Gönüllülerle ilk oyunumuza gelmiştik. Aycan da en az benim kadar çekingendi. Ama bizi sıcak karşılamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Seremoniye geçtiğimizde gördüğüm Berkana bakıp gülümsemiştim. O da bana bakıp gülümsemişti. Tek dostumu orda bırakmıştım.
"Evet arkadaşlar hoşgeldiniz. Haftanın iletişim oyunu ile burdayız. Evet takımlar değişti. Barış nasıl durumlar?"
"Berkandan ayrı geçen günler için çok üzgünüm. Survivor başladığından beri beraberdik ve dostum oldu artık. Ama burası çok güzel çok sıcak karşıladı aycanla beni. Biz çekingen olsakta onlara çok teşekkür ederim."
"Berkanında yüzü biraz asık anlıyoruz sizi. Yasin?"
"Abi ben arada barışla konuşma fırsatı buluyordum. Başarılı sessiz sakin iyi biri. Çekingenliği geçince eminim iyi şeyler olacaktır."
Barış yasinin omzunu sıvazladığında berkana söz verilmişti.
"Abi bende barış gibiyim. Ama iyiyiz ikimizde. Hatta ben ilk onunla çıkmak istiyorum. Biz yine bir yerde birleşiriz eminim. Canım kardeşim ve benim hakkımda hayırlısı olsun."
"Evet arkadaşlar o zaman ödülünüzü açıyorum! Ödülünüz, iki kişi ile telefonda konuşacaksınız! Evet parkuru biliyorsunuz buyrun."
Hepimiz toplandığımızda Aycan yanıma gelmişti.
"Eğer sorun olmazsa berkanla oynayabilir miyim?"
"Tabiki. Ben Mert'i alacağım. Ardahan sen?"
"Sercan."
Hepimiz kimi alacağımızı kararlaştırınca gönüllüler çekip seremoniye geçmiştik.
"İlk oyun Barış Berkan! Buyrun arkadaşlar."
Herkes arkamdan barış derken bende parkura yürüyordum. Berkan ile karşı karşıya gelince birbirimize gülmüştük.
"Dikkat et ha kazasız belasız."
"Sende uzunum. Haydi başarılar."
"Barış ve Berkan birbirlerine uzun uzun başarılar dilediler. Ve iki dostun ilk karşılaşması hazır!"
Düdük çaldığında ikimizde bütün hızımızla koşmaya başlamıştık. Oyunun sonuna geldiğimizde basketi iki de iki atmış kazanmıştım. Berkan bana bakıp güldüğünde bende yanına gidip sarılmıştım.
"Rövanşını al he."
"Herhalde uzun. Helal lan."
"Asıl sana helal ne biçim bacakların var lan?"
"Daha ne kadar birbirinizi öveceksiniz?"
Sercanın sesi ile ayrılıp benche yürümüştük.
"Sercan boş konuşuyorsun."
"Hadi ya. Göster o zaman günümü."
"Bir tur sonraki eşleşmeyi bekle."
"Egon boyun kadar barış bey."
"Beyni saçı kadar olan konuştu."
Barış yasinin sessizce söylediğine gülüp suyunu içmeye devam etmişti. Çıkacak olan Aycana tezahüratlar yükseliyordu.
"Aycan görerek at!"
Barış suyu içip nefesi düzene girince atışa gelen aycana doğru yürümüştü.
"Hadi! Atabilirsin."
O da sayıyı aldığında hızla bana sarılmıştı. Bende omzuna vurup geri çekilmiştim.
Oyun 9-7 olmuştu. Ve ben Sercan ile çıkıyordum. Biz öndeydik. Üzgündüm eğer alırsam Berkan yararlanamayacaktı. Ama gönüllü takımı geçen haftaki iletişime gitmemişti. Sercanla oyunun önüne geldiğimizde kolyemi öpüp koşmaya başlamıştım.
"Barış Murat Yağcı kazandı!"
"Nisa'm!"
Oyunu aldığımda herkes çok sevinirken kolyemi öpüp Benche geçmişim. Berkan üzülür diye hiçbir sevinç gösterisinde bulunmamıştım. Ama sercanı yenmek beni iyi hissettirmişti. Bugün 3/3 yapmıştım. Takımda mahçup olmamak beni mutlu ederken bide Nisa ile konuşmak vardı Allah'ım ne mükemmel bir gün.
§|§
Maşallah bugün 5/4 yaptı saniye ile kaybetti bir tanesini.
Nisaya bu kadar üzülmesi.. kalbim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The beauty of the night. ||NisBar||
Fanfiction"Barış Murat Yağcı kazandı!" "Nisa'm senin için!" § "Of! nisayı çok özledim." "Bende Laleyi."