I'm Texting You Because I Love You

11

Mycroft taksiciye parasını uzatıp eve giderken tek istediği şey, kimseye görünmeden odasına çıkmaktı ama daha içeriye adımını atar atmaz duyduğu ses buna pek izin verecek gibi görünmüyordu.

"Bu saate kadar kalmanı beklemiyordum doğrusu. Randevun iyi geçmiş olmalı."

Randevu ve Greg kesinlikle şu an konuşmak istediği en son konuydu. O yüzden kısaca bir 'evet' mırıldanıp bu konunun burada kapanmasını umarak odasına gitti. Kapıyı arkasından kapattı ve biraz temiz hava almak için balkona çıktı.

Şu anki planı yalnızlığın tadını çıkarmak ve biraz düşünmekti.

"Sorunun ne olduğunu anlatacak mısın?"

Derin bir iç çekti. Sevgili kardeşi bugün onu pek yalnız bırakacak gibi görünmüyordu. İtiraz etmeye güç bulamadı kendinde. Kabullenmişlikle kendine uzatılan sigarayı aldı ve yavaşça ağzına götürdü.

"Sorun Greg."

"Bunu anlayabiliyorum. Biraz daha açıkla."

Sigarasından derin bir nefes aldı. Birazdan söyleyeceği şey onu gerçekten zorlayacaktı.

"O beni seviyor. Yani gerçekten seviyor ve biliyorsun böyle şeylere alışkın olmadığım için bu garip hissettiriyor. İlk defa böyle bir şey yaşıyorum."

"Sorun bu mu?"

"Hayır, elbette değil. Sorun benim onu sevmemem. En azından onun beni sevdiği gibi."

Sherlock ağır ağır kafasını salladı. Bir süre sadece sustular.

"Yani anladığım kadarıyla Greg'i o anlamda sevmiyorsun ve onun seni bu şekilde sevmesi de seni rahatsız ediyor. Çünkü onun üzülmesini istemiyorsun."

"Aşağı yukarı böyle, evet."

"Sevgili abiciğim.. Belki onu o anlamda sevmiyor olabilirsin ama ona değer verdiğin çok belli."

Mycroft afalladı. Bu da nereden çıkmıştı şimdi?

"Bunu daha en başında anlamıştım. Eğer ondan hiç hoşlanmıyor olsaydın en başta engelleyebilirdin değil mi? Ama yapmadın hatta onunla buluştun bile ve şimdi de gelip bana onu üzmekten korktuğunu söylüyorsun. Evet, belki aşık değilsin ama bana ondan hiç hoşlanmadığını söyleyemezsin."

Kardeşi haklı olabilirdi ama Mycroft bunu itiraf etmek için fazla şeydi. Şeydi işte ne olduğunu bilmiyorum.

"Ne yapmamı önerirsin?"

"Şu anlık arkadaş olmaya ne dersiniz?"

"Arkadaş olmak mı? Zaten arkadaşız."

"Sen arkadaşsın ama Greg öyle değil."

Evet. Bu mantıklıydı.

"Sherlock.. Böyle şeyleri nereden öğrendin sen?"

"Ne diyebilirim ki? Sürprizlerle dolu bir sevgilim ve sevgilisi olmadığı halde bu konularda iyi olan platonik bir arkadaşım var. İkisinin de birkaç özelliği bana geçmiş olabilir."

İkisi de güldü ve sessizliğe gömülüp sigaralarını içmeye devam ettiler. Hava bulutsuz ve yıldızlar ışıl ışıldı. Yani oldukça güzel ve huzurlu bir ortamdı. Özellikle Mycroft üzerinden bir yük kalkmış gibi hissediyordu yani kesinlikle çok huzurlu hissediyordu.

Ta ki arkalarından gelen ses yüzünden sigarasını hızla arkasına saklayıp karşısındaki gence dönen Sherlock'u görene kadar.

"Siz sigara mı içiyorsunuz?"

"Mycroft içiyor!"

James gözlerini devirdi ve Sherlock'un arkasına sakladığı sigarayı eline aldı. Göz temasını bozmadan ağzına götürdü ve derin bir iç çekip dumanı uzun boylu sevgilisinin yüzüne üfledi. Ardından sigarayı söndürüp balkondan aşağı fırlattı.

Mycroft kendini iyice fazlalık gibi hissetmeye başladığı için konuşmaya karar verdi. Kendi evinde, kendini fazlalık gibi hissetmesi de biraz garipti tabi.

"Moriarty.. Yine buradasın ve ben niye buna şaşırmadım?"

"Mycroft! Bilirsin, sadece kendimi özletmemeye çalışıyorum."

"Bence Sherlock seni birkaç gün özlese kimse için bir sorun olmaz."

"Myc.. Ben senden bahsediyordum sevgili dostum. Sherlock belki birkaç gün özlemime dayanabilir ama sen asla! Hem duydum ki sizinkiler 3 günlüğüne tatile gitmişler."

"Tabi sen de bu fırsatı kaçıramazdın."

"Beni iyi tanıyorsun."

Mycroft göz devirdi. 'Neden o?' diye düşündü. Neden o kadar kişi varken kardeşi gidip bununla sevgili olmuştu ki?

*

Merhabaarkadaşlarkanalımahoşgeldimiz.

Yksden çıktım ve ilk iki gün kendime gelmeye çalıştım. Sonunda başardığımda da zaten ağlayarak bölüm yazmaya başladım, bugün de yayımlıyorum

Biliyorum baya uzun sürdü bölümün gelmesi ama ne yapayım ben gariban bir yks öğrencisiydim yani sınava çalışmam lazımdı affınıza sığınıyorum :')

Bu arada bu yks işi eğlenceliymiş ya seneye de girerim ben buna