Parşömen Odası

117 11 5
                                    


Evren bir kez daha karşısındaki adamlara baktı. Normalde karanlık bir mahsende en son görmek isteyeceği şekildelerdi. Ama nasılsa bunlar ona güven veriyordu. Saçsız kafalarındaki damarlar belliydi. Ağzıları bir şekilde dikilmiş gibi duruyordu. Burunları yoktu ve göz çukurları boştu. Ten renkleri ise mora kaçan bir açık beyaz gibiydi. Parmaklarını göremiyordu. Görmeyede niyeti yoktu. Gördükleri yetmişti. Evren üzerindeki tişörtü çıkardı. Bedenindeki dövmeler ve yara izleri ortaya çıkmıştı. Fit bedenindeki izler onu daha serseri gösteriyordu. Sonra pantolununu indirdi ve karşısındaki adamlara yarı çıplak bakıp "Hazırım," diyerek dizleri üstüne çöktü. Yedi adamdan en ortadaki uzun genç, kollu cübbesi içinden ince bir kılıç çıkardı ve Evren'e ilerledi. Evren soğuk ve sert zemindeki dizlerinden dolayı rahatsızdı ama bir sonra duyduğu his acı olmuştu.

10 saat önce

Cem uyandığında karşısında Samed duruyordu. "Artık böyle mi olacak?"

Samed gülümseyip "Yapma kardeşim her şekilde iletişimde kalmamı isteyen sendin. Hem daha uyanmadın, rüya ve gerçeği ayırt etmeni tavsiye ederim," diyerek yatağa oturdu. "Bu gün belki bir ara bedenimizi kullanmama izin verirsin diye düşünmüştüm."

Cem başını hayır anlamında sallayıp "Bu gün olmaz Samed, parşömen odasına girmem lazım," dedi. Samed pis bir sırıtışla "Benimde girmemde sakınca olmaz bence. Belki işe yarar bir parşömen bulurum," dedi. Cem gözlerini devirip "Kardeşim sakin ol, parşömen odasına gireceğin kadar sana güvenmiyorum. Onca zaman beni kendi bedenimde tutsak ettiğini unutmadım," dedi. Samed kahkaha atıp "Demek öyle, anlaşmayı unutma Cem," diyerek ortadan kayboldu. O anda Cem'de uyandı.

Nina ve Evren ilk defa bu denli içten sohbet edip gülerek kahvaltı yapıyorlardı. Cem saçlarının arasında parmaklarını gezdirip "Günaydın," dedi. Evren yüzünde sempatik bir gülüş ile Cem'e dönüp "Tanrım uyandın. Bir ara hiç uyanmayacaksın sanmıştık," dedi. Nina göz kırpıp "Yorgun olduğunu söyledim ama beni dinlemedi," dedi. Cem gerinip yataktan çıkarken Samed'in sesini duydu. "En azından bir kaç saat ödünç alsam."

Cem tövbe çeke çeke tuvalete girdi. Nina ve Evren birbirlerine bakınca "Nesi var bunun?" diye sordu Evren. Nina omuzlarını indirip kaldırmakla yetindi.

Cem duşun altında suyun tenine değmesiyle rahatladı. Ve bu günün bitmesini istedi. Uyumak istiyordu. Sanki tüm enerjisi çekilmiş gibiydi. Duştan çıkıp buğulu aynayı sildiğinde Samed "Uyumak istersen yerine geçerim," dedi. Cem aynadaki yansımasına bakıp "Gerçekten baş belası olucaksın değil mi?" diye sordu. Güzel bir teklifyi ama Parşömen odasını görmek için can atıyordu. Neden bu kadar heyecanlandığını başkası anlamazdı ama Cem'in çocukluğundan beri bilgiye aç bir yapısı vardı. Parşömeni alıp çıkmak yerine orada yaşayabilirdi.

Cem aynadaki Samed'i bırakıp banyodan çıktı. Nina ve Evren masada yan yana oturmuş bilgisayardan belge okuyorlardı. Evren'in sıkıldığı her halinden belliydi. Ama Nina sonuna kadar bitirmeyi kafaya koymuştu. Kapı iki kez melodili bir şekilde çaldığında gelenin Hasan olduğunu anladılar. Evren kapıyı açtığında beklediği adamın yanlız olmadığını fark etti. Tuncay ve Metin'de gelmişti. "Git gide daha garip bir ekip oluyoruz. Eksik parçamız bir hayaletmi?"

Herkes gülerken Cem'in bir anda gözleri kocaman açıldı. Nina Cem'in bu garip tepkisini anlamasada dikkatini çekmişti ve bir şey sakladığını fark etmişti. Tuncay elindeki deri kaplı defteri sallayıp yatağa oturdu." Bakın size ne getirdim."

Cem deftere ilk hamle yapan oldu. "Bu..."

Cümlesini Metin tamamladı. Vurdum duymaz ve serin kanlı halinden hiç bir şey kaybetmemişti. " Aranan günlüklerden ilki."

GÖLGELER SERİSİ - 4 - BAŞLANGICIN SONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin