• uyarı: depresyon
"on yedinci yaş günün için harika bir mekan hazırladık." dedi motoya neşeyle. "peki, gelirim." dedi rintarou konuyu kapamak istercesine. tatsuki, "senin doğum günün, tabii ki geleceksin." dedi gülerek. rintarou da ayıp olmasın diye yüzüne gülümseme yerleştirdi.
"nerede olduğunu merak etmiyor musun?" motoya hayal kırıklığına uğramış gibiydi. "konuşuruz nasıl olsa." dedi rintarou ve sırasından kalktı. "tuvalete gidiyorum." yanlarından ayrıldı, iki arkadaşı birbirlerine baktılar.
"onun için çok endişeleniyorum." dedi motoya ona yakışmayan mutsuz bir ifadeyle.
"osamu hepimizin arkadaşıydı ve onun hakkında konuşmamaya, hayatımızı normal bir şekilde sürdüreceğimize dair birbirimize söz vermiştik." meyve suyundan bir yudum aldı tatsuki. "böyle yaparak sadece kendini mahvediyor. aslında böyle bir durumda ona yardım edebilecek tek kişi osamu'ydu."
"ikisinin ilişkisi ayrıydı, sen de biliyorsun." motoya'ya cevap vermedi tatsuki, konuyu kapamak adına.
rintarou da o sırada tuvalete gidip elini yüzünü yıkadı.
yüzünü kurularken ağlamaya başladı. onu o kadar çok özlüyordu ki... ağlamaktan başka hiçbir şey yapmıyordu, yapamıyordu. canı çok yanıyordu. okula yeni gelmeye başlamıştı ve şimdiden dayanamayacak gibi görünüyordu.
•
"günaydın."
tanıdık, yumuşak ses başını telefondan kaldırmasına yeterdi her zaman. gülümsedi, "günaydın." diye karşılık verdi. yumuşak sesin sahibi tek kulaklığına taktığı kulaklığı da çıkardı ve yan yana yürümeye başladılar.
"nasılsın?" dedi osamu. rintarou, az önce elinde olan telefonu cebine koymuştu. ellerini de üşüdüğü için cebine koydu ve cevap verdi. "iyiyim sen?"
"iyiyim." osamu ona bakıp gülümsedi. nadiren gördüğü bu görüntüye hayrandı rintarou. ona sürekli daha fazla gülmesini söylerdi. osamu da her zaman aynı cevabı verirdi. "senin de pek farkın yok ki." derdi. ikisi de bu konuşmadan sonra gülerdi. bu aralarında küçük bir espri gibi bir şeydi. rintarou da hem onun gülümsemesine karşılık amaçlı hem de bu esprileri aklına geldiği için gülümsedi.
"daha çok gülümsemelisin demedin, ne düşünüyorsun?" osamu merakla sordu.
"senden bir gün bile ayrı kalsam ne yapardım, onu düşünüyordum." dedi.
"nereden çıktı o şimdi? öyle bir şey mümkün değil." her şeyi birlikte yaparlardı. okula bile buluşup birlikte giderlerdi, şu an yaptıkları gibi.
"umarım." dedi. osamu bu cevabı ve konuyu beğenmedi o yüzden konuyu değiştirmek istedi. "üşüyor musun?"
"aralıktayız. sen nasıl üşümüyorsun?"
"bilmem." osamu elini rintarou'nun montunun cebine soktu ve onun elini tuttu. "bak, ellerim sıcacık." rintarou kızarmıştı. osamu bunu o kadar tatlı buldu ki o da utançtan gözlerini kaçırdı hemen. "soğuktan falandır herhalde." diye düşündü. gerçekten mümkün değil, diye düşünüyordu. ikisinin ayrılması imkânsızdı.
ithaf: soleangelo 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seventeen ⎯ osuna
Fanfiction• uyarı: depresyon rintarou, 17. yaş gününü yalnız kutlayacaktı.