üç

2.2K 198 103
                                    

Ertesi sabah uyandığında kendini kelimenin tam anlamıyla bok gibi hissediyordu Min Yoongi. Baş ucundaki su şişesini alkolün yarattığı susuzluğu gidermek için kafasına dikti. Suyu bitirdiğinde nefes nefese kendini tekrar yatağına attı. Gece olanlar aklına geldiğinde aşırı tepki verip vermediğini sorgularken buldu kendini. Arkadaşının yaptığı yanlıştı evet ama sarhoştu ve Jimin'di işte. Kızmakta haklıydı ancak tokat attığı için pişman hissediyordu.

Yattığı yerden kalkıp savsak adımlarla kordidoru geçti. Salona ulaştığında dün akşam bıraktığı yerde buldu arkadaşını. Olduğu yerde sızıp kalmış olmalıydı. Yanına gidip ne yapacağını düşünerek bir süre dikildi orada. En sonunda eğilip kucakladı küçüğünü ve kanepeye uzanmasını sağladı. Battaniyeyle üzerini örtüp koltuğun kenarına oturdu. Dağılmış kahve saçlarını okşadı biraz. Sonra uzanıp dün gece aldığı darbeden hala hafif kızarık olan yanağına minik bir öpücük kondurdu.

"Bana kızgın kalamayacağını biliyordum kedicik."

"Seni hala affetmedim Jimin." Aslında uyanır uyanmaz affetmişti ama Jimin'in bunu bilmesine gerek yoktu.

"Olsun. En azından kızgın değilsin." Hala gözlerini açmamıştı. Tek elini örtünün altından çıkartıp sarışının elini tuttu. "Özür dilerim. Yaptığım yanlıştı. Sana kendini öyle hissettirmek istememiştim."

"Bir daha olursa-"

"Bu sefer ben kendimi tokatlarım."

"Ah hayır bir daha olursa sadece bir tokadın yeterli kalacağını sanmıyorum."

Jimin cevaben sadece güldü ve arkasını döndü. Arkadaşının elini hala bırakmamıştı. Yoongi'nin tek kolu Jimin'in beline sarılıydı şimdi. Sehpadaki telefonun tuşuna basıp saate baktı. Henüz erkendi yani biraz daha uyuyabilirdi. Elini bırakıp ayağa kalktığında sızlandı küçük olan. Yoongi ise gitmek yerine örtüyü kaldırdı ve arkasına uzanıp kollarını arkadaşına doladı. Alnını sırtına dayadığında gülümsedi küçük olan.

Ne yaparsa yapsın Jimin'den kopamıyordu Yoongi. O kadar seviyordu ki onu. Hisleri onu bile korkutuyordu. İkinci kez uyandığında uykusundan, bu kez daha dinlenmiş hissediyordu. Başını kaldırıp nerede olduğunu anlamaya çalıştığında Jimin'in dudakları girdi görüş açısına.

"Kaldırmasana kafanı," diye sızlandı küçük olan ve sarışının başını tekrar göğsüne yasladı.

O an fark etmişti arkadaşının üzerinde yattığını. İç geçirip kalkmaya yeltendiğinde tekrar yerine yatırıldı arkadaşı tarafından.

"Bir dur durduğun yerde öleceğim şimdi."

Gözlerini devirdi sarışın. Jimin yine oyun oynuyordu ve aslında farkında değildi Yoongi'ye ne yaptığının. Sadece onunla biraz daha öyle yatmak istiyordu.

"Çişim var Jimin."

"Üç yaşında değilsin, iki dakika tut."

İç geçirdi Yoongi ve anın tadını çıkarmaya karar verdi. Kulağını kalbinin olduğu yere yaklaştırdı küçük olanın. Düzenli atan kalbini dinledi. Arada oyunun heyecanıyla hızlanıyor sonra tekrar düzene giriyordu. O an fark etti ki bunu daha önce hiç yapmamıştı. Sevdiği çocuğun kalp atışlarını senelerdir ilk kez bu kadar dikkatli dinliyordu. Daha önce de böyle yatmış, sarılmışlardı ama ilk kez dikkatini veriyordu. Huzurlu hissetti Yoongi. Uzun zamandır Jimin'le bu kadar uzun vakit geçirmemişti. Yaklaşık bir yıldır sadece sabah on dakika, akşam da yemekten sonra bir saat görüşürlerdi. Ondan kaçıyor olması üzdü sarışını. Ona olan duygularıydı önceden onları bir arada tutan. Şimdi ise aynı duygular onları birbirinden uzaklaştırıyordu. Yine ne zaman uzun süre yalnız kalsalar içinden gelen açılma isteğini duydu Yoongi. Kalbi heyecanla çarpmaya başladı. Şimdi söylesem, diye düşündü, belki, düşük bir ihtimal de olsa karşılık verir bana. Hemen değil ama belki sonra.

SATISFACTION ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin