*Samimiyet öyle bir dildir ki: Körde görür, sağırda duyar.************************************************************************ mira_sev kitaplarını tavsiye ediyorum. Okuyun bence.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Tabi sen istersen, kızım." ben şaşkınlığımdan ağzımı bile açamadım. Babamın, geldiğinden beri durgun olmasının sebebi belli oldu."Peki, kim istiyormuş?" diyen abim, sinirden ellerini sıkıyordu.
"Bugün buluşmaya gittiğim Diyarbakırlı arkadaşım, Salih. İşte o kızın falan var mı dedi? Ben nerden bileyim kızımı isteyeceğini, bende var dedim. İşte onunda avukat oğlu varmış, Eyüp. Ben Salih'i gençliğimden tanırım, kendisi çok iyidir. " demesinin üzerine abim cevap verdi.
"Sen nasıl bakıyorsun bu fikre, baba? Çocuğu tanıyor musun?" dedi abim. Benle annem öylece onlara bakıp, onları dinliyorduk.
"Zişan ne derse o. Oğlunuda tanımıyorum."
"Madem tanımıyorsun oğlunu, keşke konuyu açılmadan kapatsaydın, baba. Hem daha kardeşimi görmemişler, tanımıyorlar. Belki kız çirkindir, âhlakı güzel değildirde mi dememişler kendi kendilerine. Direk istemeye kalkışıyorlar." haklı Vallah sonuna kadar arkasındayım abimin.
"Bilmiyorum Hamza. Bir de oğlu Nevşehir de avukatlık bürosu açacakmış. Burda tanıdığı avukat amcası olduğu için buraya gelmeyi tercih etmiş. Yarın da Nevşehir'e gelecekmiş. Ben onları yarın için akşam yemeğine çağırdım. Size haber vermeden davet ettim, kusura bakmayın. Salih, yarın oğlum gelecek deyince bende ayıp olmasın diye davet edeyim dedim." dedi mahçup bir şekilde.
"Davet etmişsin bir kere" dedi annem.
"Baba yarın için biz iş ortağımızla yemek yiyecektik, öyle demiştin."
"Ben onu tamamen unutmuşum. En iyisi ben Mirza'yı arayıp yemeği başka güne erteleyeceğimizi söyleyeyim."
"Bence gerek yok baba. Hem ayıp olur şimdi. Onları da bizim eve davet et istersen." dedi abim. Ne gerek var. Kaçmıyor ya. Adam mıknatıs mübarek, her yerden çıkıyor.
"Haklısın oğlum." dedikten sonra bana döndü.
"Konu da dağıldı. Ee kızım sen ne diyorsun. Salih Amcan seni görmeden sevmiş; ahlaklıdır, terbiyelidir sana çekmiştir diyor, ee tabi benim kızım öyledir, çokta güzeldir."
"Kardeşimin güzelliğine şüphemiz yok zaten." dedi abim bana bakıp göz kırparak. Abim beni böyle sever miydi? İtiraf etmesi için illaki birilerin beni istemesi mi gerekirdi? O hâlâ olayın etkisinde olduğu için neler dediğinide kavrayamamış anlaşılan. Köşeli jetonu düşmedi daha."Baba, nasıl biri olduğunu bilmiyoruz o çocuğun. Hem ben henüz evlenmeyi düşünmüyorum." biraz çekinsemde, sonunda sessizliğimi bozdum. Abim bana yaklaşıp, benim duyabileceğim bir şekilde
"Yürü be kızım." dedi, beni onaylarcasına. Abimde bugün bir tuhaflık var, hadi hayırlısı. Bende sadece onun duyabileceği şekilde
"Abi. Sen beni kıskanıyor musun yoksa?"
"Ne, Ne kıskanacağım ben seni. Aslında gitmene sevinirim. Hem ev bana kalır, evin tek çocuğu da ben olurum."
"Öyle mi? O zaman ben kabul edeyim, gelip istesinler?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKUMA KRALİÇESİ
General FictionMirza ATEŞOĞLU :27 Zişan KAYALAR :24 Başlangıç tarihi: 07. 06. 2020