22

1.2K 95 14
                                    

Jeongguk hızla kafasını kaldırdı. Jimin ona sırıtarak bakıyordu.

Jeongguk aşık olduğu adamın ailesini mi öldürmüştü?
Bu bir anda çekiliş yapıp onun evine gelmesini, belindeki bıçağı, ama sonradan ona sarılmadan uyuyamamasını açıklıyordu.

"Kook, dışarıda konuşalım mı?"tüm gözler bir anda onlara çevrildi. Ama sonra hemen eski hallerine döndüler.

~

Dışarısı buz gibiydi ve Jeongguk ince okul formasıyla donmak üzereydi. Jimin'in üstündeki kendi kazağına bakıp ısınmaya çalıştı.

Jimin ise ona bakıp dudak büzdükten sonra ceketini ona verdi. Jeongguk minnetle ceketi alıp teşekkür etti.

Gergin hava geri dönmüştü.

"Jimin ben, ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Her şey bulanık. Ama net olan bir şey var senden bunu unutmamanı isteyeceğim. Ben sana aşığım."

Jimin onu yakasından tuttuğu gibi ara sokaklardan birine sürükledi. Harika. İşte şimdi işi bitmişti.

Sertçe onu duvara yapıştırıp yakasından kaldırarak "aşık olduğunu söyleyip paçayı kurtarabileceğini düşünüyorsan yanılıyorsun."

Jeongguk yutkundu. Hala ne diyeceğini bilmiyordu. Ama henüz pes etmeyi düşünmüyordu. Yavaşça dudağını yalayıp Jimin'in oraya bakmasına sebep olduktan sonra "Geçmiş, geçmiştir Jimin. Unutulur. Önemli olan şu an ne hissettiğin. Çünkü eğer geçmişinde yaşarsan bugünü kaçırırsın. Ancak bugünü yaşarsan geçmişten hiç bir şey kaybetmezsin. Hatta geçmiş sana bir hediye bile verebilir. Aşk mesela."

Jimin bunun üzerine yumruğunu havaya kaldırdı. Jeongguk darbeye kendini hazırladı. Daha önce birçok kez dayak yemişti. Ama Killer Mochi'nin ellerinden değil.

Jimin derin bir nefes aldı ve Jeongguk'un suratına bir tane patlattı. Ama sağlamından.

Jeongguk, burnu ve kaşı kanarken güldü. Bu iyi hissettirmişti. Burnundaki kanı okul formasına sildi.

Ancak Jimin az önce ne yaptığını algılamaya çalışır gibi eline baktı. Daha sonra Jeongguk'un kanla kaplı yüzüne. Sonra tekrar yumruğunu havaya kaldırdı ama bu sefer Jeongguk'un tam kafasının yanındaki taş duvara geçirdi.

Onun da eli kanamaya başladı. Jeongguk bir anda endişelenip onun elini tutup inceledi. Kafasını Jimin'e doğru kaldırdığında onun hıncını alması ve daha sonra kendini cezalandırması karşılığında kendi kendine gülümsediğini gördü.

Bu sefer yılların hıncını alma sırası Jeongguk'taydı. Onu yakalarından tutup karşı duvara yasladı. Jimin ne yapacağını merak etmiş gibiydi. Jeongguk ise burnunun hemen altını bir kez daha silip dudaklarını onunkilere bastırdı.

Sanki nefes almak gibiydi. Nefes darlığı çeken hastayı solunum cihazına bağlamak gibi... Jeongguk ise omuzlarından ittirilip ölesiye dövülmeyi bekliyordu. Karşılık almayı değil.

Jimin aslında onu yere yapıştırıp ölesiye dövmeyi düşünmüştü. Ama dudaklarında onu fena halde kendine çeken bir şey vardı.

Önce hırs dolu olan öpücükler yavaşladı ve derinleşti. Jimin tek kolu ile onu belinden sararken diğer elini onun yüzüne çıkartmış, kendi açtığı yaraları okşuyordu.

Jeongguk ise ellerini yakasından çekerek boynuna sarmıştı.

~
"Taehyung, bir gidip baksan mı?" Hoseok endişelenmişti.

"Hyung, onların aralarındaki şeye karışamayız."deyip çubuklarını yemeğe daldırdı.

Geç olmuştu. Sonunda herkes kalkmaya yeltendiğinde yanlarında olmadıklarını fark etmedikleri Jeongguk aradı.

"Hyung, biz eve geçiyoruz. Sizinle sonra görüşürüz"deyip telefonu kapattı.

Ne olduğunu soran Hoseok'a ise sırıtıp "evde işleri varmış."Dedi.

Selammm
Buraya hala bölüm yazabiliyorum ama diğer jikook'umda ilhamımı kaybettim hüüüü.
Neyse diğer bölüm smut olursa uyarı koyarım.
Hoşçakalın🦋

Lover Killer •Jikook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin