Evren uyandığında baş ucunda Nina meraklı gözlerle uyanmasını bekliyordu. "Allah'a şükür uyandın."Cem o anda kestirdiği yataktan kalktı. Evren etrafına balık gibi baktıktan sonra "Kimim ben?" diye sordu. Cem ve Nina birbirlerine şok olmuş bir şekilde baktıklarında Evren şen bir kahkaha atıp "Gerçekten mi?" diyerek alay etti. Nina yataktaki adama elinin tersiyle vurup "Pisliksin," diyerek oturduğu sandalyeden kalktı. Cem kendini geri yatağa bırakıp "Lanet olasıca," diyerek tavana baktı. Evren yataktan kalktığında vücudundaki yorgunluğu hissetti. "Ne oldu bana?"
Nina kızgın bir şekilde "Dalga geçme bizde aynı soruyu sana sorucaktık. Otuz saat oldu neredeyse, hiç uyanmadan keyifli bir şekilde uyuyorsun," diye açıkladı. Evren şok olmuş bir şekilde "Otuz saat mi?" diye sordu. Cem tek hamlede yataktan kalkıp "Evet ahbap otuz saattir uyuyorsun," diye Nina'yı tekrar etti. Evren parmaklarını saçları arasında gezdirip "İçeride ne oldu bana?" diyerek aynaya baktı. O anda bedenindeki sembolleri fark etti. Nina ve Cem'in arkasındaki konuşmaları o anda durmuştu. Tek baktığı aynadaki yansımasıydı. Derin bir nefes alıp gözlerini açıp kapadı ve tekrar aynaya baktı. Nina ve Cem bir gariplik olduğunu anlamışlardı. "Evren?"
Evren Nina'nın bir kaç kez ismini söylemesiyle arkasını döndü. "Hatırlıyorum."
Kahve eşliğinde onlara katılan ekip genişlemişti. Evren odada yaşadıklarını anlatmıştı. Ama acıdan sonrası boştu. Sadece bilgiyle dolu hissediyordu. Metin bardaktaki kandan bir yudum alıp "Yani benim kurtuluşum sende," diyerek başını salladı. Hasan merakla adamın üstündeki semboleri inceliyordu. Tuncay ise sandalyesinde iyice öne gelmiş yeğenine bakıyordu. Nina derin bir nefes aldıktan sonra "Bunu nasıl yapabiliriz ki?" diye sordu. Hasan Evren'in arkasında çömeldiği yerden ayağa kalkıp "Bu sembolleri ilk defa görüyorum ama sizin için bir anahtar olabilir," dedi. Evren Nina'ya bakıp "Denemekten zarar gelir mi? En fazla ıslanmış oluruz," dedi. Nina başıyla onay verince Cem "Ama," diyerek duraksadı ve Tuncay'la göz göze geldi. "Oraya inmek için üç kişi olmanız lazım."
Evren Cem'e dik bir bakış atıp "Bizle gelmeyeceksin," dedi. Cem tam ağzını açmıştı ki Tuncay "Onun kadar güçlü başka bir büyücü tanımıyoruz," diyerek Cem'e arka çıktı. O anda kapı geriye doğru açıldı. Ve üstünde siyah cübbesi ile Cessy belirdi. "Ben onları götürürüm. Ama tek bir isteğim olacak."
***
Cem kaşlarını çatıp "Ne!" diye karşılık verdi. Sesinde öfke ve şok vardı. Cessy cümlesini tekrarladı. "Rabia'dan uzak duracaksın. Tek anlaşma bu şekilde olur. Ona beslediğin duyguları kendine sakla."
Cessy ciddi bir şekilde Metin'e bakıp "Bu adamın kurtuluşunu da halledeceğim ama öncelikle sizi kurtaralım. Tabii Cem kan sözü verirse," dedi. Cem biraz düşündükten sonra elini uzattı. "Yapalım şunu!"
Cessy ayağa kalkıp belindeki işlemeli bıçağı çıkarıp avuç içine uzun ince bir kesik attı ve bıçağı Cem'e uzattı. Cem'de aynısını yaptı. İkili ellerini birleştirdiğinde odanın içinde beyaz bir ışık yükseldi. Gözleri kör edecek kadar keskin bir ışıktı. Bir anlık flash etkisi geçtiğinde Cem'in elindeki izde yok oldu. Yerine kapıya dokunduğundaki sembol kaldı. Cessy mutlu bir şekilde "Harika, birde kader değişmez derler," diyerek odadakilere bakıp "Beni takip edin. En uygun ortama gidelim," diyerek kapıdan çıktı.
***
Bir kaç saatlik uzun yolculuk sonrası ormanın içinde taş bir eve girdiler. Evde sadece dört eski küvet vardı. Metin alaycı bir şekilde "Kendimi şimdiden daha kirli hissettim," dedi. Cessy sert bir dönüşle "Senin bizle gelmen gerekmiyor. Sadece sessizce bekle," dedi. Metin iki elini de havaya masumum dercesine kaldırıp kırılmaya yüz tutmuş eski berjere oturdu. Tuncay duvara dayanıp "Şimdi ne olacak?" diye sordu. Cessy odadakilere bakıp "Hasan istediklerimi getirdiğinde başlayacağız," dedi. Bu sırada Cessy odanın ortasındaki hortumla küvetleri doldurmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGELER SERİSİ - 4 - BAŞLANGICIN SONU
FantasySerinin devam kitabı hız kesmeden devam ediyor...