böyle davransada , yu na ona karşı olan büyük aşkından vazgeçmiyordu. Sırf o sinirlenmesin diye yanından bile geçmeye korkuyordu.

Jungkook yu na'yı arkasında bırakarak odasına çekildi. Ikisininde odaları ayrıydı. Yu na dayanamayıp koltuğa oturup sessiz bir şekilde ağlıyordu. Sesli ağlasa jungkook ona yine kızabilirdi.

Jungkook yatağına geçip zarfı açtı. Ve yazılanları okumaya başladı.

Mektupta şunlar yazıyordu;

Sevgili jeon jungkook...

Buluşmanı kabul ediyorum. Ama bu sana tekrardan aşık olacağım anlamına gelmiyor. Beni şu ana kadar çok fazla üzdün. Senin için çok fazla ağladım. Hep seni düşündüm . Sırf (Senin gibi) seni unutayım diye min jae ile çıkmaya başladım. Belki seni unutabilirdim. Ama o da olmadı . Yakın zamanda min jae'i kaybettim. Tanrı benden ilk seni sonra min jae'i aldı. Ve artık aşka inancım falan kalmadı. "Aşk" benim için çöplükteki en pis olan çöp artık. Senin buluşmanı kabul etmemin sebebi de sadece neden beni bırakıp gittiğini öğrenmek için...

Sevgilerinle jung su ah.

Görüldü atıp bırakmayın lütfen.