SAKLANBAÇ

98 8 2
                                    

Önce!


Kurtadam, "Adım Lucas!"

Evren yutkunup, "Ona hayatımı borçluyum!"

Tuncay gözleri faltaşı gibi açılıp, "Buldum!" diye bağırdı.

Cem başını laptoptan kaldırıp Lucas'a baktı, "Bu kıyamet, sence doğru mu?"

Josef adama uzun vampir dişlerini gösterip, "Kız nerede?"

Tuncay, "Bir dişi, bir kadın, bir kız...Yaşamdan yaşam meydana getirecek bir dişi. Kıyamette şeytanın çocuğunu taşıyacak olan kadın..."

Kapıdakiler Josef, Stew ve Tuncay'dan başkası değildi.

"Kızın adı Rabia... Şeytanın çocuğunu doğuracak, Liliath'a beden sağlayacak..."

"Günlük her türlü lanetin çözümü olacak!"

Lamia resme bakıp, "Sen benim olacaksın Rabia!"

Hasan arabanın camından kafasını çıkarıp, "Siz iki aşık!" diyerek Evren ile Nina'nın dikkatini çekti.

Hasan, "Yaratıcı istemezse hiçbir şey bu oyun sahnesinde olmaz."

Cem'in aynadaki görüntüsü değişti..."Benim olacaksın!" Ayna patladı.

Nina, "Kabus içinde yaşarken kabus görmemek bir lütuftur..."

Nina yerde yatan Evren'e sarılmış korkulu gözlerle karşısında duran kadına bakıyordu.

Yolun ortasında ona bakan kumral, yılan yeşili gözlü adama bakakaldı.

Evren, "O saf kan kim bilmiyorum hanımefendi, ama kimse o koku tanıdık."

Kadın silahını Cem'e doğrultmuştu ki, yan odadan Evren çıktı ve kız çevik bir hareketle silahı Evren'e çevirip ateş etti.

Kadın tüm şarjörü Cem'in üstüne boşalttı, fakat Cem kurşunları havada durdurdu...

Lamia saf kan kralına yaklaşıp, "Seninle konuşmaya geldim..."

Cem biraz daha odaklanıp, "Gece Kuşu!" diye bağırdı.

Josef elindeki kibrit kutusuna bakıp, "Gece Kuşu!" dedi.

Şimdi!

Gece karanlığı şehre hakim olduğunda ve saatler onikiye gelirken gece hayatı canlılaşmaya başlamıştı.

Gecekuşu denen gece kulübü ise ağzına kadar dolu sayılırdı. Bunun bir göstergesi de dışarıda kuyrukta bekleyen insanlardı.

Siyah SS kendine park edecek bir yer ararken Tolga'nın motoru çoktan diskonun kapısında yerini almıştı. 

Ve buna dikkat eden sadece Nina oldu. "Tolga'nın motorunun burada ne işi var diye sormayacağım."

Evren üçüncü kez geçtiği caddeden tekrar geçerken motora bakma fırsatı buldu. Ve açık camdan giren havayı ciğerlerine doldurdu. Fakat alkol, ter, parfüm kokusu ve tabii egzoz kokusundan kişisel kokuları ayırt etmeyi zor değil imkansız kılıyordu.

Evren sinirle "Lanet olsun, bu saatte şehrin bu kısmında park edecek bir yer bile olmaz mı?" diye söylendi.

Cem yanında oturan genç adama bakıp, "Valeye versek..." sözünü daha bitirmemişti ki, Evren kızgın bir şekilde, "O adamlara en az elli kağıt sayman gerek. Hayatta o adamlara elli kağıt vermem. Değil elli, beş kağıt bile vermem. Bebeğimi o adamların eline bırakmam, kesinlikle hayır!" 

GÖLGELER SERİSİ - 4 - BAŞLANGICIN SONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin