$7$

596 56 17
                                    

Iyi okumalar

3 gün sonra

Su ah bu 3 gün içerisinde yaşadığı bütün olayları unutmaya çalışıyordu. Artık her şeyden bıkmış bir haldeydi. Çalıştığı işe artık gitmiyordu. Son günlerini evde geçirmek istiyordu.

Hazırlanıp dışarı çıkmaya karar verdi. Telefonunu evde bırakmıştı. İlk bir markete girmek istedi. İstediği bir şey yoktu ama girip gezmek istiyordu.

Içeri girdiğinde içeride fazla kişi yoktu. Tek tek reyonları gezmeye başladı. Cips reyonunun önünden geçince gözü oraya takıldı. En sevdiği cips ona bakarak "al beni" diye haykırıyordu sanki. Su ah dayanamayıp cipsi alıp kasaya fırladı.

Kasada sıra bekleyen bir kişi vardı sadece. Su ah adamın arkasına geçip bekledi. Adam komple siyaha bürünmüştü. Siyah şapka ve siyah maske takmıştı. Aksesuar olarak siyah camlı gözlük , gümüş kalp desenli kolye ve kulağında küçük gümüş bir tane küpe vardı. Su ah adamın küpesine dalmıştı. O küpe onun aklına eskiden bay jeon'un resmini ondan habersiz çizerken ki küpeyi hatırlatıyordu. O zaman o da o küpeyi takmıştı.

Sıra adama gelince sepetindeki cips paketini kasaya koyarken poşet yırtılmış olacakki elindeki cips paketinden bütün cipslerin yere döküldüğünü görmüştü. Ayrıca bu su ah'ın elindeki cipstendi. Adam sinirlenmiş olacakki hafif sessizlikle kendi kendine konuştu;

"Hay aksi!"

Su ah bu sesi duyunca ona sanki tanıdık gelmişti. Bu sesi bir yerden hatırlıyordu. Daha fazla uzatmadan adama yardımcı olmaya çalıştı.;

"Bayım yardıma ihtiyacınız var mı?!"

Adam hiç bir şey dememişti. Su ah bundan hoşlanmamıştı.

En sonunda oraya market çalışanı  gelmişti. Yerdeki cipsleri süpürge ile silip gitmişti. Adam yarım kalan işini halledip dışarıya çıktı. Su ah da cipsinin parasını ödeyip dışarı çıkmıştı. O adamı bir siyah arabanın arka koltuğuna binerken gördü. Kafasını iki yana sallayıp yoluna devam etti. Su ah arabanın yanından geçmişti. İster istemez gözü arabanın içine kaymıştı. Arabanın camı siyah olduğu için su ah adamın suratını görememişti. Hızlıca oradan uzaklaştı.

Evine geldiğinde elini yüzünü yıkayıp cipsini bir kaseye koyup telefonundan video açıp izlemeye başladı. Yaklaşık 20 dakika sonra kapısı çalmıştı. Su ah hızlıca kapıya doğru koştu.  Kapıyı açtığında yine kimseyi görememişti. Yine birinden daha doğrusu "jungkook'tan" mektup gelmişti. Su ah paspasın üzerindeki mektubu alıp içeriye girdi.  Açıp açmama konusunda kararsızdı. Çünkü bir daha üzülmek istemiyordu. Ama açmalıydı. Belki önemliydi.
Mektubu açmıştı. Şok olmuştu.

Mektupta şunlar yazıyordu;

Merhaba su ah..

Umarım iyisindir. Aslında bu mektubu yazmayacaktım. Ama kendime engel olamıyorum. Hele seni daha demin markette görünce çok sevinmiştim. Hani cipsi yere dökmüştüm. Işte o bendim. Seni takip etmiyorum. Sadece tesadüf bir denk gelmeydi. Bu arada neden buluşmayı kabul etmedin. Benim evlilik haberimi gördüğün için kabul etmediğini sezinliyorum. Eğer bunun içinse bence boşuna üzülüyorsun.  Çünkü ben o kadınla severek evlenmedim . Eğer "neden evlendin o zaman!?" Diye soruyorsan sadece seni unutmak içindi ve ailevi nedenlerden idi . Ama artık karşıma çıktın. Ve bunun için çok mutluyum. Eğer mümkünse senin ile buluşup bütün her şeyi anlatmak istiyorum. lütfen.
Akşama kadar bana bir cevap yazıp  kendi paspasının üzerine köy menajerimi oraya gönderip mektubunu alacağım.

Cevabını olumlu beklemekte olan ve seni çok seven jeon jungkook....

Görüldü atıp bırakmayın lütfen.

•my picture teacher/JJK²•✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin