Senden....

342 24 5
                                    

Cenk
    Hava almak için dışarı çıktığımda Ceren ve Cemre'yi gördüm yanlarına gittim ama beni fark etmediler Ceren işaret parmağını sallayarak konuşuyordu arkasındaydım ve tüm dediklerini duyduym içimden söyleyeceğim şeyi dışımdan söyledim.

Cen; Neyi biliyordu?

   Cemre kaçmıştı daha doğrusu gitsin diye işaret etmiştim, o gidince Ceren arkasından gidicekti kolunu tuttum arkasına dönüp gözlerimin içine bakıyordu daha önce görmediğim bakıştı bu,  üzüntü yada aşk bakışından daha çok nefret, öfke ve kızgınlık vardı bakışında birden kolunu çekti arkasına dönüp giderken birinin seslenmesiyle arkasına döndü, baya bekledi sonunda oğlan bizim yanımıza gelmişti Ceren'e sarılıp bana elini uzattı ne tanışmak mı istiyordu bu estetik surat?

Fır; 11 yıl oldu Cenk, nasılsın?
Cen; Beni tanıyor olabilirsim ama ben tanımıyorum ve tanımak gibi bir niyetim de yok.

    Arkama dahi bakmadan ordan uzaklaştım.

Ceren
Fırat ile konuşurken Nedim geldi ikisini tanıştırdım içeri geçip doktorun odasına girdik Nedim ile, doktor röntgenlere ve test sonuçlarına bakıyordu, en sonunda bize döndü.

Doktor; Evet, testlerde gördüğüm kadarıyla korkulacak bir şey yok, bebeğiniz enfeksiyon kapmış, boğazları az şişip kızardığından anlayamadım ondan diğer testlere ihityaç duydum emin olmak için, bugün taburcu olabilir, geçmiş olsun.

Odadan çıktığımızda derin bir oh çektim, dünki soğuk, karanlık ve ürpertici koridor gitti yerine sıcak ve mutluluk saçan koridor gelmişti annemin yanına gidip sarıldım Agah babanın elini öpüp ona da sarılmıştım. Onlar arabaya giderken Nedim ve Cemre'nin konuşmasını istemeden duymuştum.

Cem; Nedim yok işte Cenk, korkmaya başlıyorum.

Ned; Ben ne yapabilirim senin sevgilini? Kim bilir hangi cehennemde kafayı buluyor?

   Konuşmalarını kaldıramayıp Umut'u almaya gittim hemşire küvezden yavaşça çıkartıp kollarımın arasına koydu. Kokusunu derin derin içime çektim melek gibi kokuyordu. Hastane işlemlerini Nedim halletmişti arabaya binip köşke gittik, sabahtan akşama kadar Umut ile ilgilendim Damla'nın dediği şey aklımda kalmıştı telefonuma uzanıp Umut ile yaptığımız eğelenceli şeyleri kaydediyordum, akşam Umut uyuyunca yatağın yanında ki beşiğine koymuştum, gerçekten de bebekler melek gibiler özellikle uyudukları zaman ve kokuları cennet gibi kokuyordu mis kokulu oğlum benim.

Cenk
  Bu ne biçim şey? Film mi çekiyoruz biz? Ha unutmuşum ya benim hayatım film zaten. Arabama binip ordan uzaklaştım tekel gibi bir yerden içki alıp sahile gittim kolay kolay sarhoş olmazdım aslında, bu gün yaşadığım her şeyi unutmam lazımdı yoksa deliricektim. 1 şişe 2 şişe derken 10 şişe içmiştim şimdi yavaş yavaş sarhoş oluyordum olduğum yerde biraz kıvrandım ama akşam olduğundan hava esiyordu zar zor arabama binip köşke geçtim, ayakta duramıyordum bile odama çıkınca kendimi yatağa attım kapının açılmasını beklemiyordum, oturur pozisyona geldiğimde karşımda Ceren vardı.

Cer; Sarhoş musun sen?

Cen; Ne saçmalıyorsun Ceren? Çık dışarı.

Cer; Cemre için demi? Onun için tabi ya ben ne bekliyorsam? Yazık ona  döktüğün göz yaşlarına yazık, sen kendi bebeğin için bile üzülmedin Cenk, o hastanede bilmem kaç tane tahlil yapalırken ağlayan bebek senindi Cenk senin. Sevgiliymişsiniz ama aşk olsun Cenk insan kendi oğlunun annesine demez mi?

Cen; Ne saçmalıyorsun Ceren? Yine neyin peşindesin? Para? Yoksa...Yoksa benimle birlikte olmak mı istiyorsun? Ha sen oğluna kard-

    Hızla attığı tokar yüzümü uyuştururken, kendime yeni geliyordum belkide öyle düşümüyordum, gözlerinden hızla iki damla yaş düştü.

Zalim İstanbulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin