Yaprak ağaçtan sıkılmıştı, bahar bahaneydi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-YeniAy bu bölüm sana gelsin.♥
************************************************************************
Evet, yorucu bir günü geride bırakıp yeni güne uyandım. Birkaç esneme hareketi yaptıktan sonra kalkıp yatağımı topladım. Ardından banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Üstümü giyindim-kiremit rengi uzun bir tunik altına da krem rengi bir etekli pantolon, üstüne de krem rengi bir şal- taktıktan sonra çantamı da alıp aşağı indim. Anneme bakmak için mutfağa geçtim. Kahvaltıyı hazırlamış, misler gibi kokutmuş buraları.
"Hayırlı sabahlar güzeller güzeli annemm."
"Sanada kuzum, hadi otur kahvaltını yap sen abini bekleme."
"Ne bekleyeceğim onu, o zaten işe de gelmiyor, yemek vermeyin ona!! Birkaç gün aç kalsın."
"Aa kızım olur mu öyle? O senin abin."
"Olur olur, bal gibide olur."
Masaya geçip kahvaltımı yaptıktan sonra arabamın anahtarını alıp arabaya geçtim. Zaten babam gitmişti. Bende gidebilirim artık.
Şirkete geldikten sonra odama geçtim. Ne yapacaktım şimdi. Aklımda bir tasarım da yok. Canım da sıkkın abimle konuşmadığım için. Nergiz'le de doğru düzgün konuşmadım ne zamandan beri. Kuzenlerim desem onlar burada değil. Hele ki Hazal'ı çok özledim. Mesaj mı atsam acaba, uyanmış mıdır? Tabi uyanmıştır, o diş hekimi şimdi hastanededir.
"Selamün aleyküm balım, n'apıyorsun? Özledim seni."
"Ve aleyküm selam karagözlüm, hastanedeyim. Bende seni çok özledim."
"Buralara gelsene, ne zamandır görüşmüyoruz."
"Bende gelmeyi çok istiyorum ama bu günlerde işlerim yoğun. Sen gel, sürekli çalışıyorsun, tatil yapmak amaçlı bir-iki haftalığına Adana'ya gel işte."
"Ben mi? Ben gelemem ki. Abimi biliyorsun zaten, şirkete uğradığı yok, ee babam da tek. Onu yalnız bırakamam ki."
"Hep sen babanı düşünüyorsun, o Hamza olacak abin de senin kadar düşünseydi tamamdı ama nerdeee."
"Zaten konuşmuyorum onunla."
"Niye ki?"
"Uzun hikaye, sonra anlatırım."
"Hamza'ya gıcık oluyorum ya. Birde seni üzüyor, onu bir elime geçireyim ben..."
"Deme öyle ya. Aslında benim iyiliğimi düşünüyor o. Sadece bazı şeyleri biraz abartıyor."
"Bak hâlâ onu savunuyor. Biraz da bana destek ol be kızım."
"Abim sonuçta. Ama konuşmayacağım onunla."
"Ben senin neyin oluyorum. Abisiymiş ya. Kalbimi kırıyon bak he."
"Öyle deme be balım. Senin yerin bambaşka."
"Öyle mi diyorsun? Seviniyorum bak."
"Sevin tabi, durduğun kabahat."
"Seninde bende yerin bambaşka, haberin ola. Şimdi işim var sonra konuşalım olur mu?"
"Olur, sonra konuşuruz balım. Hayırlı işler, Allah'a emanet ol.."
"Yorma kendini çok. Sende Allah'a emanet ol Karagözlüm."
Hazal'la konuşmak iyi gelmişti.
Her ne kadar ne çizeceğimi bilemesemde kalem kağıdı elime almalıyım artık. Boş kağıdı önüme çekip elime bir kurşun kalem aldım ve başladım çizmeye, Allah ne verdiyse.
Bir buçuk saatin ardından bana göre güzel olan bir çizimi bitirmiş oldum. Bir buçuk saat boyunca oturdum, biraz daha böyle devam edersem 100 kiloya çıkacağım. Ben biraz hareket edeyim. Cam kenarında ki çiçeğime uzun zamandır su vermediğimi fark ettim. Biraz ilgi hiç fena olmaz. Elime bir kurşun kalem alıp topragını havalandırmaya başladım ardından da suladım. Bu bana iyi gelmişti. Evdeki çiceğime de uzun zamandır bakmıyorum, bayağı boşladım bu aralar. Eve gider gitmez yapacağım ilk iş çiçeğimle-Gündüz Güzeli- ilgilenmek olacak.
Beni düşüncerimden ayıran kapının sesi oldu.
"Buyurun?" dememle Rümeysa içeri girdi.
"Misafiriniz var." kim acaba.
"Gelsin bakalım." Rümeysa çıktıktan on beş saniye sonra abim belirdi kapıda. Ben konuşmadım tabi, tripliydim sonuçta.
"Selamün aleyküm." dedi soğuk davranmaya çalışarak. Ee Allah'ın selamı, vermek sünnet ama almak farz. Bizede almak düşer.
"Ve aleyküm selam."
"N'apıyorsun, işin var mı?" dedi, soğuk davranmaya devam ederek. Madem soğuk davranacaksın niye geldin.
"Yaani,yok gibi."
"Nasıl yani, var mı yok mu?" haklı tabi.
"Yok."
"O zaman dışarı çıkalım mı biraz? Hem sana bir sürprizim var." çıkmalı mıyım? Tabi çıkacaksın, işin ucunda sürpriz var.
"Olur."
"Bu arada sürprizim kapıda."
"Öyle mi?"
"Çantanı falan al çıkalım."
"Peki." feracemi giyip çantamı aldım ve birlikte kapıya çıktık.
Karşımdaki kişiyi görmemle şaşkına döndüm...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kısa oldu ama derslerime rağmen yoğun istekten dolayı yazdım. Bence bir yıldızı hakediyor. Emeğimin karşılığını yorum yaparak ve yıldızı parlatarak verebilirsiniz. Şimdiden teşekkuir ederim.
Mevlid kandilimizi de burdan kutluyorum. Şu mübarek günün hürmetine Rabbim bizleri cennetliklerden eylesin İnşaAllah.
...❤...Selam ve dua ile Allah'a emanet olun...❤...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKUMA KRALİÇESİ
Fiksi UmumMirza ATEŞOĞLU :27 Zişan KAYALAR :24 Başlangıç tarihi: 07. 06. 2020