pay attention (samxlucifer)

377 32 38
                                    

Pay attention to me, I'm bored


Sam sığınaktaydı ve Dean ile Cas avlanırken geride kalıp araştırma yapıyordu. Aslında bu kısım oldukça doğaldı çünkü kardeşi ve meleğin çok iyi bir uyumu ve anlaşma şekli vardı, hatta bazen fazla iyiydi, o yüzden Sam geride kalmayı kendi istemişti. Sürekli göz seksi ve bazen gerçek seks yapmalarına ve rahatsız edici görüntülere maruz kalmaya dayanmaktan iyiydi. Öylesine bir günde Sam olayla ilgili bir gelişme olduğunda onların motel odasına gidiyordu ve... Gerisini şu an düşünmek bile istemiyordu. Onlar birlikte iyiydi. Zaten sığınakta yeterince zordu katlanmak, en azından bir süreliğine rahatlıyordu.

Fakat sorun, yani doğal olmayan kısım, mutfaklarında bir şeytan olmasıydı. Aslında bir melekti, isyan edince herkes onu şeytan olarak bilmişti. Hala melek olmasına rağmen. Tuhaftı.

Melek-şeytan olan Lucifer mutfaklarındaki masaya oturmuş sandviç yiyordu. Sam'in bunu bilmesinin sebebi sandviçi onun hazırlamış olmasıydı.

"Tadını beğendim," diye belirtti. "İyi iş Sammy."

"Bana öyle seslenme."

"Tamam, Sammy." Lucifer yüzündeki o gıcık sırıtışla konuşurken Winchester'ın yapmak istediği tek şey yüzünü birkaç yumrukla dağıtmaktı ama yapmayacaktı. Nedenine gelirsek, o artık bir melek değildi. Evet Lucifer'in tuzağa düşürüp özünü almışlar ve Cas'e hiçbir canlının bulamayacağı bir yere saklamasını söylemişlerdi. Kulağa acımasızca gelsede tüm evren ve insanlık için en iyisi buydu.

"Hadi odana geç artık." Sam bunu diyordu çünkü sığınakta artık eski melek-şeytana ait bir odada vardı. "Yoksa beni rahatsız edip durursun, eminim."

"Televizyon izlemekten sıkıldım ve bana sorarsan Netflix&Chill olayı için bir partnere ihtiyacım var."

Sam bıkkınlıkla iç geçirdi. Dean ve Cas'in aşk seanslarından kurtulma yolunu bulduktan sonra adamakıllı birkaç hafta yalnız kalabilmişti sadece. Belkide Lucifer'i insanlaştırmak iyi bir fikir değildi.

"Lütfen odana gider misin?" kibarca tekrarladı. "Araştırma yapmam gerek."

"Sana yardım edeyim?" Gözlerindeki ışıltıya kanmayarak başını olumsuz anlama gelecek şekilde kuvvetlice salladı Sam. "Kesinlikle olmaz."

Aslında Lucifer'i yanlarına almak hiçbirinin fikri değildi. İnsanlaştıktan sonra onu o yıkılmış fabrikada bırakmışlardı fakat iki gün sonra sığınağın kapısına dayanmıştı. 'Gidecek bir yerim yok ve herhangi bir melek bu durumdan haberdar olursa beni bulup öldürür,'  diyerek. 'Bu durumun sorumlusu sizsiniz ve içeri almadığınız sürece burda dikilip bağıracağım.'

Sığınağın yeri gizli olduğundan, en azından birçok canlıya göre, ve öyle kalmasını istediklerinden çaresizce şeytanı içeri almışlardı ve insanlıkla ilgili tüm saçmalıklarına katlanmaları gerekmişti. Sam kütüphanede araştırma yapması gerekirken bunları düşünüyor ve acaba farklı bir yol bulabilir miydik diye sorguluyordu.

"Eğer ne bulmam gerektiğini söylersen yardım edebilirim, okuma biliyorum sonuçta."

Arkasından gelen sesle başını masaya -adeta vururcasına- koydu Sam. Gerçekten hayatınızı mahveden ve bedeninizi kullanıp sonrasında kafeste türlü işkenceler yapan biriyle sürekli birlikte olmak berbattı. Fazla berbat.

"Beni yalnız bırak lütfen," sesi kısıldı ama duyabileceğini biliyordu. "Odana git ve orda kitap oku ya da ne yapmak istiyorsan onu yap ama benden uzak dur."

"Ah Sammy," elini omzuna koydu. "Kalbimi kırıyorsun. Bu iyi değil çünkü artık melek olmadığıma göre kendi kendine iyileşemez."

Başını kaldırıp gözlerinin içine baktı Sam. "Komik olduğunu mu sanıyorsun? Çünkü değilsin."

"En azından Cas gibi hiçbir imayı anlamadan sopa yutmuş gibi durmuyorum, melekkende şimdi de." Öyle gururlu söylemişti ki, sanki bu dünyadaki en büyük başarı gibi.

"Neden şimdi diyorsun?" merak ederek sordu Sam, biraz ciddileşerek. "Asla kendinden 'insan' diye bahsetmiyorsun."

"Çünkü değilim, yalnızca bir parçasını kaybetmiş bir meleğim. Yakında eskisi gibi olacağım."

"Asla."

"O halde ölene kadar bana sabretmen gerekecek çünkü bir yere gitmiyorum."

Normal bir tepki olmasa da Sam kahkaha attı. Kahkaha attı çünkü onca zamandır Lucifer'in böyle çekilmez davranmasının sebebini yeni anlamıştı. "Özünün nerde olduğunu bilmiyorum bile," diye itiraf etti. "Bilseydim de söylemezdim. İstediğin kadar farklı yol deneyebilirsin."

"İstediğim kadar mı?"

Kaşlarını çattı Sam ve hala omzunda duran ele baktı. "Onun dışında istediğin kadar yol."

"Hadi ama Sammy! Kimse yok ve bu ikimizin küçük sırrı olarak kalacak. Sende nasıl olacağını merak etmiyor musun? Sonuçta aramızda tüm o melek-beden bağı var."

"Hayır etmiyorum ve artık insan olduğun için o bağ kopmuş olsa gerek," Gıcık bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. "Şimdi beni rahat bırak yok gece boyu odanda yüksek sesli müzik çalmasını sağlarım."

"Ne etkili bir tehdit biçimi ama."

"İstersen daha acı verici tehdit yöntemleri de var?"

"Tamam her neyse." Lucifer gözlerini devirip ellerini cebine koydu. "Odama gideceğim ama uzun süre orda kalacağımı düşünme."

"Belki rüyalarımda," Sam kendi kendine mırıldandı. Lanet olası şeytanla dost olmasına ramak kalmış gibiydi ve bu rahatsız ediciydi.

Yinede, elden gelen bir şey yoktu. Kesinlikle Castiel ve Dean'i iş üstünde basmaktan iyiydi.



Ya şimdi söz vermek gibi olmasın ama bunun devamı gelebilir, ne zaman bilmiyorum. Unutulup gitme ihtimali de yüksek djdkxlxlx
Neyse bunu öyle tadımlık-humor niyetine yazdım fazla Samifer anı olmadığının farkındayım fakat aklıma başka fikir gelmemişti.

Umarım beğenmişsinizdir!

one shots//sastiel+samifer+destiel ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin