Okyanusun nemli, tuzlu, yosun kokulu havası yüzümü okşayıp saçlarıma karışıyor, kızıl güneş tüm yakıcılığını tenimde hissettiriyordu.
Nemli rüzgar üstümdeki beyaz elbiseye rağmen kendini hissettirirken kendimi çok uzun zaman sonra ilk defa hayattaymış gibi hissetmiştim.
Birbirine karışan saçlarımın arasından ellerimi geçirip bir nebze olsun düzeltirken gözlerimi batan güneşin kızıllarından çekerek tam hız ilerlediğimiz büyük adaya diktim."Efendim" arkamdan gelen sesle gözlerimi diktiğim adadan alıp elindeki uydu telefonunu bana uzatmış Nora'ya döndüm.
"Bay Bredd telefonda" telefonu alıp kulağıma dayadım.
"Söyle"
"Yerini tespit ettik konumları gönderdim jeti yarın öğleden önce 4:30 da kalkacak iniş yeri San Francisco Sacramento Stockton havaalanı davet perşembe günü öğleden sonra 09:00 da bir otelde olacak ayrıntıları Poyraz'a gönderdim birazdan elinize ulaşır"
"Tamam gelişmelerden haberdar et"
"Tamam efendim" telefonu kapatıp Nora'ya uzattım hızla yanımdan uzaklaştı.
Tekne hızla adaya yaklaşırken zihnimin içinde bir oraya bir burada dolanan kurnaz tilkiler bana olacakları fısıldarken gülümsemeden edemedim.
Teknenin hızı yavaş yavaş azalırken adaya yaklaşmıştık çok geçmeden bir bot yardımı ile kıyıya vardığımızda vakit kaybetmeden adaya ayak bastım.
Beyaz kumlara bata bata ağaçların arasına gizlenmiş olan üç katlı yazlık eve doğru ilerlemeye başladım.
Sert rüzgar, saçlarımı savururken beyaz elbisem rüzgardan bacaklarıma çarpıyordu.
Beyaz kum ve sert rüzgar yürümemi zorlaştırsa da istifimi bozmadan kararlılıkla ilerlemeye devam ettim.
Mütevazı, sade ve şık görünümlü beyaz eve doğru ilerlerken kendimi etraftaki palmiye ağaçlarını ve berrak gökyüzünü izlemekten alamıyordum.
Adımlarım eve yaklaşırken evin bahçesine açılan kapıda o belirdi.
Üstünde yazlık bi şort ve tişört olan adam yüzünde sorgulayıcı bir ifade ile evden çıktığında içtenlikle gülümsedim.
Günlerdir kesmediği saçı ve sakalına rağmen hala tanınacak bi vaziyetteydi.
Benim gibi o da bana yaklaşmaya başladığında keyifle konuşmaya başladım."Tek kelime ile muazzam bir yer seçmişsiniz. İnsanlardan uzak sessiz sakin bir yer.
Kesinlikle böyle bir ada almam gerek." bahçedeki uzun ve geniş havuzun önüne geldiğimizde ikimizinde adımları durdu.
Gözlerim etrafta dolanırken konuşmaya devam ettim."Hem insanlar bazen bunaltıcı olabiliyor böyle bir yere kaçıp dinlenmem zihnime çok iyi gelecek eminim." karşımda çatık kaşlarla ve gergin bir ifade ile bana bakan adama baktım.
"Sen burayı nasıl..?"
Sorusuna aldırmadan ona baktım tıpkı onun gibi kaşlarım çatıldı düşünceli bi şekilde devam ettim.
"Ada demişken...tanrı aşkına sizin şu LA'deki Wrennyt Bankasında bulunan paralarınız...miktarı görünce ağzım açık kaldı açıkçası. Şarap işi tutuyor sanırım...ha Uğur bey? Bana bir kaç tavsiye vermek istersiniz belki şaraplardan pek anlamam da hatta
isterseniz içeriye geçelim böyle ayakta sohbet etmek beni yoruyor malum uzun yoldan geldim" evin üst katında büyük uzun camın önünde beyaz perdenin arkasında belli belirsiz bir kadının silüeti belirdi elimi kaldırıp hafifçe ona doğru sallayarak selam verdim.
Yüzümde kocaman bir gülümseme ile karşımda renkten renge giren adama geri döndüğümde içte içe kuduruyor olması keyfimi arttırdı."Sevgilinizle de tanışmayı çok isterim Uğur bey ah yoksa karınız mıydı? Yanlış gördüysem kusura bakmayın...."
|\\\\\\\|
La Mariposa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
la mariposa
ActionHayatta bazı kırılma anları vardır doğru sandığın, sonuna kadar savunduğun yol, bir anda bir su damlasına çarpan ışık huzmesi gibi kırılıp başka bir yöne sapar. Neva'nın da hayatı bir gecede tıpkı bir ışık huzmesi gibi kırılıp yön değiştirirken düny...