3: görünmez seumi

495 56 66
                                    

"Ah..." Jisung elini ensesine götürüp gözlerini benden kaçırırken mahçup görünüyordu. Tabi biraz da suçlu. "Şey, o üçüncü, hayır, artık son sınıflardan arkadaşım Chenle. Ben davet ettim."

"Jisung, bize söylemen gerekiyordu(!)" Bıkkınca ellerimi açarken gözlerim diğerlerinde gezindi, hiçbiri şok olmuş gibi durmuyordu, benimle aynı arabada gelen Yunseo, Jaemin ve Deuji üçlüsü bile(!) "Ne yani? Hepiniz biliyor muydunuz!?"

"Şey Seumi... Son toplandığımız, senin gelmediğin gece Jisung bizi tanıştırmıştı."

"Ve hepiniz onunla iyi anlaştınız, gelmesi için yalvardınız(?)"

"Seumi, yapma böyle." Jaemin yanıma yaklaşıp omuzlarına dokunacağı sırada bir adım geri giderek ondan uzaklaştım. "Hiçbirimiz bana haber vermediniz! Farkındaysanız hepimizin olduğu bir grup var ve oradan yazabilirdiniz(!)"

"Niye bu kadar abarttın? Altı-üstü yeni biri dahil oldu tatilinize(?)" Diyerek bana bıkkınca bakan ve adını yeni öğrendiğim Chenle şahısına döndüm. Bana doğru ilerleyerek önümde durmuş ve elini bana uzatmıştı. "Zhong Chenle, Çinliyim. Ailem ben doğduğumda Kore'ye taşınmış." Gülümseyerek suratıma bakarken önceki dediği sözde takılı kaldım.

"Altı-üstü yeni biri mi? Abartıyor muyum? Hah! Cidden! Bir telefon uzağınızdayken iki hafta aynı evde yaşamak zorunda olacağım yeni birini bana tanıştırmasanız bile söylemeniz gerekiyordu. Farkındaysan Chenle iki hafta boyunca seninle aynı evde yaşamamız gerekiyor, sence de tanımadığın insanlarla aynı evden kalman biraz tuhaf değil mi?"

Gayet normal bir şeymiş gibi ellerini cebine soktu ve omuzlarını silkti. "Hayır, bence bir mahzuru yok."

"Siz cidden çıldırmışsınız! Ayrıca haberiniz olsun, size fazlaca kırıldım." Chenle hariç diğerlerini parmağımla gösterdikten sonra arabaya ilerledim ve valizimi alıp kapısı açık olup, bizden önce gelen Jeno, Jisung, Heerin ve grubumuza benden habersiz yeni dahil olan Chenle'nin eşyalarını taşıdığı yerden geçerek üst kata çıktım ve pembe valizin olduğu odaya ilerledim. Heerin'in valizini nerede görsem tanırım. Cam kenarındaki boş yatağa geçerek valizimi yatağın yanına koydum ve kulak üstü kulaklığımı takarak odanın denize bakan balkonuna çıktım. Önümde bir sürü ev vardı fakat açık mavinin altındaki koyu mavi suları buradan görebiliyordum.

Haber vermemeleri beni cidden üzmüştü, çünkü onlar benim en yakın arkadaşlarım. Her birine ayrı ayrı fazlaca değer veriyorum. Beraber üniversitenin başından beri en yakın arkadaşlarız, Jisung ve Heerin ile ise liseden beri ve onların beni umursamayıp kendi kafalarına göre haraket etmesi kırmıştı. Sanki, unutulmuşum gibi, değersiz, grubun en arka planda kalan kişisiymişim, görünmez bir hayaletmişim, önemsiz biriymişim gibi.

Kulaklığı takılı olmasına rağmen yanıma yaklaşan birinin ayak seslerini duyabiliyordum. Yanıma gelip benim gibi balkonun demirlerine tutunup tüm yükünü sağ bacağına verirken Heerin olduğunu anlamıştım, kulaklığımı çıkarıp boynuma asmıştım. "Bilerek yapmadığımızı biliyorsun Seumi."

"Bu grupta unutulduğum gerçeğini değiştirmiyor."

"Özür dileriz, öyle bir şey yapmak istemedik. Ayrıca tatil için hepimiz çok heyecanlıydık, eşyalarımızı hazırlayalım, valizlerimizi dolduralım, nerede hangi fotoğrafı çekinelim, nereleri gezelim gibi şeyleri düşünürken aramıza birinin katılacağını o gün gelemeyen sana söylemek aklımızdan tamamen çıkmış."

"Pekâlâ, bilerek yapmadığınızı biliyorum."

"Hep beraber denize gitmeye karar verdik, sen de gelmek ister misin?"

"Hayır, bugünlük evde duracağım."

"Pekâlâ, zorlamak istemiyorum seni." Kolunu sol omzuma koyup kafasını sağ omzuma yasladıktan sonra sol eliyle kolumu sıvazladı. "Seni uzun zamandır tanıyorum Seumi, biz yokken kafanı toparla."

Bir şey demediğimde duruşunu düzeltip birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra içeri girmişti. Arka bahçeden görünen büyük havuza başımı çevirdiğimde havuzun yanındaki çimenliğe sırtüstü uzanmış gökyüzünü izleyen Chenle'ye takıldı gözlerim. Üzerindekileri değiştirip altına dizüstüne gelen siyah bir deniz şortu, üzerine de ince bir beyaz tişört giyinmişti. Tişörtün içinden Jeno ve Jaemin kadar olmasa da yapılı vücudunu görebiliyordum. Siyah saçları alnının kenarlarına dökülmüştü. Elmacık kemikleri belirgin bir şekilde ortaya dökülüyor ve süt beyazı teninde yanaklarının çukur olmasına sebep oluyordu. Vişne çürüğü rengindeki dudakları hafif aralanmış ve dolgun duruyorlardı. Çenesi Jeno'dan daha keskindi, ayrıca bu şekilde yattığı için adem elması ortaya çıkmıştı.

Kafamı gökyüzüne çevirdim ve çok az bulunmasına rağmen bir süre bulutlara baktım. Gözlerim tekrar yere indiğinde ayakta durup bir elini şortunun cebine atmış beni izleyen Chenle ile göz göze gelmiştik. Gözlerimi ondan çekip içeri girdim ve yolculukta alamadığım uykumu almak için yatağa sırtüstü uzanıp gözlerimi kapattım.

ゃberceste

Bir bölümle daha merhabalar! Yazdığım zamanlar yayınlıyorum bebişler ❤️ SEVİLİYORSUNUZ🌙
Allah aşkına Multi çok seksi değil mi:")

dolphin | zhong chenle ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin