8.BÖLÜM

699 32 29
                                    

uzun zamandır görüşmüyoruuuz. ben geri geldim. ilham perim bu aralar başkalarına yardıma gitmiş olmalı ki yazacak  bir şeyler bulamıyorum. tabi ki hep kafam burada hep birşeyler deniyorum ama bu gün aklımda yine güzel bir ley var. 9. bölümü bekleyin diyorum yani . iyi okumalar canlarım

Dilan'ın ağzından:

Sabah kalktığımda öyle güzel öyle mutlu uyanmıştım ki. Saate baktığımda 12 olduğunu gördüm. Ah olamaz. Kafamı Cedi'nin yattığı çekyata çevirdim yoktu. O sıra bir not gördüm masanın üstünde.

"Uyuyordun uyandırmaya kıyamadım antrenman 1 de bitecek gelince görüşürüz güzellik"

Ciddi olamazdı. Bana baya baya güzelim güzellik gibi kelimeler söylemeye alışmıştı. Ama ben onun sadece bir arkadaşı ve asistanıydım. Bana böyle davranması iyi değildi. Doğru değildi. Çok yakındı sanki ilk zamandan beri birlikteymişiz gibi.

Saate bir daha baktım. On ikiyi on geçiyordu. Cedi'nin gelmesi bir buçuk olurdu. Yemek hazırlayabilirim. Beraber yeriz en azından. Telefonumu açtım hayret Meryem falan hiç aramamıştı. Telefonumdan bir şarkı açtım mutfağa gittim ve yiyecek bir şeyler hazırlamak için dolaba bakmaya başladım. Tavuk göğsü vardı buzlukta. Pilav yapabilirdim. Buzluktan göğsü çıkardım. Pirinci yıkadım. Telefonumdan şarkı çalıyordu. Bende eşlik ederek yemek yapıyordum. Kahvaltı yapmamıştım ama alışıktım direkt öğlen yemeği yemeye. Çorba da yaptım. Yeterdi herhalde. Saate baktım. 1.20 idi. Cedi birazdan gelirdi. Bende masayı hazırladım. Üstümü bile değiştirmemiştim. Bana bol gelen Cedi'nin kıyafetleri ile duruyordum. Böyle durmayayım dün buraya gelirken üstümde olan kıyafetleri gidip giydim hemen. Tam Cedi'nin kıyafetlerini katlayıp kenara koyduğum anda kapıdan bir anahtar sesi geldi. Heyecan yapmıştım sanki. Aslında böyle bir heyecana hiç gerek yoktu. Cedi içeri girdi. Bir iki içeriyi kokladı.

-Sen ciddi misin Dilan?

-Ne konuda?

-Tavuklu pilav ve mercimek çorbası mı yaptın?

-Eveet.

-Ya sen nasıl bir insansın? İyilik perisi mübarek.

-Çokça yaptım akşama da yersin.

-Akşama beraber Furki'ye gideceğiz. Oraya götürürüz.

-Olur.

-Ama dur hemen koyma yemeği ben bir duş alsam çok iyi olacak.

-Yani ne zaman istersen yeriz.

-Sen kahvaltı yaptın mı?

-Yeni kalktım ben.

-Yemedin yani.

-Evet.

-Keşke yeseydin ya.

-Gerek yok beraber yeriz.

-Tamam 5 dakikaya geliyorum.

-Tamam.

Kendimi oturma odasındaki çekyata attım ve telefonum ile ilgilenmeye başladım. Kendi kendime de şarkılar mırıldanıyordum.

"karanlıktan gelecekler önünde dikilecekler sarı sarı dişleri olacak sivri pençeleri olacak yakalayacak sanacaksın ama hep sen kazanacaksın ben sana koşmayı öğreteceğim. İçinden gülmeyi öğreteceğim"

Ben kendi kendime bu şarkıyı mırıldanırken Cedi içeri girdi.

-Şarkılar asla ağzından eksik olmuyor değil mi?

-Hayır kendimi hep şarkılar ile buluyorum istemsiz oluyor.

-Anladım dersem kızarsın dimi?

New   AssistantHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin