17

59 5 1
                                    

Ben hep güvenmek istedim güvenmek benim için sevmektende önemliydi. Ben birini sevmiştim ama tek taraflı bir yalnızlıktı maalesef... Şimdi karşıma güvenilir biri çıktı demiştim ama o da saçma sapan bir nedenden dolayı kalbimi kırmıştı. Şimdi ne üzüntü diyebilirdim bu hislerime ne de acı bu sadece hayal kırıklığıydı. Berker'in benim yanımda olacağını düşünmüştüm bana başka birini sevmeyi öğreteceğine güvenmiştim. Telefonumda çalan müziğin durup titremeye başlamasıyla düşüncelerimden kurtuldum. Telefonumun ekranındaki isim o arıyordu yıllarca halini kurduğum an şuan gerçekleşiyordu ama neden? ben aptal aptal telefona bakarken telefonum sustu. Bu kadar düşünürsem olacağı buydu zaten belki bir daha arar diye telefonumun ekranına bakmaya devam ettim. Tam bu sırada mesaj geldi

-Mete

Hazel hemen aşağı in sizin evin önündeyim konuşmamız gerekiyor

Mete mesaj atmıştı. Bana...Evimin önündeydi. Camın önüne geçip dışarı baktım. Bizim kapının önünde duran siyah BMW'yi gördüm. Gerçekten gelmişti. Koşarak aşağı indim ve ayakkabılarımı hızla giyip dışarı attım kendimi Mete de beni görmüş olmalı ki hemen arabadan çıktı.

-"donucaksın Hazel kafayı mı yedin sen bin şu arabaya hemen" bu bir rüyaydı kesin gerçek olmazdı bunlar Mete benim evimin önüne gelmiş ve beni düşündüğü için beni azarlıyordu benim normalde kızmam gerekirken yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyordum.

-"Hazel niye orda duruyorsun hasta olmak istiyorsun heralde"

-"Mete ne işin var burda?"

-"Bunları arabada konuşsak" dedi ve kapıyı açtı.

-"ben üşümüyorum Mete ne diyceksin arkadaşının adına özür mü dileyeceksin!"dedim sesimin ne kadar sakin çıkmasını istesemde yapamamıştım bağırmıştım resmen.

-"Hazel lütfen onunla alakalı değil lütfen" dedi niye şimdi niye daha önce yapmamıştı bunu hep hayal etmiştim ama böyle değildi şimdi Berke varken neden?  Merak ettiğim çok şey vardı ve bunları sadece onunla giderek öğrenebilirdim. Kafamı salladım. Arabaya bindikten sonra Mete yavaşça kapımı kapadı ve arabanın önünde dolanıp arabaya bindi. Motoru çalıştırdı ve sahile doğru gitmeye başladı bizim ev ve sahil yakın olduğu için kısa sürmüştü ve ikimizde sahile ulaşana kadar tek bir kelime etmedik. Mete arabanın kontağını çevirip motoru durdurdu birden bana döndü ve gözlerimin içine baktı. Etkilenmemeliydim bunu yapamazdım. Gözlerimi kaçırdım denize bakarak konuşmaya başlamasını diledim.

"Hazel şimdi eminim Berker için geldiğimi düşünüceksin öyle değil ben kendim için geldim sana doğruları ve hislerimi anlatmaya..." duygularım demişti bu sözcükle zaten hızlı atan kalbim daha da hızlandı.

"Sen yıllardır benim peşimdeydin bunu farkındaydım ama sen dışardan o kadar kırılgan ve masumdun ki sana yaklaşmaya korktum senin beni uzaktan takip ettiğin gibi izledim seni. Tabi ben sana fark ettirmedim hiç...  ama yıllar geçtikçe seni her gördüğüm de farklı duygular keşfetmeye başlamıştım ben korktum... Ben aşk adamı değildim Hazel o yüzden olamaz diye düşündüm o sırada karşıma Dilara çıktı ve biraz olsun yeniden eğlenmeye seni umursamamaya başlamıştım.... Sonra Berker birden ortaya çıktı ve her şey çok hızlı ilerledi sizi her birlikte gördüğümde ne hissettim biliyor musun? Ben seni keybettim sandım o çocuk senin üstüne iddiaya girdi Hazel o seni hiç sevmedi ama ben seni..."

"Sus!" Diye bağırdım ne diyeceği umurumda bile değildi şuan tek düşündüğüm Berker'in benim üstüme iddiaya girmesiydi. Ben ona güvenmiştim. Yıllarca sevdiğim çocuğu arkamda bırakmaya çalışmıştım. Şimdi bu olanlar benim için fazlaydı ne hissedebileceğimi bile bilmiyordum.

"Beni artık sevmiyorsun dimi Hazel?" Dedi Mete sesi oldukça kısık ve hayal kırıklıklarıyla doluydu.

"Mete ben seni yıllardır seviyorum bu öyle kolay bitebilecek bir şey değil sana karşı hissettiklerim değişmedi ama artık eskisi gibi değil Berker var ama onlada senle de olmaz çünkü ben artık size güvenemem"

"Hazel bir şans ver kimse umrumda değil ben geç kaldım özür dilerim. Hata yaptım biliyorum ama lütfen" sesindeki o yalvarış belki bir ay önce olsaydı kesinlikle dayanamazdım ama şimdi umursamıyordum bile.

"Mete beni Irmak'a götürür müsün biraz düşünmeye ihtiyacım var"

"Hazel lütfen sadece bir şans"

"Ne şansı Mete sende söyledin beni başkasıyla gördüğünde korkmuşsun ben hayallerimin yok oluşunu umutlarımın kayboluşunu gördüm sakın sakın benden şans isteme artık çok geç ne senle ne de Berker'le olmaz yapamam şimdi lütfen beni yanlız bırak" dedim söylediklerim ağırdı. Çoğu doğru da değildi ama artık kırılmak istemiyordum. Mete söylediklerimin ağırlığıyla susarken bende bu hareketini fırsat bilip arabadan çıkıp eve doğru yürümeye başladım hava soğuktu yüzüme çarpan soğuk hava beni kendime getirirken yoru yarılamıştım. Bizim evin köşesine geldiğimde arkamdan gelen ayak sesleri duydum adımlarımı hızlandırdım ama arkamdaki ayak sesleri daha yakından gelmeye başladı ve ağzıma kapanan bir bez parçasını ve kolumu sımsıkı tutan elleri fark ettim. Bezdeki koku beni derin bir uykunun kollarına çekerken belimde ve bacaklarımdaki elleri hissettim.

Meyveli SodaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin