ZİNCİRLENMİŞ ARZULAR

104 18 0
                                    


Selammmlaaarrr
Umarım hepiniz çok çok iyisinizdir.
Sizleri seviyoreee♥️

Multimedia: Şahika ve giydiği kıyafet🔥




BÖLÜM:13




Yavaş yavaş hayatımın kırık bir sandal gibi akıntıya kapılıp uçuruma doğru gittiğini hissediyordum ve ne kadar çabalarsam çabalayım, azgın suları aşıp, sanadalı kıyıya çekemiyordum. Hayatım kendi ellerim arasında değilde beni bu lanet olası savaşa sokan insanların ellerinde olduğunu hissediyordum. Sanki beni kuklaya çevirmişlerdi ve onlar ipleri nasıl hareket ettiriyorlarsa benide buna mecbur bırakıyorlardı.

Artık ağlamak bile içimden gelmiyordu. Elimde olmadan bu olanların hala birer şakadan ibaret olduğunu düşünüyordum. Ya da hala bu olanlara inanamadığım için şaka olduğunu sanmak istiyordum.

Onurun beni hırpalamasından sonra gözlerimi hastahane odasında açmış doktorun gelmesini beklemiştim. Geldiğinde ise yaptığı açıklamayla bi nebze olsun yüreğime su serpilmişti. Ses tellerim yırtılmamıştı sadece çok fazla baskıdan dolayı sesim kısılmıştı. Bir kaç güne konuşabileceğimi, bir hafta sonrada tamamen düzeleceğini söylemişti.

En azından kalıcı bir hasar olmadığı için her gün şükrediyordum. Olsaydı ne yapardım bilmiyordum. Büyük ihtimal dünyanın en şanssız insanı olarak tarihe geçerdim. Sesim yok, güçsüzüm, savaş eğitimim yok ve gelipte ülkemi temsil ederken ölücem.

Büyük şanssızlık.

Yattığım yataktan kalktım. Hastahaneden çıkalı 4 gün olmuştu. O sırada bir  kaç kez Alev yanıma uğramış, her gelişinde kendisini affettirmek için çoğu kez gözlerimin önünde ağlayıp yalvarmıştı. Ona her defasında senin suçun değil desemde kendisini suçlu hissetmekten alıkoyamadığını, Onurun bana zarar verdiği an engel olmak istediğini ama Onurun bana bu sebepten dolayı daha çok zarar vereceğini gördüğünde geri adım atmak zorunda kaldığını hıçkıra hıçkıra anlatmıştı. Açıkcası dağ gibi kadını bu halde görünce dayanamayıp bende ağlamış ve sıkı sıkı sarılmıştım ona.

O kadar uzun süre sarılmıştımki kollarında tekrar uyumuş güneşin batmasına doğru kapının tıklatılmasıyla uyanmıştım. Gelen kişi Ali beydi. Bizi sarmaş dolaş görünce küçük bir tebessümle bize bakıp, Alev'e, benimle özel bir konuşma yapması gerektiğini söyleyip onu dışarı çıkarmıştı.

Yatağımın ucuna oturup derin bir nefes alıp konuşmaya başlamıştı. "Şahika bunun bu kadar erken olacağını bilmiyordum. Keşke seni çok önceden uyarabilseydim ama ne yazıkki benimde yeni haberim olmuştu. Bu duruma geldiğin için çok üzgünüm. Ne diyebilceğimi bilmiyorum."

"Önemli değil Ali Bey. Bu eninde sonunda olacaktı zaten. Sadece olmadık zamanda ve en beklemediğim anda olduğu için kendimi ufakta olsa savunamadım. Bu biraz beni sinirlendiriyor."

"Bak Onur'un sana niye böyle davr-"

"Bilmek istemiyorum! Hiçbirşey bilmek istemiyorum! Ben sadece niye bu aptal oyunun içinde olduğumu bilmek istiyorum! Ama hiçbir cevap alamıyorum! Umarım... umarım ben öldüğümde söz verdiğiniz gibi kardeşime iyi bakarsınız. Yoksa diğer dünyada iki elim yakanızda olacak! Çıkın birşey duymak istemiyorum!"

Ani çıkışım ve bağırışlarıma rağmen Ali Bey anlayış gösterip odamdan çıkmıştı. O gün yaptığım konuşmayı tekrar hatırlayınca ellerimin içi terlemişti. Avuç içlerimi Pantolonuma sürtüp sildim. Artık yapmam gereken işler vardı. Her ne olursa olsun öleceksem bile çabalayıp, gayret edip onurumla ölecektim. Güçsüz biri gibi durmak istemiyordum. Sadece... sadece başarmak istiyordum. Oya'ya tekrardan kavuşmak...

KIZIL YARATIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin