Meyveli Soda

18

Yavaşça gözlerimi araladığımda bembeyaz bir odanın içindeydim neredeyse tüm duvarı kaplayan cam sayesinde yemyeşil bahçeyi ve ardındaki denizi görebiliyordum. Neredeyse akşam vaktiydi güneşin gökyüzünde bıraktığı o turuncunun en güzel renkleri vardı. Beni buraya kim ne amaçla getirdiyse zengin olmalıydı çünkü bu manzara paha biçilemezdi. Buradan çıkmalıydım manzara ne kadar güzel olursa olsun buraya zorla getirilmiştim. Kapıya doğru gidip kitli olup olmadığını kontrol ettim ilginç olucak ki kapı kitli değildi hızlıca odadan çıktım ve odanın karşısındaki merdivenlerden aşağı inmeye başladım.

-" Vay vay vay kıymetli kızımız kapısı kitli değil diye çıkabileceğini sanmış." Tanıdık sesle arkamı döndüğümde Berker'le konuşurken gördüğüm ve beni tehtid eden kız karşımdaydı.

-" Benden ne istiyorsun"

-"Henüz ona karar vermedim tatlım ama önce bir hırsımı çıkarmak istiyorum" dedi ve gözlerinde bir karaltı oluştu ben daha ne dediğini anlayamadan yanığımdaki acıyı hissettim ağzım açık olduğu için dişlerim dudağımı patlatmıştı o kadad şaşkındım ki hareket dahi edemedim.

-"Bodruma götürün ve bağlayın yemek ve su vermeyin canı acısın üşüsün ve korksun belki neler hissettiğimi anlar"

-" Saçmalama sana hiç bir şey yapmamışken nasıl bana bu kadar nefret dolu olabiliyorsun ya psikopatsın yada deli bırak beni kimle derdin varsa onunla çöz" sözlerime cevap vermeyip tam bir kaşar gülüşü yaptı.

-"O zaman sorun yok" dedi iki tane iri yarı adam gelip kollarımdan tuttu ne kadar çabalasamda kendimi kurtaramadım. Bodrumda kalmazdım çünkü burası oldukça havasızdı ve ışık yoktu. Kolostrofobimin ve kızın dediklerini varsayardak burdan sağ çıkma ihtimalim çok düşüktü. Korkuyordum hemde fazlasıyla nefes alışlarım bana yetmiyordu daha fazla oksijene ihtiyacım vardı. Göğsüm çok hızlı inip kalkmaya başlamıştı , gözlerime düşen o perde karanlık olan bodrumu tamamiyle görünmez yapıyordu ve o korktuğum titremeyle kendimden geçmeye başladığımı hissettim.