$6$

627 54 66
                                    

İyi okumalar

3 hafta sonra

Su ha bu 3 hafta aralığında kendini çok iyi toplamıştı. Artık mutluydu, huzurluydu , her şeyi unutmuş gibiydi.
O mektuplar o günden sonra hiç gelmemişti. Tabii su ah meraklanmıştı. Ama onuda kafasından çıkarmaya çabalıyordu. Bir gün işten eve döndüklerinde paspasın üzerinde bir mektup gördüler. Su ah ve te ra o mektubu alıp eve girdiler. İkiside paltolarını asıp koltuğa oturdular. Mektubu açan su ah olmuştu. Mektubu okuduğunda mutlu olmuştu.

Mektupta şunlar yazıyordu. ;

Sevgili jung su ah ...

Seni o kadar çok özledim ki .
Her gün yanında olmak ve kokunu koklamak istiyorum. Ama yapamıyorum. Benden uzaktasın. Belki hiç birbirimizi göremeyeceğiz.. ama buna inanmıyorum. İnandığım tek şey sensin!
Bu mektubu yazma nedenim senin ile bir kezde olsa buluşmak...
Eğer istersen senin ile bir buluşma ayarlayıp konuşmak istiyorum. Bunu kabul edeceğini sezinliyorum.
Ve umarım kabul edersin.
Eğer kabul edersen bir dahaki mektup göndermemde kapının önüne bir mektup koy , gönderdiğim adamım onu almaya gelecektir .
Bu akşam.
O yüzden süren daralmadan karar ver.!

Seni seven jeon jungkook!!!

Su ah te ra'ya dönüp ne tepki vereceğine bakıyordu. Ama te ra birden çökmüş yaşlı nineler gibi olmuştu. Meraklanıp sordu.;

"Hey te ra iyi misin!?"

Te ra kendine gelip cevaplamıştı. ;

"Jimin neden bana böyle şeyler göndermiyor!"

Su ah ne diyeceğini bilmiyordu . Onun sırtını sıvazlayıp geçiştirmeye çalışıyordu. Oysaki jimin ona hep gönderiyordu. Sadece bugününkini ve bundan öncesindekinde göndermemişti. Su ah tam konuşacakken te ra arkasına bile bakmadan odasına çıkmıştı. Su ah onun için üzülüyordu. Mektubu zarfın içine koydu . Yatak odasına çıkacakken jungkook'un ona gönderdiği lavanta çiçeğine gözü kaymıştı. Çiçeklere yaklaşıp söyle diyordu.;

"Bundan sonra sizin önünüzden kim geçerse ona beni hatırlatın olur mu?!"

O sırada te ra su içmek için aşağı inmişti. Ve su ah'ın dediklerini dinliyordu. Onun dediğini alaylı bir şekilde algılamıştı.

"Neden böyle şeyler diyorsun çiçeklere!?"

Su ah te ra'nın geldiğini fark etmemişti. Şaşkındı. Birden telaş sardı.

"H-hiç öylesine dedim. "

Te ra onu kafasıyla onaylamıştı. Ardından;

"Hadi gel internetteki magazinlere bir göz atalım uzun zamandır bakmıyordum. Bakalım bizim ünlüler ne halt çeviriyormuş.!"

Su ah bunu onaylamıştı. Te ra ipad'ini alıp koltuğa geçti. Su ah da mutfakta meyve suyu hazırlıyordu. Te ra magazin sitesinde gezinirken jungkook'un bir kadın ile el ele tutuşmuş fotoğrafını görmüştü. Başlıkta ise " bts grubundan ünlü idol jeon jungkook'un 2 ay önce evlendiği ortaya çıktı. " yazıyordu. Te ra bunu okuyunca sert bir "NE!" Kelimesi çıkmıştı ağzından. Su ah bu çığlık karşısında bardak kırışmıştı. Ardından te ra'ya doğru gidip ;

"Ne oldu te ra şaşıracak ne olabilir orda!"

Demişti. Te ra su ah gelince hemen tableti kapattı. Ve arkasına koydu. Su ah bundan daha çok şüphelenmişti. Te ra'ı zorlamaya geçti. Ama te ra istemiyordu. Su ah yaptığı hamle ile tableti almayı başarmıştı. Tableti açınca önünde jungkook'un bir kadın ile çekilmiş fotoğrafını gördü. Direkt başlığı okudu. Işte o anda su ah artık karanlığın içine girmişti. Uzun zamandır kızarmadığı gözleri kızarmaya başlamıştı. Tableti yere atıp kendisini dışarı atmıştı. Dışarıda yağmur yağıyordu. Te ra ona seslensede o takmayıp koşuyordu. Sadece koşuyordu.

Çok fazla koşmuştu. Yolun tam ortasında yere çöküp yıldızlara bakıp ağlayarak inkar etmeye başladı.

"Tanrım neden!...Neden hep benden alıyorsun sevdiklerimi! ....bana bunu açıkla lütfen!..."

Yağmur hala dinmemişti. Su ah o yağmurun altında yolun ortasında yere çökmüş ıslak bir şekilde haykırıyordu. Artık bıkmıştı hayatından hayatı her gün acı çekmek ve ağlamak ile geçiyordu. Buna hayat diyemiyordu.

Uzaktan bir ışık geldiğini görmüştü. O ışık yaklaştıkça ne olduğunu anlamaya çalışıyordu . En sonunda bir korna sesi duyarak anladı onun araba olduğunu.
Yolun ortasından kalkıp kenara geçti. Ardından son kez yukarıya bakıp konuştu;

"Artık ölmek istiyorum!"

Diyip evine doğru yol aldı. Eve vardığında kapını açık ve te ra'nın orada onu beklediğini gördü. Te ra su ah'ı görünce ona koşarak sarıldı. Su ah karşılık vermedi. Te ra ondan ayrılıp elini tuttu ve içeriye sürükledi.

"Seni pis küçük şey ıpıslak olmuşsun doğruca banyoya gidiyoruz hadi."

Su ah hiç bir şey demeden onun peşinden banyoya gitti. Te ra onu ılık suda yıkayarak ısınmasını istedi. Yıkadıktan sonra su ah'ın odasına götürüp dolabından pijamalarını çıkartıp giymesine yardımcı oldu. Ardından yatağına yatırdı. Onun acısını algılayabiliyordu. Onu hiç görmeyeceği şekilde görüyordu hep. o da bundan sıkılmıştı. Su ah rahat uyusun diye odadan çıkmıştı. Te ra gittikten sonra su ah on dakika ağlayıp yorgun düşüp uykuya dalmıştı.

Görüldü atıp bırakmayın lütfen.

•my picture teacher/JJK²•✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin